Kimlikler Üzerine

  Hiç yorum yok

  


Günümüzden asırlar önce insanlar yaşamlarını belirlerken bir işbölümüne ihtiyaç duyuyorlardı. Ekmek yapacak olan fırında av bulacak olan geniş bozkırlarda sanat yapacak olan ise kendi magarasında hayatını devam ettiriyordu. Bu durum aslında temelinde bilinebilirlik ihtiyacı dogurmuştu. 

Birisine gitiginizde o size ben hiçkimseyim demek yerine ben fırıncıyım dediginde bu kesinkikle bir amaç ugruna oldugu ve bu amacın toplum arasında işe yarar bir durum oldugunu kanıtlıyordu. İşte gerek tanıma gerekse toplumsal bir kişilik oluşturma için insanlar kimlige ihtiyaç duyuyordu. Ancak zamanla kimlik kavramı toplum geliştikçe çeşitlendi degişti hatta yeniden inşa edilmeye başlandı. 

Dogumumuzdan itibaren etrafımızda insanlar vardır anne babamız nasıl bir sosyo ekonomik kültürel yapıya sahipse bizimde aynısını olmamız istenir anadolu cografyasında çocuga genellikle erkekse dedesinin kızsa büyükanne yada ninenin ismi verilir. Bu kısımdan itibaren ne olacagımız ve kime benzememiz gerektigi zihnimize kodlanmaya başkanmıştır. 

Belirli bir devlet içerisinde belirli bir ailede belirli bir tarihte ve yerde dogup oraya göre egitim ve gelişim gösteririz bunun sonucunda ise bize ait benimsenmiş bir kimlik ediniriz. Bu kimlikler genellikle temel yapı bakımından herkesde olan ve olması gereken şeylerdir. Birisi çıkıp ben hiçkimseyim yada hiçbir yere ait degilim deme lüksüne sahip degildir çünkü toplum içerisinde o kadar çok benimsenecek kimlik vardır ki bunlardan birini benimsemeniz farkında olmadan gerçekleşmektedir. 

Kimlik genelde kişinin dogumunda edindigi ancak ilerleyen yaşlarda geliştirebildigi bir kavramdır. Nasılki size bir yeterliligi veya ehliyeti saglayan belgeler veriliyorsa bu belgeler yeterince gereksinimi karşılayan diger kişilere de verilmektedir. 

Kimlik genellikle kişinin teorik varlıgını tanımlaması sebebiyle genelde gerçekligi tanımlamaz. Bu sebepten dolayı kişilerde modern çagın gelişimi ve sosyal dinamikler genelde bir kimlik kargaşası yaşanmasına yol açmaktadır. Egemen kültüre yöneliş, zayıf baskın alt kültürlere yabancılaşma tamamen bu yabancılaşmanın sebebidir. 

Kimlikler kargaşa yarattıgı için aslında birazda geçicidirler dogdugumuz ülkenin bir vatandaşı oluruz ancak öldügümüzde de nufustan siliniriz çünkü varlıgımız devam etmiyordur. Yaşadıgımız anda edindigimiz kimlik ise bize birtakım haklarla beraber sorumluluklarda getirmektedir. Nasıl ki ölmüş bir insana herhangi cezai yaptırım uygulanamıyorsa yaşayan bir insanın temel hak ve özgürlükleri sınırlandırılamaz. 

Bu özgürlük ise kimliklerin sosyal algıda degişmesine yol açmıştır. Yani toplumu tanımlayan herşeyin kimligin bir parçası olarak görülmesi gibi bir hataya yol açmıştır. Kişinin dogrudan degiştiremedigi şeyler anne babası ve fiziki özellikleri degişmezken ilgi alanları yetenekleri ve düşünceleri zamanla degişebilmektedir. Günümüz toplumu önceki çaglara göre daha liberal bir bakış açısı benimsedigi için dinin ırkın veya ekonominin kişinin kimligini belirlemede dogrudan bir etkisi olmadıgını görüyoruz. Ayrıca kimlik kavramını kişiyi soyutlayan bir unsur olarak görürsek oldukça sınırlı bir pencereden bakmış oluruz. Kimlik ister benimsenmiş olsun ister dışardan elde edilmiş olsun kişiligin gelişimiyle dogrudan hiçbir baglantısı yoktur. Sonuçta hayatınızı sizin duygu ve düşünceleriniz yönlendiriyor durum böyleyken benimsemediginiz hangi kimlik size ait olabilir ki ?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder