Hiç yorum yok
NEDEN HAYAL KURARIZ !

Hayak kurmaktan çekinmeyin, gerçekleşmeme ihtimali sizi ürkütmesin!
Neden mi...



biz neden hayal kurarız? hayal nedir? hayal kurmak için ne gerekir? hayaller nasıl şekillenir?
işte bu soruları sordugumda yaklaşık 1 yıl önceydi neden hayal kurarız diye sormuştum kendime cevabı basitti aslında hayatın içinde ve yaşamın şekillenmesini saglayan görünmez soyut düşüceydi  hayal.
Hayal düşüncenin insana fısıldamasıdır bu fısıldama ki bu bir ugraşa dönüştügünde kendini gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştırıyor. Bu ugraşın ne veya nasıl oldugunun bir önemi yok sadece o yolda bir adım olması  ve sizin isteginizle şekillenmesi sonuçlanması önemlidir.
Örnegin bir güzel bahçeli bir eviniz olacagını hayal edin bunun oluşması için hepiniz o evin temelini ellerinizle kazıp tuglalarını tek tek yerleştiriyormusunuz? yada harcını karıp demirini kendiniz mi döşüyorsunuz tabiki hayır alakasız! toplumsal fayda güden bir işte çalışıyorsunuz emeginizi enerjinizi ve zamanınızı harcayarak herkesçe kabul görmüş kagıt parçaları kazanıyorsunuz onlarla da o evi degişiyorsunuz hepsi bu. Hayaller de kendini bu şekilde gerçekleştirmeniz için sizden bir yol bulmanızı bekler.
Hayaliniz ne olursa olsun önemli mi sonuçta yaşadıgınız dünyadan sizi soyutlayıp kendi evreninizi oluşturmanızı saglamıyor mu? öyleyse neden yalnızca karnımızı doyurmaktan başka hayaller kuramıyoruz biz. Yıllar önce Shakspare in de dedigi gibi yaşamak kaygısından kurtulsa insan ne rüyalar görebilir diye bu kaygı bizi düşünce körlügüne sürüklüyor galiba.

En baştaki soru neden hayal kurarız?
gelecek hakkında öngörülebilir tahminde bulunabilmek için demişlerdi birileri fakat hayal yani kişinin soyut düşünce yetenegi sadece gelecekten ibaret olamaz geçmişi şimdinin derinligini zamanı aşıp mekanı da aşıp hiç göremeyecegimiz yerleri kişileri tasarlamamızı saglar bunun için de yalnızca aklımızı kullanır.
Hayaller kurun bunları yazın kendi hikayelerinizi oluşturun, belki büyük bir yazar olursunuz bu ülkenin senaristlere de ihtiyacı var, kurdugunuz hayaller sizi bilime anlamaya yöneltebilir ne güzel yeni teoriler tezler atın ortaya bilimsel buluşlar yapmaktan çekinmeyin, ilginizi çeken yöne odaklanın mesela bir sanat dalıyla işleyin hayallerinizi resmini çizin heykelini yapın bir enstrüman ögrenip onunla seslendirin. Çünkü bütün geçmiş ve gelecek orada.

Unutmayın ki yapılan yapılmakta olan ve yapılacak olan herşey bir zamanlar hayaldi.

--son olarak
Bugun şu deyim aklıma geldi aç kalsın da aklı başına gelsin hani derlerya hep sanki cezalandırmak istercesine o kadar basitmi herkesden farklı olup aklını başına almak için kişinin aç kalması mı gerekir? O kadar olmasa da fazla doymakdan degilmi birçok hatalarımız ramazan bayramlarını düşünün herkes açlıgın halsizliginden nasılda uykuya dalar başkalarının derdiyle ugraşamaz işte kusursuz iyilik ve kötülük de bu aşamada oluşur.
  Hiç yorum yok
EPİCTETUS kimdir? (kölelikten filozofluga)

Tarihin çokda uzak olmayan bir zaman diliminde yaşamış bu fiozofun hayatı bile aslında bir insanın yaşamının farklı bir şekilde ele alınmasıdır Kimdir bu adam ve neler yapdı?


epictetus kim ile ilgili görsel sonucu

Milattan sonra 55 ile 135 yılları arasında pamukkalae o zamanki adı hearoplis de yaşamış daha çok sokrates, diyojen gibi filozoflardan etkilenerek stoacılık akımının en önemli temsilcilerinden biri olmuştur, (Stoacılık akımı insanın bireysel beniliginin tanrı ile bütünleşerek mükemml insan olma yolundaki hikayesini anlatan felsefi akımdır bu akımda insanlar doga ile uyumlu yaşarlar ve ahlak ve erdem ile dünyadaki yerlerini tamamlarlar.)
ilerleyen yıllarda roma imparatoru neron un karısının hieropolis e hastalıkdan kurtulmak için geldigi yıllarda kendisini krala tanıtmış ve kralın ölüm yılından sonra kendisi azat edilmişdir. azat edildiken sonra yunanistan a giderek nocopolis kentinde etik üzerine stoacılıgı yaymak için bir okul açmış ilk ögrencilerinden bazları klasik felsefenin temelini atmış  hatta zamanın roma imparatorunun oglunun da bu çocukla arasında oldugu sanılmaktadır. Hayatı boyunca 8 kitap yazmış günümüze ise 4 tanesi ulaşmıştır bunlara google a yardıgınızda zaten direk çıkacaktır.
Şöyle bir sözü vardır 'Ölümden kurtulamam fakat ölüm düşüncesinden kurtulabilirim' bu sözü insan ilişkilerinde ne kendimizi nede başkasını suçlamamayı olay üzerine oluşturdugumuz o düşüncelere kızmamız gerektigini savunur

Bu filozof hakkında bişeyler yazmamın sebebi ise günümüz insanınının bireysel keşif yolculugunda bir örnek teşkil etmesidir. Hepimiz bir yere bir işe ait olmak için varız bu aidiyet bizim toplumsal tabelamız niteligi taşıyor bu olmadıgında ise fillozof diyojen gibi medeniyete ters bir şekilde yaşamımızı sürdürüyoruz.
Aslında bireyse bir yaklaşımla bakarsak ne ögreneceklerimizin nede düüncelerimizin bir sınırllıgı vardır işte bu insanlar düşünerek eylemsiz bir iş yapdılar fakat insanların yaşamları bilgileri ve inanışları kısaca insan olma yetileri bu dogrultuda şekillendi eger düşünce olmasaydı eylem de olmazdı.
Eger ögreneceklerinizin ve hayalerinizin sınırına ulaşırsanız bilincin sonsuzlugu karşısında şaşırmakdan başka bişey yapamazdınız.

Bilgiyle kalın...



  Hiç yorum yok
OYUN PSİKOLOJİSİ

Bir çocugun hayatını şekillendiren olay oyunlardır hepimizde bir zamanlar çocuktuk o zamanlardan geriye kalanlar ise bu oyun dedigimiz işler miydi?



Oyun temelde gerçekliklerin isteklere göre şekillendirilmiş halidir nasıl ki birçok gerçegin çeşidi olduğuna göre oyunların da kendine göre çeşitleri vardır.

-Ögretici oyun
-Eglendirici oyun
-Ödüllendirici oyun
-Koşullu oyun

Genelde hepimiz çocuklugumuzda oyunun ne oldugunu bilmeden can sıkıntımızı gidermek(kendi zamanımızı harcamak) için ugraşlar ararız buldugumuz bu ugraşlar ise istek ve itiyaçlarımızla orantılı olmasını aynı zamanda herhangi bir çaba gerektirmemesini isteriz ama ihtiyaçların giderilmesi için genellikle bir çaba oluşması gerekir. Buyüzden en sıkıcı olan oyunşekli ögrenme ve koşullu oyundu şimdi bu türleri açıklayalım.

Ögretici oyun: Bir amaç ve sonuç olgularıyla şekillenen bu oyun türü iş geliştirmede ve gelecekteki meslek ve yeteneklerin kazanılmasında rol oynar ama tek başına yeterli degildir.

Eglendrici oyun: Herhangi bir çıkarın olmadıgı yalnızca sevdigimiz merak ettigimiz çabalamak için ugraştıgımız oyun türüdür bu tür oyunlarda kişinin hayal gücü önemli bir rol oynar çünkü en özgür olan oyun tipi budur.

Ödüllendirici oyun: bireylerin sorumluluk bilincinin gelişiminde önemli bir rol oynayan bu oyun türü daha çok ödül ve ceza psikolojisi içerdigi için toplumsal uyumu da geliştirir dış etkilerle şekillenen bu oyun türü hayvanların egitimi için de kullanılır.

Koşullu oyun:Bazı kuralları vardır bu kuralların gerçekleştirilmesi sonucu bir aşama atlanır veya bir ödül kazanılır,  Gelişimsel yükseliş ve özgüven kazanımını saglayan bu oyun türü gelecek odaklı düşünebilmelerini saglar.

Hayatın kazanılmasında oyunlar erken yaşta büyük bir kazanım saglar gelecekteki yeteneklerimiz, ilgi alanlarımız, meslek seçimimiz ve o meslekte başarılı olmamızın temelini atan bu oyun psikolojisidir.
Oyun aslında insanın keşfetmesinde kilit rol oynayan temel duygular olan Merak, Sorgulama, Hayat kurma, Çalışma gibi birçok davranışı kazanılmasını saglar eskiler buyüzden derler dünya bir oyu sahnesi diye. Bizler oyunları severiz ama zamanımızı harcamak için zamanımızı kullanmak için degil o yüzden okudugumuz kitaplar ögrendigimiz bilgiler gibi seçimini dikkatli yapmalı ve bize her hangi birşey katmayacak olan oyunlarda aşırıya kaçmamalıyız.
Oyunlar günümüzde dijitalleşse de üzerimizde bıraktıkları etkiler degişmeyecek  o yüzde bu yazıyı yazma ihtiyacı düşündüm.