Dijital Dünyada insan kalmak

  Hiç yorum yok


 


Dijital Dünyada insan kalmak

Hergün gelişen sistemlerimiz teknolojimiz hereye erişimi kolayca gerçekleştiriyor e ticarethanelerden istediklerimizi alabiliyoruz sosyal medyamızdan arkadaşlarımızla konuşuyoruz sözde gruplar kuruyoruz oyunlar oynuyoruz. Her istedigimiz bilgiye saniyeler içerisinde ulaşabiliyoruz, dünyanın diger ucundaki insanlarla anlık olarak konuşabiliyor veri iletimini saglayabiliyoruz Bu bizi ne kadar getkiliyor sizce.

Yaygın bir tabir vardır bilirsiniz Teknoloji bagımlılıgı çocuklardan yaşlılara kadar biraz telefona bilgisayara bakan insanların o şeyden başını kaldırmadıklarını duyarsınız çevresindekiler bundan şikayetçidir ama o kişi halen bunu yapmaya devam eder dünyada hergün milyonlarca insan bu şekilde

Sadece facebook un sahibi oldugu instagram whatsApp a günde 500 milyon insan girip çıkıyor bir bakıyım çıkıyım anlayışıyla degişmeyen şeylerin degişecegini sanıyoruz bu bizi en küçük sıradan olaylara isanların koskoca tepkiler vermesine sebep oluyor Biliyorsunuz birde Twitter ın belirledigi gündem özelligi var gündemi takip eden 2 günlük mevzularda kendisini kral kralice tayin etmeye çalışan insanlarımız var bu bazen iyi olabiliyor mesela bir kadın cinayetine buyuk tepki verilebiliyor ama hergün covid yuzunden hastalanan doktorlar sehit olan askerler adaleti arayıpda bulamayan insanlar genelde sessiz kalıyor Sosyam vicdansızlıgın kurbanı oluyoruz farkına varmadan.

Son 10 yılın belki 20 yılın icadı olan internet ve barınakları bizi giderek toplumdan koparıyor ve dijital robotizmin kurbanı yapıyor. İnsanlar akıllı tabi kullandıkları her icadı bilinçli kullanabildigi sürece yaani basit bir telefon yada bilgisayar bizi kıtalar ötesindeki çaglar boyu kullanılan ansiklopedilere de ulaştırabiliyor, hiç görüp duymadıgımız insanların hayatlarına müdahale etme imkanıda mesela bir yöneticiye aşagılayıcı hakaret içeren söz söyledi diye biri yargılanabilirken bir başkası hoşuna gitmedi diye binlerce agır laf edip sorunsuz bir şekilde yaşıyor Evet bu adaletin sorunu.

Ama işin birde egitim yanı var ki bu en önemlisi heryerde hazır paket buzdolabına koyulmuş egitim sistemi insternet dolabından çıkartıp bizim onu kullanmamızı bekliyor, okullar açıkken ögretmenlere ezberletilen bilgiler şimdide ögrencilere ögretiliyor.

Bu kaçınılmazdı aslında çünkü bilişimin amacı bilgiyi organize etmektir, insanlar teknolojiyi kurar toplum birbiriyle iletişime geçer nihayetinde de toplumda bilgi ortaya çıkar.

Bilgi olmadan düzen olmaz....

Muhtemelen bi 100 yıl daha insanlar okullara gider egitim görür belki 10 yıl belki hemen şimdi ama sonuçta okulların yerini devasa veri ambarları ve yapay zekalı IT uzmanlarının alması pek yakındır.

Gelelim sorumuza 

mevcut libekapitalist düzende insanlara zamanlarının 3 te birinin toplumsal faydaya geri kalan 3te 1 ini uykuya geri kalan 3te1 bilik zamanın boş olması ve bu boş zamanında da o ürettigi degerden kazandıgı faydayı tüketmesi isteniyor yada o dogrultuda karakterize ediliyor Dijital dünyada insanlar işe gitmez iş onlara gelir degilmi buda yolda trafikte erken yada geç kalma sorunlarını ortadan kaldırır yani 3te 2 lik bir zaman dilimi kalır insanlara buda tüketim kültürünün degişmesine yol açar pazar eglenceleri yerini pikniklerden cafelerden oyunlara sohbet gruplarına degiştirir.

Burada bizim yapmamız gereken ne

İnsan bundan 100 yıl asırlar öncede halkın arasına karıştıgında yada tek başına kaldıgında kendine eglenceler bularak zamanını boşa harcayabiliyordu o zamanlarda da nadiren bilime ve bilgiye deger veren düşünen bilinçli insanlar çıkıyordu ve çogu zaman toplumu onlar şekillendiriyordu 

Şimdi diyeceksiniz hepimiz Aristo Newton Marx Mevlana Budha olamayızki olmayında zaten 

buradaki asıl kilit nokta yaptıgımı şeyin bilincinde olmak düşünün bişeyi ezbere yapan otomat insan bir hatayla karşılaştıgında ne yapar ya çözemez yada bocalar ama çokyönlü kendini geliştiren bir insan ne olur çözüm yolları arar bulur işte bizim yapmamız gereken anlamak çokyönlü zekayla aklımızı kullanmak onu egitmek düşünmek yazmak içimizden ne geliyorsa onları okumak ama aynı zamanda hayata karşı heyecanımızı ve merakımızı sorgulayıcı çocuk aklımızı kaybetmemek gerekirse felsefeyle bilimle resimle şiirle edebiyatla müzikle avare günlerimizi taçlandırmak.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder