Okumak yazmak ve yaşamak üzerine

  Hiç yorum yok
Arthur Schopenauer
Okumak yazmak ve yaşamak üzerine

Tarih eğitimi üzerine – Genç Yazı'ya siz de katılın

schopenhauer'in güzide kitaplarından yalnızca biridir. say yayınları çevirisinde bazı türkçe kelimelerin anlamlarına sürekli bakmak zorunda kaldım.

- yürümek için baston ne ise düşünce için kalem de odur, fakat nasıl ki insan en kolay bastonsuzken yürürse, en kusursuz biçimde de elinde kalem yokken düşünür. insan ancak yaşlanmaya başladığında bir baston kullanmayı ister, (baston artık onun için bir yük değil, bir yardımcıdır) kalem de böyledir.

-eğitimli öğrenimli insanlar kitapların içindekilerini okuyanlardır. düşünürler, dahiler ve dünyayı aydınlatıp insan soyunun ilerlemesine katkıda bulunmuş olanlar, doğrudan tabiat kitabından yararlananlardır.

-bir insanın bu dünyadaki seçimi bir yandan yalnızlığın, diğer yandan bayağılığın ötesine geçmez.

-aşağı sınıfakiler günlerini ihtiyaçları tedarik için sürekli bir mücadele ile, bir başka ifadeyle, ıstırapla geçirirken yüksek sınıflar can sıkıntısıyla monoton ve çok kere umutsuz bir savaş halindedirler.

Mutluluk Üzerine

  Hiç yorum yok
Mutluluk Üzerine

Neden mutlu olmak isteriz ve neden genelde mutluyken bunun aksi durumlarla karşılaşırız ?

Mutlu olmak için ne yapmalı gerçekten bu bir ihtiyaç mı ?

işte bugünkü cevabı aranacak sorularım...



İnsan ihtiyaç duyar gülen bir yüze mutlu bir söze bazen bir iç ısıtıcı bakışa ve çogu zaman içinden gelmedigi için olması gerektigi gibi yaşar yapmamız gereken de budur zaten.

İnsan mutlu olmak istiyorsa karşılaştıgı en basit şeyler bunun gelişimi için bir kaynaklık eder eski bir dost iyi bir haber gülen bir yüz belki daha fazlası ancak gerçekten mutlu olmak istedigin günde işe yarar butür mutluluk sebepleri
Boşuna demezler sebepsiz ve nedensiz hiçbirşey olmaz diye o yüzden üzüntüyü ve huzursuzlugu dengeleyebilmek için mutluluga ihtiyaç duyarız tahmin edin yaşamak için çabalayan binerce insandan birisiniz ciddi bir konuşmada ciddi bir iş üzerindeyken aniden tutan bir gülme sizi ne hale getirir ortada bir sebep yokken gülerseniz insanların önyargılarından korkarsınız ama yapılan deneyler bunun karşımızdaki insanlara sebepsiz yee gülmeye başlayan birisi oldugunda digerleri için de güzel bir günse mutlulugun bulaştıgını göstermektedir.

Bütün vaatler beklentiler kazanılası şeyler biraz daha fazla mutluluk için öngörülmüştür bizim kurdugumuz modern dünya düzeni bütün makamlardan aşamalardan geçmemiz için mutlulugu vaat eder bize ancak dışarıdan kaynaklanan her mutluluk geçicidir içinizden gelen mutluluk sizin huzurunuza kapı aralar gerçek bir içsel huzuru yakalayan her insan da en büyük mutlulukları da en büyük üzüntüleri de içsel yaşamayı bilir işte bu özgürlük dedikleri bilinçsel ferahlamanın ayak sesleridir yalnızca.

Mutluluk kaynakları hepimiz için farklıdır ancak en sıradan şeyler bize en gerekli olanlardır o yüzden bir müzik dinlemek ailemizden arkadaşlarımızdan birkaçıyla oturup sohbet etmek çay içmek kahve içmek bazenen yakın yerleri gezmek bazen de yalnızca gözlerimizi kapatıp hayal kurmak düşünmek bize mutluluk verebilir "Mutlu olmak için sebep arama mutluluk için sebep yarat" işin özü bu aslında.

Bir düşünün hiç kimsenin gülmedigi hiçkimsenin mutlu olmadıgı bir dünya 
ne kadar yaşanabilir olurdu ?

İçinizden geldigi gibi yaşayın....

Teknolojinin Ekolojik Dönüşümü

  Hiç yorum yok
Teknolojinin Ekolojik Dönüşümü



Yaklaşık 100 yıldır kusursuz işleyen kapitalist libaral bir sistemde hepimiz herşeyden habersiz hayatlarımızı sürdürüyorduk fakat birgün insanlar bunlardan yoruldu ve sıradışı birşekilde yıgınlar evlerine kapandı bir virüs dünyayı depresyona soktu, herkes de ne olacagını bilmeden şaşkın bir şekilde ne olacagını bekliyor

Ne yapabiliriz ki ?

hernekadar yüz yıl desek de bu sistem dünyanın kuruluşundan bu yana köle efendi şeklinde işlemey devam etmekdeydi Akıllı olan otorite sahipleri yönetici olarak başa geçiyor ve kararları çogu zaman sorgulatmadan kendisi alabiliyordu. Onlardan daha az akıllı olan zayıf kimseler diger bir deyişle ayak takımı bu düzenin yükünü taşıyarak ayakta kalmasını saglıyordu, bu durumda birisi yönetirken digeri yönetici olarak adlandırılıyordu. sonuç olarak da giderek artan bir toplumsal kutuplaşma yaşanmaktaydı orta sınıf giderek yokolurken zengin azınlık fakir çogunlugu kontrol etmekden kendisini alamıyordu.

Düzen degişebilir...

Önceki yazılarımın bazılarında toplumsal farklılıkların nelerden kaynaklandıgını yazmıştım işte bu farklılıkların anlaşlması giderek çogalması dünyayı anlamlandıran insanların yaşamını geliştirmesi için çogunlugun urdugu devletler bu aşırı farklılaşmaya dur diyemediler yani yönetim fakirlerin elindeydi ancak halkı parayla güçle yönlendiren zenginler oldugu için karaları zenginlerle alıyorlardı. Büyük çogunlugu oluşturan fakirler yalnızca tüketim aracı olarak kullanılmış ve bunun nedenini sorgulamaya başlıyorlardı bugün ise doga yüz yıllık koşuşturmacadan yoruldugu için dönemsel bir uyku haline girmiş durumda bu sayede birçok ayrım ortadan kalkıyor dünyayı yönetenlerde adı sanı duyulmayan milyolarca insan da aynı hastalıgı tadıyor insanlıgı saran ölüm korkusu yaşamı daha da anlamlandırmaya başlayacagından emin olabilirsiniz.

Bizi neler bekliyor

Giderek büyüyen ekonomi duraksadı küresel anlamda büyük etkileri oluyor ama dedigim kişilere yoksa bir insan mutlak suretle toprakdan yaşamını sürdürebildigini ondan başkasına muhtaç olmadıgı bilir. bunun farkında oldugumuz için orta sınıf insanlar çogalabilir.

Paylaşım ve anlayış yaygınlaşıyor

devletlerin her kurumları en yüksek kişileri en sıradan insanlar bagırıp çagırmasın diye kapılarına kadar gidiyor öyle ki ordular bile öldürmeyi bırakıp yaşatmak için çabalamaya başladı umarım bu bireysel olarak da anlayış seviyemizi paylaşım yetenegimizi geliştirir.

Dünyada bundan önce de felaketler oldu ancak insan oldugumuzu yalnız kaldıgımızda hatırlarız bundan sonra da olacak o yüzden böyle zamanlarda en iyi yapılacak olan Düşünmek yani aklımızı kullanmak, Okumak birçok yeni ufuklar düşünceler keşfetmek, Hayal kurmak Kendi cennet bahçelerimizde dolaşmak, Bilim ve Sanat dallarında özgün bilgiler edinip onların yenilerini yaratmak.

Eskiyen herşeyin yerine yenisi gelir işte düzenlerin de yenisini bulmak için bütün hastlaıklarımızdan kurtulmak için insan oldugumuzu hatırlamalıyız