Bilinçli Rüya (Lucid Dreams)

  Hiç yorum yok


Bilinçli Rüya (Lucid Dreams)

Uykunuzda yeni bir bilinç düzeyine geçerek rüyalarınızı kontrol edebilir misiniz ?

Araştırmalara göre rüya insanın günlük yaşantısından edindigi veriler bilgiler zihninin gizli köşelerinde yer edinerek bilinç düzeyine erişmeden bilinçaltında saklanmaktadır. Ögrendigimiz herşeyi hatırlamak isteriz ama gündelik hayatta geriye dönük ne kadar şeyi hatırlıyoruz işte arada bir yaptıgımız hafıza güncelleştirmeleri deneyimlerimizi bilinçaltına altılma oranını azaltarak daha hatırlanabilir hale getirmektedir.

Rüyalar üzerine düşünmek sanıldıgı kadar yeni degildir M.Ö 3000 yıllara kadar gitmekte ancak geçmiş çagların büyük bir bölümü rüyaların metafiziksel bir ögreti taşıdıgına inanmış dolayısıyla başka alemlere açılan kapı yada oralardan bize ulaşan şeylerin kaynagı olarak görmüşlerdir. Ancak özellikle 18. yy bilim devriminin insan ayagının saglam temellerini atan Sigmond Froud bunun üzerine çalışmış Rüyaların Yorumu adlı makalesinde insan uykudayken dogrudan beyni tarafından gerçekleşen bilinçaltında bulunan Ego ve Süperego tarafından baskılanan istek ve arzularımızı gerçekleştirme yada gerçekleştirememe nedeniyle meydana geldigini söylemiştir(evrimagaci.org)

Günümüzde bu görüş tartışılsa da froud rüyaların ne anlama geldiginden ziyade biyolojik ve psikolojik olarak neden meydana geldigi üzerinde durmuştur. Aslında günümüzde rüya görmekte beynin etkili oldugunu bilsekte, beynin hangi bölgesinden kaynaklandıgını tam olarak bilemiyoruz. Yapılan araştırmalar genelde Beyin sapı bölgesi oldugu yönünde yogunlaşıyor "bu bölge uyku yemek gibi insanın fizyolojik ihiyaçlarını kontrol eden bölgedir". 

Rüyaların gelişim süreci ise temelde beyin sapındaki dürtülerle oluşturularak, neokorteks gibi insan evriminin nihai sonucu olan beyin bölgesinde çeşitli duyumlarla zenginleştirilerek karmaşık bir halüsülasyon görme biçimi meydana getirmiştir. 

Aslında rüya araştırmaları Froud dan bu yana soyut taraftan kopup somut bilimsel olgularla tanımlanmaya başlanmıştır. Her ne kadar teknoloji sayesinde beynin bazı bölgeleri incelense  de (MR ve EEG gibi) insandan insana farklı rüya görme (karmaşık, sade, anlamsız, hatırlanamayan) sebeplerinden dolayı gözlemlerin labaratuvar ortamlarında yapılması insanların rüyalarını yalan vs gibi şeylerle çarpıtması rüya araştırmalarını zorlaştırmaktadır. Bu zorlukları aşmak için beyni görüntüleyen elektronik cihazlar kullanarak sinirsel aktivtelerin yogunlugu incelenerek kişinin uyku sırasındaki davranışlarından rüyası izlenebilmektedir.

Rüya için şöyle kısa bir tanım yapacak olursak "uyku sırasında yaşanan hayli bir bilince dayanan deneyimlerdir"(Rüyalar ve Evrim)

Peki hayvanlarda rüya görür mü ?

Bu sorunun yanıtı hayvan davranışlarını gözlemleyen biyologlar tarafından evet olarak cevaplanmıştır. Canlılar rüya gördüklerinde benzer davranışlar gösterirken beyinlerindeki bazı bölgelerin aktiviteleri de aynı şekilde hareket etmektedir. Araştırmalardan şu sonuç çıkmıştır hayvanın beyni ne kadar gelişmişse gördügü rüyanın karmaşıklıgı o kadar artmaktadır. Rüyalar ve Evrim)

Neden rüya görürüz sorusuna gelecek olursak bu alanda iki öneli hipotez bulunmaktadır. Bunlar Harward Üniversitesi psikiyatrist Robert MCcarty nin Aktivasyon sentez hipotezi bu hipotez uyku sırasında insan vucudunun bütün faliyetlerinin en aza inmesi sebebiyle beynin gereginden fazla rasgele eletro kimyasal sinyaller ürettigini bunların beynin ön kısımlarına ulaşması sonucu hayali görüntüler oluşturdugu söylenmiştir. hipotez tam olarak kanıtlanmasa da gerçeklik payı bulunmaktadır, çünkü çogumuz yogun bir zihinsel çaba harcadıgımız günün sonunda ister istemez rüya görmekteyiz. 

Beyin halihazırda gördügü ve duydugu yani algıladıgı şeylerden ötesini düşünemez bu sebeple rüyada gördügümüz birçok şeyin önceden yaşanmış olayların çarpıtılmış bir birbiryle alakalı yada alakasız olsa da bize yeni bir görüntü olarak gözükmesi tesadüf degildir. çünkü rüya görmekte kişinin psikolojik durumu etkilidir örnegin depresyonda olan strese fazla maruz kalmış, kaygılı kişiler yaşamak istedikleri olumlu şeyleri ve yaşadıkları olumsuz travmatik olayları görmektedir.   

RÜYAYI ANLADIGIMIZA GÖRE BİLİNÇLİ RÜYA (LUCİD DREAMS) NEDİR ?

İnsanlar genellikle rüya gördüklerini uyandıklarında ben bir rüya gördüm şeklinde tanımlarlar ancak bilinçli rüya görenler o an Bi saniye şuan ben rüya görüyorum şeklinde tanımlarlar. Biliyoruzki gerçek her insan için güzel olmayabiliyor iyi güzel olsa da çogu zaman ondan sıkılabiliyoruz hatta fizyolojik olarak yapılanmamız mesela ben neden uçamıyorum dedigimizde rüyamda uçabilirim ama dedirtmeye götürüyor. işte çogunlukla aydınlık berrak yani mantık süzgecinde oluşan rüyalarda kişi bilinçaltına müdahale ederek burası şöyle olsun diyebiliyor. Adalaide Üniversitesinden psikolog Dr. Denholm Aspy incelemelerinde yetişkin insanların %55 i en az hayatından bir defa bilinçli rüya gördügünü %23 ü ise düzenli olarak ayda bir oranında bilinçli rüya gördügüne ulaşmıştır. Bu durum kişinin kendi çabasıyle gelişebildigi gibi beyin yapısıyla da alakalı olabilmektedir “Bilinçli Rüya"(acikbeyin.com) mesela şizofreni hastaları dogrudan gerçekligi rüyaları ile karıştırırken meditasyon uygulayan uzak dogu budistleri bu teknigi sonradan geliştirmektedirler.

Çogumuzun ortak sorunu gördügümüz rüyaları unutmamızdır ve genellikle çogu insan günlük 6 tane rüya görse de bunun çogunlukla 1 tanesini hatırlıyor bu rüyalar ortalama olarak 20 saniye sürüyor bilinçli rüya bu kıstasları aşabilirmi yada bizi gerçeklige yabancılaştıabilir mi ? hadi cevaplayalım....

Rüyamızı iki kategoriye alıyoruz rem uykusu ve N-rem uykusu. Rem evresi uykuya dalma esnamızda ilk 5 ila 30 dakika arasında gerçekleşerek 90 ile 120 kez hızlı göz hareketlerine sebep olmaktadır(Hızlı göz hareketi(wikipedia.org)) Rem uykusunun süresi çocuklukta fazlayken yai ilerledikçe azalmaktadır.  Bu bilgiler ise bilinçli rüyanın bu rem uykusu esnasında gerçekleşiyor olmasındandır.

Froud un rüya yorumuna zıt olarak yakın dostu Carl gustaw jung "Kollektif Bilinçaltı" tezini savunmuştur ona göre tüm insanlar ortak bir yaşantıdan beslenmektedir bu bakımdan bazı rüyalar da ortak olabilmektedir Rüya Görmenin Aşamaları (sechaber.com.tr).  

Bilinçli rüya bize gerçek hayatta elde edemediklerimizi vermekte bu sebeple rüyalarımızı farklı bir bilinç seviyesine taşıyarak kontrol edebiliriz. bunu saglamanın bazı yolları ise en basiti ile uyanır uyanmaz rüyalarımızı not almak, uyandıgımızda rüya gördügümüzü hatırlatacak nesneler ile rüyalarımızı bagdaştırmak, meditasyon yapmak, en önemliside gün içerisinde hayal kurmak. Bütün bunların dışında fizyolojik olarak B vitaminini fazla almak insana şuan rüyadayım demenin yolunu açmaktadır  Bilinçli Rüya (Lucid Dreaming).

Geceleri düzenli uyumakta bilinçli rüya görmenin önünü açıyor biliyoruz ki uyku esnasında insanın günlük hayatta mutlulugunun kaynagı olan seratomin, melatonin gibi bazı hormonlar salgılanıyor bunların eksikligi depresyon ve panit ataga sebep olabiliyor bu sebeple geçeleri düzenli uyumak bilinçli rüya görmenin önünü açacaktir.

Aslında rüyaların süresine baktıgımızda ortalama olarak 3-5 saniye sürdügünü en uzun da 20 saniye sürdügünü görmekteyiz. bu kadar kısa sürenin bize günler aylar gibi gelmesi aslında bir mucize degildir çünkü insan zihni o kadar gelişmiştir ki normal konuşmasından üç kat daha hızlı düşünebilir hatta bu zeka seviyesi kişinin egitim ve bilgi dagarcıgı arttıkça daha faz fazlalaşmaktadır. 

Kişi rüyayı ne kadr çok tekrar ediyorsa ve rüyası uyanma evresine ne kadar yakınsa rüya görme süresi o kadar uzuyor. Tübitak uykunun son evresinde rüyaların 30 dakika ile 45 dakika arası bir mesafeye uzadıgını söylemektedir Memurlar.Net

Sonuç olarak baktıgımızda rüya insan yaşamının vazgeçilmez bir fonksyonudur buna iyi birşey olarak baktıgımızda bilinçli rüya aşamasına ulaşmaktayız bilinçli rüyanın bize sezgisel deneyim yada simulasyonel bir hazırlık gibi gelecek öngörüleri saglamakta bu faydalarının ötesinde rüyalara fazla dalmak kişileri gerçege yabancılaştırarak katatonik, şizofrenik hastalıklara yol açmakta bilinçli rüyanın zor elde edildigi beynin elektrokimyasal özelliklerinden beslendigini rüyaların hatırlanmadıkça, kullanılmadıkça unutularak beynin o bölgelerinde körelmeye yol açtıgını söyleyebiliriz.

Kaynaklar

makalenin içerisinde paragraf sonlarındaki linklerdedir.

Okudugunuz için teşekkürler.

Gerçekligin dogası üzerine

  1 yorum



Bilimde, felsefedei edebiyatta her akıl sahibi insanın aklında benzer soru var nedir bu gerçek olan ? yada neye gerçek diyoruzda ona bu kadar güvenebiliyoruz ? Çaglar boyunca insanlar bu konular üzerine kafa yoruyor bu konu hakkında duyularımızdan zihnimizden, yaşam tecrübelerimizden bahsedip onları sürekli sorguya çekiyoruz, eski insanlarında yaptıgını yaparken her geçen gün bilgimizin arttıgını bu sayede nasıl daha iyi düşünüp gerçek dedigimiz o şeyi daha kapsamlı anlamlandırabilecegimiz aklımızın bir ucundan gitmiyor bugün gerçekligi konuşup gerçekligin dogasını sorgulayacagız.

Tanımı
Kavramsal olarak tanımına baktıgımızda varolan herşeyin kendisi olarak karşımıza çıkıyor. Hiçligin tersi olan gerçek aynı zamanda doganın her bir nesnesinin ayrı ayrı bireysel şartlara baglanmış koşutlu davranışlarının bir tezahürüdürde. yani gerçegi meydana getiren işin temelinde olaylar ve onların meydana getirdigi etkileşimlerdir.

Bir degere sahip olan gerçeklik ise insanların ulşaşmak istedigi dini, tasavvufi, münzevi bir hayatın kazandırdıgı nitelik olarak görülmektedir. İnsanlar hayata karşı bakış açılarını çocukluk yıllarından kalma alışkanlıklarından sıyrılarak kendi varlıklarıyla karşıladıgı ve ona kendilerince bir şekil vermeye başladıkları noktanın adıdırda. (Gerçekle yüzleşmek acıdır ama sizi daha güçlü yapar "F. Nietche nin düşüncelerinden").

Tarihsel perspektif
Dönem dönem farklı yorumlar getirilmiş olan gerçeklik orta çaga kadar mistik güçlerin iradesine atfedilmi, sanayi devriminde meydana gelen her alandaki tekdüzelik gerçekligi nesnel bir doga anlayışına atfetmiş post modernit günümüz bakış açısında ise her insanın kendi özgür iradesinde meydana gelen degişikliklere bu gerçeklik atfedilmiştir. Postmodernist yoruma baktıgımızda aslında bir bakıma bireysel gerçeklerin toplumsal gerçeklerle çatıştıgını görürüz. Mesela estetik algısı kişiden kişiye degişiklik gösterir, kimi insan bir resmi yada müzigi begenir digeri bunu begenmez çünkü onun dünya görüşü kültürel ve zihinsel, kişikilsel yapısı farklıdır digerininki farklı. Ama diyelimki karşıdan karşıya geçeceksiniz önce saga bakarsınız çünkü sizin ülkenizin her şehrinde trafik sagdan akar, eger bakmazsanız araba çarpar ve canınızdan olabilirsiniz yada bir suç haksız yere işlendiyse kesinlikle cezasını bulur buda insanlıgın dogasına göre degişmez uygulamalar bütünüdür. Herkesin kabul ettigi soyut düünyadan yarattıgımız somut gerçekler herkesçe kabul edildiginde bir şüphe duyulmaz gerçege dönüşür.

Ancak bilimsel akıl gerçekligi de şekillendirmektedir biz biliyoruzki hiçbir teori, tez, argüman yanlışlıgı ispatlanmadıkça gerçekligi kanıtlanamaz. Bilimde şüphe bize ortak aklın sayesinde dogayı şekillendirme imkanı vermiştir.

Gerçek türleri
Antik felsefi ögretilere göre temel olan şey ontolojidir(varlık bilim) biz bu varlık bilimini zihnimizle algılar ona şekil verir ve ondan türettigimiz aletlerle ona hakimiyet kurarız. Kesinlikle insanlıgın 18. yy sonraki yükselişi dogaya hükmetme anlayışı üzerine kuruludur, eger o haksızlıga ugruyorsa biz onu korur ve geliştiririz ama yok o bize zulmediyorsa onu cezalandırırız. 
Temel gerçeklik dogadadır insan varolmasada güneş dogacak batacak depremler, seller salgınlar olacak diger canlılar etkilenecek gezegenler devinimini sürdürecek yıldızlar ve karadelikler dogacak ve ölecektir. ancak bu bilgiler (farkına varışlar) duyularımız yoluyla bize ulaşır (ancak duyular yanıltılabilir ama) zihnimizde anlaşılarak yorumlanır ve hafızaya atılır. hafızada biriken çogu şeyde insan uygarlıgını oluşturur.  

Buradan şuna ulaşıyoruz gerçek ve gerçeklik aynı ley degildir; Gerçerk: insan zihninde şekillenmiş olan yerel belirlenim, Gerçeklik ise tümel bir varoluştur. Mesela karşınızda bulunan bir masa vardır masaya siz kavramsal bir tanım atfettiginizde bir gerçege ulaşırsınız ama masayının orada oldugunu tasdik ettiginizde ise gerçekligi oluşturursunuz yine o masayı kullandıgınızda yada ürettiginizde ise gerçek ve gerçekli birleşerek bize üçüncü bir belirlenim sunar şöyle ki

1- Gerçeklik: Dogada varolanın bilgisi, insandan bagımsızdır.
2- Gerçek: İnsan zihninde varolanın bilgisi degişkendir.
3. İnsandan dogaya geçenin bilgisi Homo Saphiens.


Gerçekligin bilimsel boyutları
Bilim gerçekligi bize evrenin ilk başlangıç anından şu anın son saniyesine kadar meydana gelmiş ve gelmesi muhtemele olay ve olguların birbiriyle ilişkilerini açıklayaran bir tanım yapıyor. Çeşitli süreçlerden geçerek meydana gelen atomlar, elementler, insanlar yada galaksiler fizik astronomi, kimya ve matematik yolu ile yeni isimler arıyor.  Dünyada canlı yaşamı ilk tek hücreli canlının mitoz bölünmesi ile başlar o canlı için onun meydana gelmesi onun zamanında kendi açısından degerlendirecegi bir gerçektir. İnsanlık açısından bilimin deney gözlem ile test ettigi gerçeklerin aynı zamanda disiplinler arası bir yorumlamaya da sahip olması gerektigini söylemekte.

Bilgi felsefesi(epistemoloji) bize nasıl akıl yürütecegimizi anlatmaktadır. Bilim ise bunu pratik hayata uygulayarak göstemektedir. Çeşitli olaylar olur ve bu olayların bizim beynimiz için aslında hiçbir önemi yoktur. Mesela iş yerine gideceksinizdir, bunun için ilk önce bir ötöbüse binmeniz gerekir, bunun için karta yükleme yapmanız yükleme içinse paranız olması paranız olması içinse bir getiri kaynagı olması gerekir. Akıl için bu süreçlerin birbirinden hiçbir farkı yoktur mesela ötöbüs yerine başka birşeye binmeniz, para yerine başka birşey kullanmanız yada iş yerine okula gitmeniz gibi hepsi olayın temelinde aynıdır. Bunu farkeden algı bilimcilerimiz nasıl algılarımızı kandırabilir ve yeni duyu şekilleri yaratabilirizin üzerinde çalışmışlar ve başarılı olmuşlardırda. Örnegin sagır ve kör birinin sırtına elektirik verilmiş karar vermesi istendiginde dogru karar vermiş yada bildiginiz Stephan hawking in konuşmak için alet bize gerçekligin duyusal boyutunun sadece bir araç oldugunu göstermiştir.

Özellikle günümüzde bilimsel yöntemlerin çok ilerlemiş ve artık saglam temellere oturmuş olması bize bilimin yanlışlanabilirlik, objektiflik, metadoloji gibi hayati öneme sahip degerleri taşıdıgını efsaneler ve mitlerle gerçeklerin yaratılamayacagını söyler. Bilimin nihai faydalarından olan alet yapma bilgisi insanlık için büyük atılımlar yaşanmasına sebep oldugunu hepimiz biliyoruz bunun gerçekleşmesi için ise heryerde mevcut olan bilginin insan aklının düşünce, bilme, anlamlandırma yorumlama   ve eleştirme gibi a priori(önsel) incelemeden geçmiş olmasını gerektiriyordu.

Bilim temelinde varsayımlarla meydana gelir bu varsayımlardan en önemli aksiyomatik(açık, anlaşılır) olanları şunlardır.
1- Evren/Doga gerçektir: gerçek bilim yalan söylemez, o gerçegi tanımlamaya anlamaya         çalışır.
2- İnsanlar olarak evrenin gerçeklerini anlayabiliriz.
3- Dogadaki olay, olgu ve süreçlerin dogal nedenleri vardır.
4- Dogada tutarlı nedensellik örüntüleri vardır.
5- Dogadan topladıgımız kanıtlar onu açıklamamızı saglar.
6- Dogada hiçbirşey bariz degildir, onu anlamak için deneyler yaparak objektif veriler             toplamalıyız.
7- Doga yasaları sürekli varlan bir kendini tekrarlama ile düzen ifade eder.
8- Bilimsel varsayımlar tutarlı ve üretken olmalıdır.
9- Varsayımlarımız sabit degil degişken olmalıdır.
10- Her varsayımın tar,hsel b,r arkaplanı bulunmalıdır.

Buradan şunu anlıyoruzki bilimin dogru bilgiye ulaşmak için bir rol model oldugu onun kesin gerçeklerin yerini tutmayacagı ve bununda zamanın ruhuna baglı olarak degişebilecegini anlatmaktadır. Esasında bilim gerçekligi dogrudan vermek yerine ona ulaşacak yol ve yöntemleri bize sunmakta.

Felsefi açıdan bakış
Gerçek osmalıcada vaka yani var olan birbirine uydurulmuş, baglanmış (ger) ile ortaya çıkmaktan (çek) türetilmiş bir kelimedir.köklerine baktıgımızda İnsan için gerçegi bagdaştıran en önemli şeyin dil oldugunu görürsünüz. Dil yani konuşma ve yazma kelimeler ile insanın iletişim yetenegini geliştirmiş ve etkileşimde bulundukça insan aklı dogaya uyum ve dogaya hükmetme gibi bazı kazanımlar elde etmiştir diger bir deyişle kavramlar insan varoluşuna öznel bir nitelik kazandırmış onlarla en uç nokta olan düşüncelerimizi elde etmişizdir.
Bu konu için felsefi perspektifde üç kavram dikkat çekmektedir bunlar:
    - Gerçek: insan bilincinden bagımsız varolanlar.
    - Hakikat: Nesnel gerçekligin kendisine uygun bir kavramasal yansıma bulması.
    - Dogru: Hem gerçegin hemde düşünme yasalarının birbiriyle harmonisidir.

Kavramsal gerçeklik şunları barındırır.  
-Bir kavram başka kavramla karşılıklık ilişkisi içermelidir 
-Dogru mantıksal ilkelere uygun olmalıdır.

Gerçekligin özü:
- Öz o şeyin etkilendigi bir akıldan anlaşılıyorsa platoncu gerçeklik.
- O şeyin ne oldugunu anlama yoluna gidiliyorsa aristocu gerçeklik.
-Kendisine özgü yapısı anlaşıldıgında tümeler gerçekliginden bilimsel gözlemlerden ve   kuramsal modellerden bahsedilebilir.

Enstain sonrası fizigin şekillendirdigi düşün dünyasında bir heraklitosçu yapı hakimdir sğrekli degişen bir gerçeklik ile bazı degişmeyen pratagorasçı yapı bulunur bazı şeyler akılla kavranış akılla dogrulanır.

Felsefe ise bize kesin ve net bir gerçeklik yerine degişen sürekli olan ve olabilecek bir şeyler dünyası sunmaktadır. Onun temelinde akıl ile kavranan bir devinim ötesinde ise duyumsanan daha az önemli olan ama varolacak olan bir bilgi yapısı olarak karşılamaktaıdır.

Günümüz açısından bir degerlendirme
Günümüz teknolojisi bize gerçekligin dogasını şekillendirme imkanı veriyor ne diyor mesela sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik burada bizim duyularımızı kandırarak bize yeni bir gerçek dünya sunulmakta dijital bir çag ve o çagda arkadaşlıklarımız evliliklerimizi, bilgi ve haberleşme imkanlarımızın hepsi internet üzerinden yürütülüyor. İnternet insan için soyut bir elde edilebilir dünya sundu, bu bize üzerine düşünmeye deger bir toplum yapısı veriyor. İnsanlarımız gerçegin degil iyinin ve kötünün peşindeler bu bakımdan gerçekligin ne oldugu onun dogadanmı akıldanmı geldgini bilerek ileri bir bilinç düzeyine ulaşmak önemlidir diye düşünüyorum.



Gerçeklik - Vikipedi (wikipedia.org)
Bilimin Temel Varsayımları: Bilim, Gerçek Arayışını Hangi Temel Varsayımlar Üzerine İnşa Eder? - Evrim Ağacı (evrimagaci.org)

Gerçek Kavramı Üzerine – Düşünüyorum (dusunuyorumdergisi.com)

Yaratıcı Akıl Dünyayı şekillendiriyor

  1 yorum


 Yaratıcı Akıl Dünyayı şekillendiriyor

İnsanlıgın en önemli sorunu hayatın her alaınında bir ölçünün varoldugunu görememeleridir. Geçmişten günümüze büyük fikirler her alanda insanlıgı degiştirmiş ve dönüştürmüştür. Büyük hayaller büyük gerçekleri aynı zamanda yalan ve yanılsamalara sebep olmuştur.

Aklın önemi kesinlikle insanlar arasında anlaşılmaktaydı. bir insanın diger insanların hayatını kolaşylaştırması için buldugu bir yöntem onun digerleri tarafından da kullanılmasını saglamış ve tekrarlar degişimleri ve dönüşümleri oluşturmuştur.  Zamanın ruhunu okumaktan geri kalan statikocular ise her çagda silinip hafızalardan unutulmaya yüz tutmuştur. 

Bu yazının başlıgı kesinlikle tesadüfi yada bir yerden alıntı olarak seçilmedi çünkü salt bir gerçek olan yaratıcı akıl yani insanın dogaya aykırı olarak kendi düzenini kurması bu düzen sayesinde de dogaya hüykmetmesi son 300 yılımızın büyük bir gerçegidir. 

1000 yıl boyunda ortak bir fikir vardı dünyanın merkezde oldugu görüşü ama buna karşılık bir antitez oluşturan kopernik ve ardıllar büyük sentezci olan Newton un 18 ve 19. yy aydınlanma çaglarının yaşanmasına sebep oldular. 

Görüyoruz ki gelişim tesadüfen gerçekleşmiyor. Bir toplumda ortaya çıkan öncüller yanlışda olsa alışkanlıgı yıkıp yerine yeni fikirler ortaya atıyor ancak bunu eksikliklerini gören büyük yapıtcılar bambaşka fikirleri ortaya atıyor sonucunda ise hep birlikte gelişimin insanlıgı ilerlettigini görüyoruz.

Şunu unutmayın lütfen ne bireysel anlamda nede toplumsal anlamda gelişme kolayca elde edilemez bunun için ilk önce fertlerin tek tek düşünce yetenegini kazanabilmesi bunun için ise bişeyleri iyi analiz edip anlamaları gerekir. Çagımızda çok az olan bu anlayıştaki ilerleme yeni yorumlara sebep olacak yeni yorumlardan ise yeni fikirler türeyecekdir.

Neden fikirlerden bu kadar bahsediyorum çünkü insanlıgın en eski düşünce biçimi dinler bir kişinin fikriydi ardından gelen mezhepler, reformlar, yönetsel olgular, bilimsel çalışmalar, 20.yy milliyetçilikleri ve daha nicesi her çagda insanlıgı etkilemişlerdi. Bazı insanlar"yani fikir sahipleri" görüşlerini kendilerini anlayacak ve uygulayacak insanlar topladı etrafına eger bunu başaramasalar kesinlikle unutulurlar ve bu kadar büyük etki yapamazlardı, O insanlarda vaatlerde bulundular bu sayede maddiyeten ve manen bir topluluk olmanın önemi daha iyi anlaşıldı, İşte bir fikir öncelikle soyut bir zihinden çıkarak digerlerine geçer onların gelişmişligi ise zamanın çagına göre o fikirleri ilerletmeleri ile ilgilidir.

Yeni fikirlerin oluşması için bilge kişilerin bulunması gerekir. Bilgeler sahip oldukları alanda en ücra noktadaki bilgileri bile okuyup anlamış yorumlamış kişilerdir ancak onlardan toplumsal ilerlemenin itici gücü olmaları beklenir ama bunu yapamazlar çünkü sizde bilirsiniz ki bir newton un başardıklarını 10 yorumcu bilgin başaramazdı. öyle çünkü fikirler özgünlügünü korudugu sürece gerçege etki eder çogunluk kesin kararlar alabilir ama bu hiçbir zaman kesin ve net bir dönüşümün kapılarını aralamaz.

Asırlar boyu dünnyada şu grçegi görecegiz medeniyet ve barbarlık özgürlük ve saret bilgelik ve cehalet hep bir arada ilerleyecek neden biliyormusunuz çünkü insanlar bir karşıtı olmayan düşünceyi öyle kolayca benimsemezler Şunuda iyi bilmek gerekiyor ki dünyada bilgiden çok cehalet uygarlıkdan çok barbarlık özgürlükten çok esaret prim yapmaktadır. İnsanlar ugruna savaşacakları yüce bir amacı olmadıkları için kendilerine masala anlatan şarlatanların peşine takılıyorlar. Gerçek düşüncenin verdigi büyük bilgeligi tanımadıkları için kendi düzenlerinde insanları fabrikalaştırıyorlar ki bizde uygarlıgın nimetlerinden faydalanabilelim diye. Sorarım size daha gelişmiş olmak sizi daha büyük işler yapmaya sevk etmeyecekse size daha fazla tembellik vaat etmesinin ne önemi vardır ?

Şuna katılıyorum kendi zamanının en iyi okuyan insan gelecegi önceden sezebilir kendi zamanınını iyi okumak isteyen ise geçmişe bakmalıdır. işte toplumda uyanış ve ilerleme öyle bir günlük yada bir kişilik degil uzun bir zamanın evrelere ayrılmış vedakar insanlarının olşuşturdugu şeydir. Bu gelenegi olutşturamayan toplumların başları diktatörlerle sürekli beladadır. Kendisinden başka kurtarıcısı olmayan bir toplum yine kendi emeklerini vedigi büyük bir acıya kendisi katlanacakdır, ne zamanki aklını kullanmaya başlarsa o zaman güneşin ilk ışıkları gibi aydınlanma toplumun ruhuna işleyecektir.

İlerlemenin ilk aşaması farkına varmadır sonrası anlama sonrası çözümleme"degiştirme" çıkarımda bulunmak ve en sonunda ise pratik faydalarını uygulamaktır, diger aşamalara bakılırsa en önemlisi pratik fayda gibi gözzüksede en sonuncu ve en az zaman alan ugraş odur.

17. yy dan 21. yy a çook şey degişti ve çok şeyde degişecek gibi gözüküyor. Bizler sınırlı ömrümüzde bir makine gibi toplumsal yapının içindeki çark gibi kendimize pay biçiyoruz zamanı gelince elbetteki orada bir soruna degişime sebep olacagız o güne kadar sadece bilgi bakımından dolmamız gerekiyor..

Ruh nedir [Ruhun Meziyetleri]

  Hiç yorum yok



 Ruh nedir [Ruhun Meziyetleri]

 Bilmek istiyorum ancak bu bilincin dogasını anlamadan nasıl mümkün olabilir ?

İnsanoglu yaşamın ulaştırabildigi en nadide varlıktır denilmiş eski çaglardan bu yana özellikle son 10 bin yıldır bunu söylerken ortaya konulan haklı gerekçe ise aklın içeriginden başka bir şey degildi. Öncelikle insan düşünüyor bu sayede iyiye yada kötüye seçim yapailiyor, Anlıyor bu sayede hiç bilmedigi konularda ustalaşabiliyor, Hafızasında tutabiliyor uzun bir süre sonra bunu kullanarak Hayata etki edebiliyordu.

Aslına bakarsanız modern bilim Ruha dogu kültürünün bakış açısıyla degilde materyalist bir batı anlayışıyla yaklaşıyor onlara göre ruh da bedenin diger uzuvları gibi vardır ancak insan öldügü zaman oda yok olur eger onu alırsanız bu tıpkı bir gözün yada kalbin çıkartılması gibi yok olacaktır denilmektedir. Mesela bugün beynin üst merkez kısmında bulunan epifiz bezi bugün ruhun merkezi olarak tanımlanmaktadır. Bu merkezde bulunan dmt molekülü ise ruh molekülü denilmektedir.

Orta çag düşünürü leonardo davinci nin üzerinde araştırma yaptıgı cesetlerin beyinlerine baktıgında bu kısımlarında boşlugun oldugunu görmüş bunu yeni ölen hayvanlarda da gözlemlemiştir.Orta çag düşüncesi rönesans etkisiyle ruhun ölümsüzlügünü vaat ederek kendilerinden birçok şey çalan kiliseden bagımsızlaşarak materyalist düşünceleri benimsemiştir. 

 Öncelikle hepimiz hayatın varolduguna bir şüphesi yoktur çünkü etrafımızda gördügümüz şeyler sürekli bir degişim ve oluşum içerisindedir. ruhu ve onun meziyetlerini anlamak için önce maddesel olarak oluşum degişim ve yokoluş kavramlarını inceleyelim.

Oluşum aski çagda iki şekilde anlaşılmaktaydı bir nesne eger kendi iç dinamikleriyle bir hareket meydana getiriyorsa bu nesne varoluyor demekti ama eger bir nesne dışardan bir müdahale ile bir hareket oluşturuyorsa o nesne yaratılıyor demekti. teknolojinin gelişmemesi 15 yy rönesansından önce Bin yıl boyunca yaratılma algısının benimsenmesine sebep olmuştu. Ortaöagdan sonra sanayi devrimi insanların makinelerdeki otomatikleşme yapabilmesi öyle etkilemişki varoluşçuluk ekolojisinin oluşmasına sebep olmuştur.

Oluşum aynı zamanda hem yaratılmayı hemde varolmayı içerir mesela insanlar tek başlarına barolduklarını sanabilir ancak onların belirli bir olgunluga erişmesi birsürü kaynagın kullanımına, şartların ve koşulların onun lehine hareket etmesine baglıdır. Bir insan bu dünya için bir hiçtir ama o insanı doguran bir anne baba korumacı bir şekilde topluluk oluşturdugunda devlet ve dini ortaya çıkartır. 

Kutsal metinlerde ve filozofların düşüncelerinde şunu görürsünüz nasıl oluyorda bir noktanın yarısı kadar olan ilk insan zamanla 2 metreleik bir yer işgal ediyor ? üzerinde detaylıca düşünürseniz hiçbirşeyin tek başına varolmadıgını şeylerin onun üzerinde bir tesiri oldugunu görürsünüz işte ruhumuzda bedenimizde her an her sayiye bir farklı bir evreye dönüşür bütün bebekler birbirine benzer ama zamanla biri annesine babasına benzer öteki türkçe konuşurken bir öbürü fransızca konuşur ortada varlıksal bir kaderden bahsedeceksek buna dogumu örnek verebiliriz ama kendi evinizde degilde komşunun evinde dogsanız bambaşka birisi olurdunuz işte bu o kader anlayışıyla çelişiyor.

Degişim ise tek bir şeyle sınırlandırılamaz birşey büyür küçülür, çogalır, azalır, parçalanır, patlar, çürür, genişler rengi şekli boyutu degişebilir. ama ruhu hep aynı kalır denilmekte. yani ruh dogmamıoş ve yok olmayacaktır o sadece bir su gibi kaynagından akar maddesel bir canlı olan insan bedenine girince insana hayat verir hayvan bedenine girince hayvan bitkiye girincede bitki halini alır. kutsal metinlerde ruhun diger şeyler gibi yaratıldıgını söyler öte alemlere ise yalnızca maddesel olmayan varlıkların ulşaşacagı anlatılır yani buralardan şunu anlıyoruz Ruh bizim maddesel olmayan yanımızdır. Aristo fizigindeki diyalektige bakarsak ikili bir argüman görürsünüz tez, antitez ve sentez = yani beden vardır ve sürekli degişir buna karşın ruhda vardır ama o degişmez hep sabittir ve ölümsüzdür ancak sentezimiz yani bu karşıtların birligine neyi yerleştirecegiz. ?

Yokluk diger bir deyişle dagılma yok olma prtonlarına ve moleküllerine ayrılma kaybolma bütün sufi ve tasavvufi söylemler bu yokluk  yada hiçlik probleminden bahsetmektedir ancak hiçlik evrensel boyutta suyun hiç olmadıgı anlamına gelir ancak yokluk ise bir bardakda suyun olmadıgı olarak degerlendirilir evrensel bir bilince ulaşmak için o hiçligi kavramak gerekir bunun yoluda bu acziyetle çevrili bedenden ayrılmak gerektigi söylenir. Rüyalar bu yoklugu arayan ruhperestlerin tek kaçış noktasıdır yeterince güçlü hayal kuramadıkları için hayatı tesadüfiliklerin getirdigi güzellikte bulurlar ancak şaşmaz bir gerçek vardır ki Modern insan dünyayı hergün degiştirmektedir bu ise bizi gerçekligin üçüncü derinligine taşımaktadır. 

Yokluk kavraması zor birşey ancak bir yaratımdan söz edebilmek için o gerkiyor bize birşey sonsuza kadar var yada yok olamaz sürekli degişir ama kimyasal özelligi hep aynı kalır tahta yanar kül olur kül uçar toz olur... BU tümevarımsal düşünceler bizi mistik doga anlayışı olan reenkarnasyona görütür yani insan ahlaken iyiyse birkaç yüzyıl sonra dünyaya tekrar gelir kötüyse dahaaşagılık bir varlık olarak dünyaya gelir. Matematiksel olarak birşeyi binlerce defa tekrar ederseniz onun tekrar etme olasılıgı artar bu bakımdan haklı olabilir ama sorarım size yüzlerce yıl sonra siz siz olmayacaksanız o halde ne anlamı kalır reenkarnasyonla tekrar dünyaya gelmenin..

Mutlak bir bilinç düzeyi gerekiyor herşeyden önce ruhun meziyetlerini kavrayabilmek için düşüncenin kendi kendisini düşünmesi yani bir şeyi başarmak algılamak yada degiştirmek için degilde yalnızca  kendi kendini düşünmek için var olan bir insan.

Decartes ın düşüncesinde ruhun degişen varlık tözünden hep aynı kalan ruhun varoldugunu anlıyoruz bu töz ise geldigi kaynaga geri gidecekti demekte... Ancak evrim birçok şeyi materyalist açıklamakta denizdeki balıktan plaza insanlarına sürekli bir varoluş mücadelesi sonucu insanın degiştigi gerçegi... 

İnsan gerçekten hafıza bilinç düşünce anlamak ve irade dışında herhangi bir meziyeti olmayan bir ruha mı sahip yoksa onun ruhu gerçekten varlıgı degerli kılan bir çiçek kokusu yada yiyeceklerin tadı gibi kendine has birşeymi bunun maddesel olan şu anda cevaplanamayacagı kesin.

Ek olarak şu belgesele bakabilirsiniz..

Agaç Dallarının Arasındaki Gökyüzü

  Hiç yorum yok

 Agaç Dallarının Arasındaki Gökyüzü

 


Koronavirüsün bilmem kaçıncı haftasının kaçıncı ayı 2 senedir bu kapanma ve bulaş devam ediyor... Hiçbirşey olmadan önceki hayatımıza şöyle bir bakıyorumda galiba biz bişeylerin degerini tam olarak bilmiyormuşuz. Mesela birbirimizle selamlaşmanın beraber bir yerde oturup çay kahve içmenin bir kütüphaneye okula gidip bişeyler araştırmanın, ögrenmenin yolda belde gördügümüz insanlara selam verip, durakta karşılaştıgımız insanlarla ayak üstü üç beş kelime etmenin hadi bunları geçin evinize hasta oldugunuzda size çorba yapıp en kötü ihtimalle soguk aldınız bu havalarda diye bir portakal mandalina soyan elma dilimleyen ailemizden uzaklaştık.


Uzaklaştık kelimenin ttam anlamıyla bu dönemde herşeyden ve herkesden uzaklaştık yapmak istedigimiz şeylerden meleklerimizden, hayallerimizden sevdiklerimizden belki daha birçok şeyden uzaklaştık hepimiz tek birşeye yani kendimize yaklamaya çalıştık sonucunda ne oldu gerçek benligimizi tanıdıkmı mesela geçmişimizle yüzleşip gelecekteki kendimizi kurmak için yeni kararlar aldıkmı büyük çogunlugun boşa geçmiş bir zamanda kendini avutmak için buldugu boş oyun ve eglenceyle geçmiş zamandan başka birşey bulamadıgını görüyorum.

Öyle ya hayatta zamandan başka hiçbirşey geri getirilemez bugunkü biz yarınki olacak olan bizin bir parçasıdır. Her insan ilmik ilmik kendi benligini inşa eder günlük yaşamındaki hataları ve dogrularıyla hergün bir başka insan oluruz işte tam bu sebepten derim ben hep bir insanı tanıyamazsınız asla çünkü bir insanı tanımak bir ömür sürer diye. 

Bazen gerçekten şunu düşünüyorum çogumuz yeterince gelişmemiş gelişmekte olan bir ülkenin  gelişmeye çalışan bir şeyrinde yaşıyoruz annemiz babamız kendimiz alışıldık bir hayatta bişeylerin istedigimiz gibi olmasını istiyoruz iyi bir gelecek herkesin hayali ama buna çok az kişi erişiyor üstelik fazlaca zaman ve emek karşılıgı olarak. sözüm ona peki herşey bizim istedigimiz gibi olsaydı yani dünyada kimse açlık derdi çekmeseydi mesela birileri obeziteden digerleri açlıkdan ölmeseydi bu hasyalıklar olmasaydı kimse kimsenin petrol altın gibi madenleri için birbiriyle savaşmasaydı dünyada daha güzel bir yermi olurdu... sanmıyorum..


İnsanoglu böyledir mayasında vardır kımıl zararlısı gibi devinmeden duramaz onun bu devinmesi yüzünden olur herşey tüm eşitsizlikler savaşlar sevgiler nefretler devam eder gider aslında bütün savaşlarda işin başındayken biraz daha fazla özgürlük için verilir ama sorarım size özgürlügü satın alabilirmisiniz.. imkanlarınız her geçen gün arttıkça kendinizi daha özgür hissediyormusunuz şahsen ben parayla ne özgürlügün ne huzurun nede mutlulugun satın alınamayacagını düşünüyorum.. 

Hayalleriniz sizin hayalleriniz mi yoksa sizden beklenen size aktarılan sizin için tasarlanmış hayallermi hayallerinizi gerçekleştirmek sizi yukarda saydıgım o üç şeye ulaştıracakmı. evet bende memnun degilim dünyanın insanlıgın bu halinden hepimiz milyarlarca yıldızın bulundugu bir evrende küçük bir dünyanın üzerindeki pire kadar olmayan kımıl zararlılarıyız biz iyi degilizki dünyamız iyi olsun.


Asırlardır insalık aynı saçmalıkları bahane ederek birbiriyle ugraştı sonucunda iki adım bile ilerleyemedi gerçek acıyı tatmış yurdundan kovulmuş aşagılanmış insanlar bunun farkına varıp üç beşi hayatın kalkınması ve gelecegin hayal edileninde ötesind eyaşanabilmesi için bir araya gelip birşeyler başarmak istedi kimileri oldu kimileri oluyor kimileride olacak ancak bizim sorunumuzsa bu insanların bize bıraktıkları mirası geliştirip onları büyüten nesller olmak yerine onların mirasını yiyen aptal zevk düşkünü çocuklar olmak.

Son 50 yılda çıgır açıcı büyük bir buluş fikir deha inan toplulugu ortaya çıktımı ?

savaş gözdagı güç hırs bencillik ve uyutulma hepsi bu işte dönem dönem bazı insan toplulugu medeniyeti geliştiriyor içlerinden insanlara yeni düşünce tohumları eken nyazarlar büyük buluşlar yapılmaına ön ayak olan fikirciler ellerindeki durumu sorgularatan filozoflar ve şairler çıkıyor saygı da görüyorlar ama nerde güçlü varsa hemen onlarıda alıp kendi bünyesinde eritiyor gücünün devamını bu şekilde saglıyor.

Birgün dagılır gider parçalarına ayrılır yok olur erir çürür ezilir sona erer yada döönüşür o güçte çünkü her gücün ötesinde daha büyük bir güç mutlaka vardır

tekrar sorarım size bu virüsten tıpkı miltonlarca insan ölmüş 20 yi aşkın büyük salgınlardan anladıgımız gibi ne anladıkyada bundan sonra bizi yada sizi yada seni ne bekliyor...

diger bir soru insanlık için dünya genelinde son 100 yılda idamın kaldırılması ve köleligin yasaklanması dışında gerçekçi bir adım varmı...

Dünya üzerindeki büyük salgınlar (Geçmişten günümüze)

  Hiç yorum yok

 


Dünya tarihi dönem dönem çeşitli sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır bunlardan en önemlileri ve aslında en çok insan ölümüne sebep olanlarından başlıcası salgın sahtalıklardır. Çok eskilere gitmeden yakın tarihimiz olan son 2000 yılın salgın hastalıklarına değineceğiz. ilk başta..

 

Gelen Salgını

MS 165 ile ms 180 yılları arasında Dogu Romalı askerlerin doğu seferlerinden dönerken taşıdığı 200 kişinin ölümüne sebep olduğu bilinmektedir Özellikle dünya nüfusunun o yıllarda birkaç milyon olduğundan dolayı hiçte azımsanmayacak bir sayı bu Hastalıgın adı ise ilk tanıyı koyan Bergamalı hekim galen den almıştır.

Justinyen Vebası

Dünyada ilk ciddi kitlesel yok oluşa sebep olan justinyen vebası MS 541 yılında yersinia pestus bakterisi Akdeniz havzası yakın doğu ve Avrupa kıtasını etkilemiş yaklaşık olaran 25 ile 100 milyon arası insanın ölümüne seeb olduğu tahmin edilmekte.

Kara veba

Diger adıyla kara ölüm İnsanlık tarihinin en büyük salgını olarak bilinen kara veba  1346 ile 1353 yılları arasında doğu ve orta asya bölgelerinde birçok hastalığa sebep olan yersini pestus bakterisinin ipek yoluyla avrupaya taşınması sebebiyle o günkü dünya nüfusunun %30 ile %60 ını yok etmiştir bu oranın sayısal olarak tahmini ise 75 ile 200 milyon insanı kapsamaktadır. Avrupanın üzerinde büyük etki bırakmış bu veba aynı zamanda dünya tarihi açısından da Rönesans ve reform dönemlerinin sebei olmuştur.

Çiçek Hastalıgı

İnsanlık tarihinin en uzun süreli ve günümüz dünyasının oluşmasında büyük oranda etkili olan hastalık olarak tanımlanmaktadır. Variola minör ve varilio majör isimli iki tip virüsün sebep olduğu bu hastalığa yakalananların ölüm oranı %30 iken bu oran çocukyaştakilerde daha ileri seviyelere ulaşmaktaydı. 15 ile 17 yy tarihlerinde koloni ve sömürge arayışında olan Avrupalılar Amerika kıtası ve okyanusya kıtalarına bu hastalıkları taşımışlar 300 bin yerli halkın 200 yıl içerisinde ölümüne sebep oldugu söylenmektedir bugünkü Amerika kıtasının şekil olarak oluşmasının temel sebei daha önce bu hastalıklara yakalanmamış yerli halkın direncinin zayıf olması taşıyıcıların ise çokdan bağışıklık kazanmış olmalarıydı.

Grip kızamık suçiçeği sarıhumma

Çiçek hastalığı gibi virüs kaynaklı olan bu hastalıklar çeşitli dönemlerde Avrupa ve Amerika kıtasında kendisini göstermiş 60 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur.

Kolera

İlk olarak 1817 yılında görülen kolera 1 geçtigimiz 200 yılda 7 defa kendisini göstermiş ve toplamda 1 milton insanın ölümüne sebep olmuştur Savaş ve yoksulluk sonucu bağırsaklarda meydana gelen vibrico cholarae bakterisi şiddetli akut nöbetlerine sebep oluyor kusma ve ishal yoluyla kolayca yayılıp toplu ölümlere sebep oluyordu.

Üçüncü veba salgını

17- 19 yy arası diğer vebaların bir devamı niteliğinde ilk olarak çinde çıkıp gemilerle avrupaya taşınan bu vebaya antibiyotiğin ve aşıların bulunmasıyla önlenmiş olsa da halen tehlikesini sürdürmektedir. Özellikle kemirgen fare böcek gibi canlılardan bit, pire yoluyla bulaşan veba lenf dokusuna akciğer solunum yollarına yüksek ateşe sebep olmaktadır.

İspanyol gribi

1918 yılında H1N1 virsusunun yol açtığı grip hastalığı Birinci dünyasavaşının da etkisiyle 500 milyon kişiye bulamıştır bu sayı o günkü dünya nüfusunun üçte birini kapsıyordu. İlerleyen yıllarda yaklaşık 17 ile 50 milyon insanın ölümüne sebep olansalgını basın yasaklarını aşarak ilk defa kamuoyuna duyuran İspanyollar oldugu için bu ismi almıştır.

Hong kong Gribi

1968-1970 yılları arasında H3N2 isimli gribin dünya genelinde 1 ile 4 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur Salgın ilk kez çin in hong kong şehrinde görüldüğü için bu adı almıştır. Özellikle 65 yaş üstü olanlarda salgın agır geçmiş yaklaşık 1968 yılının sonlarına doğru yaklaşı bir ayda virüsün aşısı bulunmuştur.

HIV/AIDS

1980 yıllardan günümüze gelmiş ve halen tedavisi bulunamayan bir salgın hastalıktır. İlk olarak maymunlardan insanlara geçtiği düşünülmüş 75 milyon insan bulaşarak 32 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur Hastalıgın bulaşı fizikel temas ile degilde kanla bulaştığından diger salgınlara göre daha az önemsense de 2018 yılında bile 700 bin kişiye bulaşmıştır.

SARS

Günümüzdeki covid 19 hastalıgınnın atası olarak bilinen sars şiddetli solunum rahatsızlığına sebep olarak akciğerlerde tahribata sebep olmakta 2002 ile 2003 yıllarında 8 bin kişiye bulaşan sars 774 kişinin ölümğne sebep olmuştur.

Domuz gribi

Domuzlarla yakından ilgilenen ve kuşlar ve insanlara da bulşaşan bu hastalık ilk olarak hayvanlar arasında yayıldığı snaılıyordu ancak 2009 ile 2010 yılları arasında Hindistan da 300 vaka tespit edilince hastalığın 2015 yıllarında H1N1 virüsünün sebep oldugu anlaşıldı boğaz ağrısı öksürük kusma gibi enfeksyon belirtileriyle kendisini belli eden bu hastalık 150 bin ile 500 bin insanın ölümüne sebep olmuştur.

MERS ve Ebola

2012 ile 2018 yıllarında etkili olan bu hastalıklar uyük oranda solunum yollarında tahribat yaratmakta olup sıvı yetmezliğinin sebep oldugu aynı zamanda sıvı yoluyla buşlatıgı hastalıklardır.

COVİD-19

İlk olarak çinde çıkan bu hastalık sars cov-2 virüsünm sebep oldugu biliniyor. Belirtileri  ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ve koku kaybı iken dünya genelinde varlısıgını sürdüren bu salgında toplam 217 milyon insana bulaşarak 4,5 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur başta sinovac, bionter sputnic, coronavac gibi aşılar büyük oranda bu ölümlerin önüne geçse de halen virüs varlığını devam ettirmektedir.


KAYNAKLAR

Salgın Tarihi: Geçmişten Günümüze Dek Yaşanan Pandemiler - dijitalx

Salgın Hastalıkların Tarihi | TÜBİTAK Bilim Genç (tubitak.gov.tr)

Kolera (saglik.gov.tr)

Hong Kong gribi - Vikipedi (wikipedia.org)

Domuz Gribi Nedir? Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir? (acibadem.com.tr)

Moderna, AstraZeneca, CoronaVac, Sputnik V, Pfizer... Koronavirüs aşıları ne kadar etkili? | Euronews

Felsefe nedir ? [bilimsel aklın temelleri]

  Hiç yorum yok

 Holistik düşünen insan modeli…


kavramsal olarak baktıgımızda felsefenin antik yunanca bilgelik sevgisi demek oldugunu filosof un ise bilginin peşinde koşan bir bilgi ugraşcısı oldugunu görürsünüz.

 

Felsefenin ne oldugunu tek bir cümle ile açıklamak mümkün degil çünkü felsefede cevaplardan çok sorular önemli olarak görülmektedir bu sebeple geçmiş çagın düşünürleri felsefenin bir yol oldugunu bilgelik arayışının hiç bitmeyecegini insanın hep sorgulayacagını söylemişlerdir.

 

Bilindigi üzere aklı olan her canlı bilinç sahibi degildir ama insan bilinç sahibi oldugu için düşünebilmektedir farkına varırsanız etrafınızdaki kitaplar yaşlı insanlar dinler bile insanın düşünmesi gerektigini söylemektedir. Bunun en temek sebebi ise düşünmeninn varlıgın sebei oldugudur.

 

Klasik anlamda bakarsak decartes felsefeyi metotlaştıran günümüz anlamında felsefenin bilimden ayrılmasına sebep olan kişilerden biriydi hepimiz onu düşünüyorum öyleyse varım sözüyle tanırız Ancak kendisi bugünkü geometrinin mucididir de aynı zamanda. ömrünün son zamanlarını felsefeye adamış olan decartes metot üzerine konuşmalarda ve aklın kullanımı için öneriler kitaplarında asıl mutlulugun bilgi oldugunu insanın bilgiyi istemesinin yeterli gelmedigi onu elde etmek için ise teorik ve pratik kuralları uygulaması gerektigini öne sürmektedir.

 

Bildigimiz en eski filozof MÖ 6. yüzyılda batı trakyada yaşamış milletli tales dir tales ^ in en önemli buluşu güneş tutulmasını hesaplayarak maddi dünyanın akıl ile anlamaya çalışma yoluna gitmesiyid bu hesaplamasının yanında kızılırmak nehrinin taşma süresini de hesaplamış Lydya kralının övgüsünü kazanmış bu şekilde tanınmıştır.

 

Tales in en önemli ögrencisi olan Anaksimadros ile birlikte dünyanın şekilini düşünmüşler ilk defa anaksimadro dünyanın boşlukta durdugunu söyleyerek diger bütün filozoflardan daha ayrıkı bir yolu benimsemiştir bu görüşünün dışında dünyanın düz olmadıgını silindir şeklinde oldugunu bir öküzün boynuzlarında durmadıgını söyleyebilecek kadar akıllıca bir fikir öne sürmüştür.

 

Bu iki filozof dünyada mantıkçılıgı başlatmış doganın akıl ile kavranmasının yolunu açmış ve ilk bilimsel düşüncenin felsefenin oluşumuna sebep olmuş olarak tarihe geçmiştir belki daha eskileri vardı ama şuan biz bunları biliyoruz.

 

Tales ve anaksimadros dan sonra gelen en etkili filozof ise Heraklitos dur MÖ 5 yy yaşamış izmir efes de dogmuş ve yaşamış yurdumuzun bir insanıydı onun en önemli görüşü Herşeyin aktıgını, degiştigini hiçbirşeyin aynı kalmadıgını söylemesiydi. hatta ünlü olan şu sözü akıllara yer etmiştir «Ayni nehre iki kere girilmez» zamanın izafiligi geçiciligi ve ögretti evrenin özünün degişim ve dönüşüm oldugunu söyleyen Heraklitos duraganlık sayesinde ölümsüzlük peşinde koşan hayalperestleri epey bi sarsmıştı.

 

Aynı yıllarda ege adalarından biri olan sisam da Pisagor adında birisi çıkmıştı Pisagor bugün bildigimiz Decartes leibnez russerl gibi matematikçi filozofların atası olarak bilinmektedir. Onun kurdugu okulda sizinde bildiginiz üzere Geometi bilmeye giremez yazılıydı bunun sebebi ise herşeyin bilgisinin geometri ile anlaşılabilecegini sanmasıydı. 24 yıl orta asya da ve mısır topraklarında egitim gördükden sonra memleketine giden Pisagor latin alfabesindeki sayıların ilk mucididir bunun yanında kurdugu pisagor okulu bir nevi tarikat cemaat şeklinde örgütlenmişti.

 

Heraklitos un aksi düşünceyi savunan filozof ise Parmenides dir bugün modern fizigin 3 temel kuralından biri olarak algıladıgımız Hiçbirşey yoktan var edilemez yada varken yok edilemez sözünü ilk ortaya atan kişidir temelde kuralların hep aynı kaldıgını zamanın bile kişiye özel olarak degiştigini söyleyerek herşeyin başlangıçsız ve bitşsiz bozulmaz ve degişmez oldugunu söylemiştir.

 

Bu aralarda ise Empodokles maddenin yalnızca akılla degil duyularla da kavrandıgını ortaya atması ile Enstain ı bile etkilemiş sonrasında gelen Demokritos ise madde nedir sorusuna bölünmez parçalanamaz gözlemlemeyen küre şeklinde oldugunu herşeyin atomlardan meydana geldigini söylemiştir.

 

Antik dönemde en çok göze çarpan filozoflar bunlar olmakla birlikte sofistler çok önemlidir onlar bilgi işçileriydi yani bugünkü ögretmenlerin ataları il il gezerek insanlara bildiklerini aktararak bu sayede kazanç saglarlardı hatta Antik felsefeyi yeni bir döneme katan SOkrates de sofistler arasından çıkmadır.

 

Soktates için söylenebilecek en önemli konu Eleştirel akılcılıgı tez ve antitez çürütülebilirlik Genel manada tümevarım yönteminin kurucusu oldugudur bunu ise bir sonraki makalede anlatacagız....

 

KAYNAKCA

 

https://fularsizentellik.com/journal/2016/7/10/antik-yunan-ve-ilk-filozoflar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Felsefe

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sokrates

 

 

Size Bir Yıl Yetecek Film Önerisi

  Hiç yorum yok




 YERLİ FİLMLER

1. Acenta Mirza – Musellim İle Kuşde (Osman Şahin) – Feyzi Tuna, Kızgın Toprak (1973)

2. Acı Duman - Beyaz Öküz (Osman Şahin) - Erden Kıral, Ayna(1985)

3. Acı Duman - Kanın Masalı (Osman Şahin) – Şerif Gören, Kan (1985)

4. Acı Duman - Kör Gülüşan (Osman Şahin) – Bilge Olgaç, Gülüşan (1985)

5. Ağır Roman (Metin Kaçan) - Mustafa Altıoklar (1997)

6. Ağrıdağı Efsanesi (Yaşar Kemal) - Memduh Ün (1975)

7. Anayurt Oteli (Yusuf Atılgan) - Ömer Kavur (1987)

8. Asılacak Kadın (Pınar Kür) - Başar Sabuncu (1986)

9. Başka Olur Ağaların Düğünü (Kemal Bilbaşar) - Kartal Tibet, Doktor Civanım (1982)

10. Benim Sinemalarım (Füruzan) - Füruzan, Gülsün Karamustafa (1990)

11. Bereketli Topraklar Üzerinde (Orhan Kemal) – Erden Kıral (1980)

12. Beş Şehir  (Ahmet Hamdi Tanpınar) – Onur Ünlü (2009)

13. Bir Adam Yaratmak (Necip Fazıl Kısakürek) - Yücel Çakmaklı (1970)

14. Bizim Büyük Çaresizliğimiz (Barış Bıçakcı) – Seyfi Teoman (2011)

15. Bütün Öyküleri (Samet Ağaoğlu ) - Metin Erksan, Bir İntihar (1973)

16. Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin) - Osman F. Seden, Çalıkuşu (1966)

17. Değirmen (Reşat Nuri Güntekin) - Atıf Yılmaz (1986)

18. Devlet Kuşu (Orhan Kemal) – Memduh Ün (1980)

19. Deprem (Necip Fazıl Kısakürek) - Mesut Uçakan, Çile (1972)

20. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Peyami Sefa) - Nejat Saydam (1967)

21. Efsuncu Baba ( Hüseyin Rahmi Gürpınar) – Aydın Arokan, (1949)

22. Ekmekçi Kadın (Xavier de Montépin) – Zafer Davutoğlu (1965)

23. El Kızı (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1966)

24. Eskici ve Oğulları (Orhan Kemal) - Şahin Gök (1990)

25. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (İlhami Algör) - Çiğdem Vitrinel (2014)

26. Fatmagül'ün Suçu Ne? (Vedat Türkali) – Süreyya Duru (1986)

27. Fikrimin İnce Gülü (Adalet Ağaoğlu) – Tunç Okan (1992)

28. Fosforlu Cevriye (Suat Derviş) - Nejat Saydam (1969)

29. Gizli Yüz (Orhan Pamuk) - Ömer Kavur (1991)

30. Gol Kralı (Aziz Nesin) - Kartal Tibet (1980)

31. Göçmüş Kediler Bahçesi - Usta Beni Öldürsen E! (Bilge Karasu) – Barış Pirhasan, Usta Beni Öldürsene (1997)

32. Gölgesizler (Hasan Ali Toptaş) - Ümit Ünal (2009)

33. Gurbet Kuşları (Orhan Kemal) - Halit Refiğ (1964)

34. Güz Sancısı (Yılmaz Karakoyunlu) - Tomris Giritlioğlu (2009)

35. Hababam Sınıfı (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1975)

36. Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1976)

37. Hababam Sınıfı Uyanıyor (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1977)

38. Hakkari'de Bir Mevsim (Ferit Edgü) - Erden Kıral (1983)

39. Hikayeler (Ahmet Hamdi Tanpınar) - Metin Erksan, Eski Zaman Elbiseleri (1975)

40. İki Genç Kızın Romanı (Perihan Mağden) - Kutluğ Ataman (2005)

41. Kaçak (Orhan Kemal) - Memduh Ün (1982)

42. Kadının Adı Yok (Duygu Asena) - Atıf Yılmaz (1988)

43. Kağnı Gramafon Avrat (Sebahattin Ali) – Yusuf Kurçenli, Gramafon Avrat (1987)

44. Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz) - Yusuf Kurçenli (1990)

45. Karılar Koğuşu (Kemal Tahir) - Halit Refiğ (1990)

46. Keşanlı Ali Destanı (Haldun Taner) - Atıf Yılmaz (1964)

47. Kırmızı Yel (Osman Şahin) -Atıf Yılmaz, Adak (1979)

48. Kırmızı Yel - Fareler (Osman Şahin) - Atıf Yılmaz, Kibar Feyzo (1978)

49. Kırmızı Yel - Fırat’ın Cinleri (Osman Şahin) - Korhan Yurtsever, Fırat’ın Cinleri (1977)

50. Kıskanmak (Nahid Sırrı Örik) - Zeki Demirkubuz (2009)

51. Kurt Kanunu (Kemal Tahir) - Ersin Pertan (1992)

52. Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali) – Feyzi Tuna (1985)

53. Küçük Ağa (Tarık Buğra) - Yücel Çakmaklı (1984)

54. Mavi Sürgün (Halikarnas Balıkçısı) - Erden Kıral (1993)

55. Minyeli Abdullah (Hekimoğlu İsmail) - Yücel Çakmaklı (1989)

56. Murtaza (Orhan Kemal) - Tunç Başaran, Bekçi Murtaza (1965)

57. Mutluluk (Zülfü Livaneli) - Abdullah Oğuz (2007)

58. Müthiş Bir Tren (Sait Faik Çevirisi) - Metin Erksan (1975)

59. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (Güzide Sabri Aygün) – Metin Erksan, Semih Evin (1956)

60. Piano Piano Bacaksız (Kemal Demirel) - Tunç Başaran (1991)

61. Reis Bey (Necip Fazıl Kısakürek) - Yücel Çakmaklı (1990)

62. Salkım Hanımın Taneleri (Yılmaz Karakoyunlu) - Tomris Giritlioğlu (1999)

63. Samanyolu (Kerime Nadir) - Orhan Aksoy (1968)

64. Selvi Boylum Al Yazmalım (Cengiz Aytmatov) - Atıf Yılmaz (1977)

65. Senaryolar (Onat Kutlar) - Ömer Kavur, Yusuf İle Kenan (1979)

66. Sen de Gitme Triyandafilis (Ayla Kutlu) - Tunç Başaran (1995)

67. Sinekli Bakkal (Halide Edip Adıvar) - Mehmet Dinler (1967)

68. Sis ve Gece  (Ahmet Ümit) – Turgut Yasalar (2007)

69. Sokaklardan Bir Kız (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1974)

70. Sözde Kızlar (Peyami Safa) - Nejat Saydam (1967)

71. Suçlu (Orhan Kemal) – Atıf Yılmaz (1960)

72. Sultan Hamid Düşerken (Nahid Sırrı Örik) - Ziya Öztan (2003)

73. Susuz Yaz (Necati Cumali) - Metin Erksan (1963)

74. Tatar Ramazan (Kerim Korcan) - Melih Gülgen (1992)

75. Tatlı Betüş (Aziz Nesin) - Atıf Yılmaz (1993)

76. Tersine Dünya (Orhan Kemal) – Ersin Pertan (1993)

77. Uçurtmayı Vurmasınlar (Feride Çiçekoğlu) - Tunç Başaran (1989)

78. Uzun Hikâye (Mustafa Kutlu) - Osman Sınav (2012)

79. Üç Anadolu Efsanesi (Yaşar Kemal) - Süreyya Duru, Alageyik (1969)

80. Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1) (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1972)

81. Vurun Kahpeye (Halide Edip Adıvar) - Halit Refiğ (1973)

82. Yabancı (Albert Camus) – Zeki Demirkubuz, Yazgı (2001)

83. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin) - Ergin Orbey (1974)

84. Yeni Dünya (Sabahattin Ali) - Metin Erksan, Hanende Melek (1973)

85. Yeraltından Notlar (Dostoyevski) - Zeki Demirkubuz, Yeraltı (2012)

86. Yer Demir Gök Bakır (Yaşar Kemal) - Zülfü Livaneli (1987)

87. 72. Koğuş (Orhan Kemal) - Murat Saraçoğlu (2011)

88. Yılanı Öldürseler (Yaşar Kemal) - Türkan Şoray (1981)

89. Yılanların Öcü (Fakir Baykurt) - Şerif Gören (1985)

90. Zübük (Aziz Nesin) - Atıf Yılmaz (1981)


YABANCI FİLMLER

1. Açlık (Knut Hamsun) - Henning Carlsen, Hunger (1966)

2. Açlık Oyunları (Suzanne Collins) - Gary Ross, The Hunger Games (2012)

3. Adınla Çağır Beni (Andre Aciman) - Luca Guadagnino, Call Me by Your Name (2017)

4. Ağla Sevgili Yurdum (Alan Paton) -  Darrell Roodt , Cry, The Beloved Country (1995)

5. Akıl Oyunları (Sylvia Nasar) - Ron Howard,  A Beautiful Mind (2001)

6. Akıl ve Tutku (Jane Austen) - Ang Lee, Sense and Sensibility (1995)

7. Alacakaranlık (Stephenie Meyer) - Catherine Hardwicke, Twilight (2008)

8. Alaycı Kuş (Suzanne Collins) - Francis Lawrence, Mockingjay (2014)

9. Alice Harikalar Ülkesinde (Lewis Carroll) - Tim Burton, Alice in Wonderland (2010)

10. Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? (Philip K. Dick) - Ridley Scott, Blade Runner (1982)

11. Anna Karenina (Tolstoy) - Joe Wright, Anna Karenina (2012)

12. Anne Frank'ın Hatıra Defteri (Anne Frank) - George Stevens, The Diary of Anne Frank (2009)

13. Aşk ve Gurur (Jane Austen) - Joe Wright, Pride Prejudice (2005)

14. Aşktan ve Gölgeden (Isabel Allende) - Betty Kaplan, Of Love and Shadows (1994)

15. Ateşi Yakalamak (Suzanne Collins) - Francis Lawrence, Catching Fire (2013)

16. Ay'a Yolculuk (Jules Verne) -  Byron Haskin, From the Earth to the Moon (1998)

17. Ay Işığı Sokağı (Zweig) - Dagmar Damek, Leporella (1991)

18. Aynı Yıldızın Altında (John Green) - Josh Boone, The Fault in Our Stars (2014)

19. Baba (Mario Puzo) - Francis Ford Coppola, The Godfather (1972)

20. Baragan'ın Dikenleri (Panait Istrati) - Louis Doquin, The Thistles of the Baragan (1957)

21. Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları (Ransom Riggs) - Tim Burton, Miss Peregrine's Home for Peculiar Children (2016)

22. Bayel Ağıtçıları (Gulam Huseyin Saedi) - Daryuş Mehrcui, Gav (İnek) (1969)

23. Ben, Efsane (Richard Matheson) - Francis Lawrence, I am Legend (2007)

24. Ben Robot ( Isaac Asimov) - Alex Proyas, I, Robot (2004)

25. Beni Asla Bırakma (Kazuo Ishiguro) - Mark Romanek, Never Let Me Go (2010)

26. Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi (F. Scott Fitzgerald) - David Fincher, The Curious Case of Benjamin Button (2008)

27. Betty Blue (Philippe Djian) - Jean-Jacques Beineix, Betty Blue (1986)

28. Beyaz Diş ( Jack London) - Randal Kleiser, White Fang (1991)

29. Beyaz Geceler (Dostoyevski) - Luchino Visconti, Le Notti Bianche (1957)

30. 1984 (George Orwell) - Michael Radford, Nineteen Eighty-Four (1984)

31. Bir Düş İçin Ağıt (Hubert Selby) - Darren Aronofsky, Requiem For A Dream (2000)

32. Bir Kadının Portresi (Henry James) - Jane Campion, The Portrait of a Lady (2019)

33. 2001: Bir Uzay Efsanesi (Arthur C. Clarke) - Stanley Kubrick, A Space Odyssey (1968)

34. Boleyn Kızı (Philippa Gregory) - Justin Chadwick, The Other Boleyn Girl (2008)

35. Boyalı Kuş (Jerzy Kosinski) - Václav Marhoul, The Painted Bird (2019)

36. Boyalı Peçe (Somerset Maugham) - John Curran, The Painted Veil (2006)

37. Bülbülü Öldürmek (Harper Lee) - Robert Mulligan, To Kill a Mockingbird (1962)

38. Büyük Balık (Daniel Wallace) - Tim Burton, Big Fish (2003)

39. Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan (Agota Kristof) - János Szász, A Nagy Füzet (2013)

40. Canavarın Çağrısı (Patrick Ness) - Juan Antonio Bayona, A Monster Calls (2016)

41. Carlito's Way (Edwin Torres) - Brian De Palma, Carlito's Way (1993)

42. Cehennem (Dan Brown) -Ron Howard, İnferno (2016)

43. Cennetin Doğusu (John Steinbeck) - Elia Kazan, East of Eden (1955)

44. Charlie'nin Çikolata Fabrikası (Roald Dhal) - Tim Burton, Charlie and the Chocolate Factory (2005)

45. Cinnet (Vladimir Nabokov) - Rainer Werner Fassbinder, Despair (1978)

46. Çizgili Pijamalı Çocuk (John Boyne) - Mark Herman, The Boy İn The Striped Pyjamas (2008)

47. Danimarkalı Kız (David Ebershoff) - Tom Hooper, The Danish Girl (2015)

48. Da Vinci Şifresi (Dan Brown) - Ron Howard, The Da Vinci Code (2006)

49. Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 1. Cilt (Jules Verne) - Richard Fleischer,  20,000 Leagues Under the Sea (1954)

50. Dersu Uzala (Vladimir Arsenyev) - Akira Kurosava, Dersu Uzala (1975)

51. Doktor Jivago (Boris Pasternak) - David Lean,  Doctor Zhivago (1965)

52. Doktor Moreau’nun Adası ( H.G. Wells) -  John Frankenheimer, The Island of Dr. Moreau (1996)

53. La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote (Miguel de Cervantes) - Terry Gilliam, The Man Who Killed Don Quixote (2018)

54. Dorian Gray'in Portresi (Oscar Wilde) - Albert Lewin, The Picture of Dorian Gray (2009)

55. Döşeğimde Ölürken (William Faulkner) - James Franco, As I Lay Dying (2013)

56. Dövüş Kulübü (Chuck Palahniuk) - David Fincher, Fight Club (1999)

57. Dracula (Bram Stoker) - Gary Shore, Dracula Untold (2014)

58. Dune - Çöl Gezegeni (Frank Herbert) - David Lynch, Dune (1984)

59. Duvar (Marlen Haushofer) - Julian Roman Pölsler, The Wall (2012)

60. Duyguların Rengi (Kathryn Stockett) - Tate Taylor, The Help (2011)

61. Dün (Agota Kristof) - Silvio Soldini, Brucio Nel Vento (2002)

62. Dünyalar Savaşı ( H.G. Wells) -  Steven Spielberg, The War of the Worlds (2005)

63. Dünyanın Merkezine Seyahat (Jules Verne) - Henry Levin, Journey to the Center of the Earth (2008) 

64. Düş Yakamdan Şeytan (Donald Ray Pollock) - Antonio Campos, The Devil All the Time (2020)

65. Ecinniler (Dostoyevski) - Andrzej Wajda, Les Possédés (1988)

66. Ejderha Dövmeli Kız (Stieg Larsson) - David Fincher, The Girl with the Dragon Tattoo (2012)

67. Esaretin Bedeli (Mark Kermode) - Frank Darabont, The Shawshank Redemption (1995)

68. Fahrenheit 451 (Ray Badbury) - Fançois Truffaut, Fahrenheit 451 (1966)

69. Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck) -Lewis Milestone, Of Mice and Men (1939)

70. Forrest Gump (Winston Groom) - Robert Zemeckis, Forrest Gump (1994)

71. Frankenstein ya da Modern Prometheus (Mary Shelley) - James Whale, Frankenstayn (1931)

72. Gazap Üzümleri (John Steinbeck) - John Ford, The Grapes of Wrath (1940)

73. Geceyarısı Çocukları (Salman Rushdie) - Deepa Mehta, Midnight's Children (2012)

74. Geçmişi Olmayan Adam (Robert Ludlum) - Doug Liman, The Bourne Identity (2002)

75. Göçebe (Stephenie Meyer) - Andrew Niccol, The Host (2013)

76. Görünmez Adam (H. G. Wells) - James Whale, The Invisible Man (1933)

77. Grinin Elli Tonu (E. L. James) - Sam Taylor-Johnson, Fifty Shades of Grey (2015)

78. Guguk Kuşu (Ken Kesey) -  Miloš Forman, One Flew Over the Cuckoo's Nest (1975)

79. Gülün Adı (Umberto Eco) - Jean-Jacques Annaud, The Name of the Rose (1986)

80. Günden Kalanlar (Kazuo Ishiguro) - James Ivory, The Remains of the Day (1993)

81. Güneş İmparatorluğu (J. G. Ballard) - Steven Spielberg,  Empire of the Sun (1987)

82. Hamlet (William Shakespeare) - Kenneth Branagh, Hamlet (1996)

83. Harry Potter ve Felsefe Taşı (J. K. Rowling ) - Chris Columbus, Harry Potter and the Philosopher's Stone (2001)

84. Hayata Röveşata Çeken Adam (Fredrik Backman) - Hannes Holm, En-Man-Som-Heter-Ove (2015)

85. Hayvan Mezarlığı (Stephen King) - Mary Lambert, Pet Sematary (1989)

86. Her Şeyin Teorisi (Stephen Hawking) – James Marsh , The Theory of Everything (2014)

87. Hiroşima Sevgilim (Marguerite Duras) -Alain Resnais,  Hiroshima Mon Amour (1959)

88. İbni Sina'nın Talebesi Hekim (Noah Gordon) - Philipp Stölzl, The Physician (2013)

89. İhtiyarlara Yer Yok (Cormac McCarthy) - Ethan Coen, Joel Coen, No Country For Old Men (2008)

90. İmkansızın Şarkısı (Haruki Murakami) - Tr?n Anh Hùng, Norwegian Wood (2010)

91. İnci (John Steinbeck) - Emilio Fernández, La Perla (1947)

92. İnci Küpeli Kız (Tracy Chevalier) - Peter Webber, Girl with a Pearl Earring (2003)

93. İngiliz Hasta (Michael Ondaatje) - Anthony Minghella, The English Patient (1997)

94. Inherent Vice (Thomas Pynchon) - Paul Thomas Anderson, İnherent Vice (2014)

95. Jane Eyre (Charlotte Brontë) - Cary Fukunaga, Jane Eyre (2011)

96. Jaws (Peter Benchley) - Steven Spielberg, Jaws (1975)

97. Kafes (Josh Malerman) - Susanne Bier, Bird Box (2018)

98. Kağıttan Kentler (John Green) - Jake Schreier, Paper Towns (2015)

99. Kaptan Grant'in Çocukları (Jules Verne)  - Robert Stevenson, In Search of the Castaways (1962)

100. Karamazov Kardeşler (Dostoyevski) - Richard Brooks, The Brothers Karamazov (1958)

101. Karanlığın Elli Tonu (E. L. James) -James Foley, Fifty Shades Darker (2017)

102. Kardeşler Takımı (Stephen E. Ambrose) - Steven Spielberg, Band of Brothers (2001)

103. Kayıp Kız (Gillian Flynn) - David Fincher, Gone Girl (2014)

104. Kazaklar (Tolstoy) -  George W. Hill, The Cossacks (1928)

105. Kefaret (Ian McEwan) - Joe Wright, Atonoment (2007)

106. Kelebek (Henri Charrière) - Franklin J. Schaffner, Papillon (1973)

107. Kemikler Şehri (Cassandra Clare) - Harald Zwart, The Mortal Instruments: City of Bones (2013)

108. Kış Masalı (Mark Helprin) - Akiva Goldsman, Winter's Tale (2014)

109. Kızıl Nehirler (Jean-Christophe Grangé) - Mathieu Kassovitz, The Crimson Rivers (2000)

110. Kızım Olmadan Asla (Betty Mahmudi) - Brian Gilbert, Not Without My Daughter (1991)

111. Kız Kardeşim İçin (Jodi Picoult) - Nick Cassavetes, My Sister's Keeper (2009)

112. Kilimanjaro'nun Karları (Ernest Hemingway) -       Henry King, The Snows of Kilimanjaro (1952)

113. Kirpinin Zarafeti (Muriel Barbery) -  Mona Achache, Yaşamaya Değer, Le Hérisson (2010)

114. Kitap Hırsızı (Markus Zusak) - Brian Percival, The Book Thief (2014)

115. Koca Gringo (Carlos Fuentes) - Luis Puenzo,  Old Gringo (1989)

116. Koku (Patrick Süskind) - Tom Tykwer, Perfume: The Story of a Murderer (2007)

117. Kolera Günlerinde Aşk (Gabriel Garcia Marquez) -  Mike Newell,  Love in the Time of Cholera (2007)

118. Kon-Tiki (Thor Heyerdahl) - Joachim Rønning, Espen Sandberg, Kon-Tiki (2012)

119. Kopyalanmış Adam (José Saramago) - Denis Villeneuve, Enemy (2013)

120. Köpek Kalbi (Mihail Bulgakov) - Vladimir Bortko, Heart of a Dog (1988)

121. Körlük (José Saramago) - Fernando Meirelles, Blindness (2008)

122. Kral Lear  (William Shakespeare) –Richard Eyre, King Lear (2018)

123. Kurtlar İmparatorluğu (Jean-Christophe Grangé) - Chris Nahon, L'Empire des Loups (2005)

124. Kurtlarla Dans (Michael Blake) - Kevin Costner, Dances with Wolves (1990)

125. Kuzuların Sessizliği (Thomas Harris) - Jonathan Demme, The Silence of the Lambs (1991)

126. Küçük Kadınlar (Louisa May Alcott) - Greta Gerwig, Little Woman (2019)

127. Küçük Prens (Antoine de Saint-Exupéry) - Stanley Donen, The Little Prince (1974)

128. Lizbon'a Gece Treni (Pascal Mercier) - Bille August, Night Train to Lisbon (2013)

129. Lolita (Vladimir Nabokov) - Adrian Lyne, Lolita (1997)

130. Lujin Savunması (Vladimir Nabokov) - Marleen Gorris, The Luzhin Defence (2000)

131. Madde 22 (Joseph Heller) - Mike Nichols, Catch-22 (1970)

132. Malcolm X (Alex Haley) - Spike Lee, Malcolm X (1992)

133. Malina (Ingeborg Bachmann) - Werner Schroeter, Malina, (1991)

134. Man on Fire (A. J. Quinnell) - Tony Scott, Man on Fire (2004)

135. Marslı (Andy Weir) - Ridley Scott, The Martian (2015)

136. Martin Eden ( Jack London) - Sidney Salkow, The Adventures of Martin Eden (1942)

137. Maşenka (Vladimir Nabokov) - John Goldschmidt, Maschenka (1987)

138. Maymunlar Gezegeni (Pierre Boulle) - Tim Burton, Planet of the Apes (2001)

139. Medea (Euripides) - Pier Paolo Pasolini, Medea (1969)

140. Medusa Darbesi (Robert Ludlum) - Paul Greengrass, The Bourne Supremacy (2004)

141. Medyum (Stephen King) - Stanley Kubrick, The Shining (1980)

142. Melekler ve Şeytanlar (Dan Brown) -Ron Howard, Angels & Demons (2009)

143. Mesaj (Carl Sagan) - Robert Zemeckis, Contact (1997)

144. Moby Dick (Herman Melville) - John Huston, Moby Dick (1956)

145. Monte Cristo Kontu (Alexandre Dumas) - Kevin Reynolds, The Count of Monte Cristo (2002)

146. Morgue Sokağı Cinayeti (Edgar Allan Poe) - Robert Florey, Murders in the Rue Morgue (1932)

147. Motosiklet Günlükleri (Ernesto Che Guevara) - Walter Salles, The Motorcycle Diaries (2004)

148. Mucize (R. J. Palacio) - Stephen Chbosky, Wonder (2007)

149. Muhteşem Gatsby (F. Scott Fitzgerald) - Baz Luhrmann, The Great Gatsby (2013)

150. Müfettiş (Gogol) - Henry Koster, The Inspector General (1949)

151. Nietzsche Ağladığında (Irvin D. Yalom) - Pinchas Perry, When Nietzsche Wept (2007)

152. Okuyucu (Bernhard Schlink) - Stephen Daldry, The Reader (2009)

153. Oliver Twist Charles Dickens) - Roman Polanski, Oliver Twist (2005)

154. 12 Yıllık Esaret (Solomon Northup) - Steve McQueen, 12 Years a Slave (2013)

155. 13. Savaşçı (Michael Crichton) - John McTiernan, The 13th Warrior (1999)

156. Oblomov (Ivan Goncharov ) - Nikita Mihalkov, Neskolko dney iz zhizni i.i. Oblomova (1980)

157. Onca Yoksulluk Varken (Romain Gary) -  Edoardo Ponti, The Life Ahead (2019)

158. O Güzel Atlar (Cormac Mccarthy) - Billy Bob Thornton, All the Pretty Horses (2000)

159. Operadaki Hayalet (Gaston Leroux, ) - Joel Schumacher, The Phantom of the Opera (2004)

160. Otomatik Portakal (Anthony Burgess) - Stanley Kubrick, A Clockwork Orange (1971)

161. Otostopçunun Galaksi Rehberi (Douglas Adams) - Garth Jennings, The Hitchhiker’s Guide To The Galaxy (2005)

162. Oyun (Stephen King) - Mike Flanagan, Gerald’s Game (2017)

163. Oz Büyücüsü (L. Frank Baum) - Victor Fleming, The Wizard of Oz (1939)

164. Ölü Ozanlar Derneği (N. H. Kleinbaum) - Peter Weir, Dead Poets Society (1990)

165. Öteki (Dostoyevski) - Richard Ayoade, The Double (2014)

166. Özgürlüğün Elli Tonu (E. L. James) - James Foley, Fifty Shades Freed (2018)

167. Pal Sokağı Çocukları (Ferenc Molnar) -  Zoltán Fábri, The Boys of Paul Street (1969)

168. Persepolis (Marjane Satrapi) - Marjane Satrapi, Vincent Paronnaud, Persepolis (2007)

169. Pi'nin Yaşamı (Yann Martel) - Ang Lee, Life of Pi (2012)

170. Pinokyo (Carlo Collodi) - Steve Barron, The Adventures of Pinocchio (1996)

171. Piyanist (Wladyslaw Szpilman) - Roman Polanski, The Pianist (2002)

172. Piyanist (Elfriede Jelinek) - Michael Haneke, La Pianiste (2001)

173. Prestij (Christopher Priest) - Christopher Nolan, The Prestige (2006)

174. Rebecca (Daphne du Maurier) - Alfred Hitchcock, Rebecca (1940)

175. Resimli Adam  (Ray Bradbury) - Jack Smight, The Illustrated Man (1969)

176. Renklerden Moru (Alice Walker) - Steven Spielberg, The Color Purple (1985)

177. Romeo ve Juliet (William Shakespeare) - Carlo Carlei, Romeo and Juliet (2013)

178. Ruhlar Evi (Isabel Allende) -Bille August, The House of the Spirits (1993)

179. Rüzgar Gibi Geçti (Margaret Mitchell) - Victor Fleming, Gone with the Wind (1974)

180. Quo Vadis? (Henryk Sienkiewicz) - Mervyn LeRoy, Ko Vadis (1951)

181. Saatler (Michael Cunningham) - Stephen Daldry, The Hours (2003)

182. Sadist (Stephen King) - Rob Reiner, Misery (1990)

183. Safir Mavi  ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Katharina Schöde, Saphirblau (2014)

184. Sakindi Oranın Şafakları ( Boris Vasilyev) - Stanislav Rostotsky, A zori zdes tikhie (1997)

185. Saksı Olmanın Faydaları (Stephen Chbosky) - Stephen Chbosky, The Perks of Being a Wallflower (2012)

186. Sapık (Robert Bloch) - Alfred Hitchcock, Psycho (1960)

187. Sarı Odanın Esrarı (Gaston Leroux ) -  Bruno Podalydès, The Mystery of the Yellow Room (2003)

188. Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) (Tolstoy) - King Vidor, War and Peace (1958)

189. Schindler'in Listesi (Thomas Keneally) - Steven Spielberg, Schindler's List (1993)

190. Seçilmiş Kişi (Lois Lowry) - Phillip Noyce, The Giver (2014)

191. Sefiller (Victor Hugo) - Tom Hooper, Les Miserables (2013)

192. Seksen Günde Dünya Gezisi (Jules Verne) -  Michael Anderson, Around The World in 80 Days (1956)

193. Senden Önce Ben (Jojo Moyes) - Thea Sharrock, Me Before You (2016)

194. Sevgili (Marguerite Duras) - Jean-Jacques Annaud, The Lover (1992)

195. Dörtlerin Yemini - Sherlock Holmes (Arthur Conan Doyle) - Peter Hammond, The Sign of Four (1987)

196. Sherlock Holmes - Kızıl Dosya (Arthur Conan Doyle) - Guy Ritchie, Sherlock Holmes (2009)

197. Sineklerin Tanrısı (William Golding) - Harry Hook, Lord of the Flies (1990)

198. Siyah İnci (Anna Sewell) - Caroline Thompson, Black Beauty (1994)

199. Soğuk Deri (Albert Sanchez Pinol) -  Xavier Gens, Cold Skin (2017)

200. Solaris (Stanislaw Lem) - Andrey Tarkovski, Solaris (1972)

201. Sol Ayağım (Christy Brown) - Jim Sheridan, My Left Foot (1990)

202. Son İstasyon (Jay Parini) - Michael Hoffman, The Last Station (2009)

203. Son Ültimatom (Robert Ludlum) - Paul Greengrass, The Bourne Ultimatum (2007)

204. Şato Dönüşüm Dava (Kafka) - Steven Soderbergh, Kafka (1991)

205. Şeker Portakalı (José Mauro de Vasconcelos) -  Marcos Bernstein, Meu Pé de Laranja Lima (2012)

206. Şeytanca - Artık Orada Olmayan Kadın  (Pierre Boileau) -  Jeremiah S. Chechik, Diabolique (2003)

207. Şeytanın Gizli Yüzü (Matthew Gregory Lewis) - Dominik Moll, Şeytanın Yüzü, The Monk (2010)

208. Taras Bulba (Gogol) - . Lee Thompson, Taras Bulba (1962)

209. Taş Meclisi (Jean-Christophe Grangé) -Guillaume Nicloux, Le Concile De Pierre (2006)

210. Tatar Çölü (Dino Buzzati) -  Valerio Zurlini, The Desert of the Tartars (1976)

211. Tek Başına Bir Adam (Christopher Isherwood) - Tom Ford, A Single Man (2010)

212. Teneke Trampet (Günter Grass) - Volker Schlöndorff, Die Blechtrommel (1983)

213. Tess  (Thomas Hardy) - Roman Polanski , Tess (1982)

214. Tiffany'de Kahvaltı (Truman Capote) - Blake Edwards, Breakfast at Tiffany's (1963)

215. Toskana Güneşi (Frances Mayes) - Audrey Wells, Under the Tuscan Sun (2003)

216. Trainspotting (Irvine Welsh) - Danny Boyle, Trainspotting (1996)

217. Trendeki Kız (Paula Hawkins) - Tate Taylor,  The Girl on the Train (2016)

218. Ucuz Roman (Dana Polan) - Quentin Tarantino, Pulp Fiction (1995)

219. Uçurtma Avcısı (Khaled Hosseini) - Marc Forster, The Kite Runner (2007)

220. Uğultulu Tepeler (Emily Brontë) - Andrea Arnold, Wuthering Heights (2011)

221. Umut Işığım (Mathew Quick) - David O. Russell, The Silver Linings Playbook (2013)

222. Unknown Soldiers (Väinö Linna) - Aku Louhimies, The Unknown Soldier (2017)

223. Utanç ( J.M. Coetzee) - Steve Jacobs, Disgrace (2008)

224. Uyanışlar (Oliver Sacks) - Penny Marshall, Awakenings (1990)

225. Uyumsuz (Veronica Roth) - Neil Burger, Divergent (2014)

226. Uyuyana Kadar (S.J. Watson) - Rowan Joffé, Before I Go to Sleep (2014)

227. Vahşetin Çağrısı ( Jack London ) - William A. Wellman, Call of the Wild (1935)

228. Vampirle Görüşme (Anne Rice) - Neil Jordan, Interview with the Vampire (1995)

229. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (Milan Kundera) - Philip Kaufman, The Unbearable Lightness of Being (1989)

230. Venedik Taciri (William Shakespeare) - Michael Radford, The Merchant of Venice (2004)

231. Vertigo  (Pierre Boileau) - Alfred Hitchcock, Vertigo (1961)

232. Vişne Bahçesi ( Anton Çehov) – Richard Eyre, The Cherry Orchard (1981)

233. V for Vendetta (Alan Moore) - James McTeigue, V for Vendetta (2005)

234. Yabana Doğru (Jon Krakauer) - Sean Penn, İnto The Wild (2007)

235. Yakut Kırmızı ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Rubinrot (2013)

236. Yaşamak (Yu Hua) - Yimou Zang, To Live (1994)

237. Yeşil Yol (Stephen King) - Frank Darabont, Yeşil Yol (1999)

238. Yol (Cormac Mccarthy) - John Hillcoat, The Road (2009)

239. Yürüyen Şato (Diana Wynne Jones) - Hayao Miyazaki, Hauru no ugoku shiro (2004)

240. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini (Louis de Bernières) – John Madden, Captain Corelli's Mandolin (2001)

241. Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği (J.R.R.Tolkien) -  Peter Jackson, The Lord of the Rings (2001)

242. Zaman Makinesi  ( H.G. Wells) -  George Pal, The Time Machine (1960)

243. Zaman Yolcusunun Karısı (Audrey Niffenegger) - Robert Schwentke, The Time Traveler’s Wife (2009)

244. Zindan Adası (Dennis Lehane) - Martin Scorsese, Shutter Island (2010)

245. Zorba (Nikos Kazancakis) - Mihalis Kakoyannis, Zorba The Greek (1970)

246. Zümrüt Yeşil ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Katharina Schöde, Smaragdgrün (2016)

247. 22/11/63 (Stephen King) - Bridget Carpenter, 11.22.63 (2016)