Hesiera || Zamanın başlangıcını küçük bir yolculuk

  1 yorum
Temmuz 26, 2020

Herşeyden önce biz kimdik ve nereden geldilk ?


13.7 milyar yıl önceye gidecek olursak uzay ve içindekiler hiçlikten patladı duna big bang teorisi denilmekte.
Bu teorinin gerek Enstain ın teorisiyle gerekse 1964 yılında keşfedilen kozmik mikrodalga arkaplan ışımasıyla kanıtlanmıştır.
Stephan hawking gelişen evrenin tek bir merkezden etrafa yayılmasını nötr olmasıyla bagdaştırıyor bu sebepten hiçlikten patladıgı kabul ediliyor.




Ludwing boltzman entropiyi keşfettiginde şöyle demişti Evrende varolan herşey düzenden düzensizlige dogru yol alr, bunu ise 1829 yılında Edwin Hubble
radyo teleskoplarıyla yaptıgı gözlemlerinde keşfetti işte bu keşif genişleyen bir şeyin bir zamanlar daha dar ve küçük oldugunu daha dogrusu bir başlangıcı oldugu firine götürdü
gösteriyor ki  big bang teorisiyle geçmişe olan 13.7 milyar yıllık tarihimiz yalnızca bizim kozmik ufkumuzun sınırıdır.

Uzay hiçlikten genişlemeye devam ettikçe basit ve tekdüze olan yapıdan daha çok ve çogul bir yapıya dönüştü.
ilk önce galaksiler sonra yıldızlar sonrada gezegenler oluştu. Şuan bildigimiz kadarıyla 300 milyar kadar galaksinin yalnızca 50 milyon kadarını gözlemleyebildik.
Yalnızca samanyolu bizim galaksimizde 250 milyar yıldız var yani yalnız olmadıgımız ihtimali epey bi yüksek.
Dünya benzeri 5 ila 10 milyar gezegen oldgunu da düşünürsek bizim medeniyetimiz seviyesinde yada bizden gelişkin en kötü ihtimalle 5 bin gezegen bulunmakta.

Gelelim Güneşimiz ve çevresinde dolanan 8 gezegene bunların merkezinde güneş bulunuyor kütesi tam olarak 1,989E30 ton ile dünyadan 1 milyon 300 bin kat büyüktür.
sırasıyla bu gezegenlerin en agır ve kütlesi en küçük olanları güneşe en yakınken uzaklaştıkça yogunlugun azalmasıyla gaz ve toz devleri olanlara dönüşür.
Dünyamız merkür ve venüsten sonra 3. sırada dünyadan sonra ise mars jüpiter saturn uranus ve neptun bulunmakta bu isimlerin çogu antik yunan mitolojisinden almaktadır.

Güneş 4 buçuk milyar dünya ise 3,5 milyar yıl yaşında evimizin bu yaşının 55 dakikası büyük patlamalar çarpışmalala geçmiş bu felaketlerse yaşamın oluşumunu saglamıştı.
4,5 mlyar yıl öncemars büyüklügünde thela adını verdigimiz mars büyüklügündeki bir gezegen dünyamıza çarptı kütlesinin yaklaşık yarısı dünya yüzeyine yayılmışken kalan yarısı ise bugunkü gördügümüz ay ı oluşturdu.
3, 8 milyar yıl önce uzayda serserice dolaşan bir meteor ve kuyruklu yıldız grubuyla karşılaşan gezegenimizin yüzeyi bu meteorların saldırısına ugramış ve sonucunda demir hidrojen oksijen azot ve hayatı oluşturan birçok elementleri getirmişti.
gezegenimizin 1 milyar yıl  boyunca süren bu dogumu  meteorların ve çekirdeginin çökmesi dış kabugunun soguması sonucu atmoserinin düzene girmesi yani kendiideal yaşam oluşturan yörüngesinde düzene girmesiniden 50 milyon yıl sonra okyanus diplerindeki 
yanardag ve lav bacalarının kenarındaki ılıman ortam ve magmadan gelen zengin mineraller ilkel canlıları oluşturdu bu minik canlılar atmosferdekiyogn metan yüzünden epey bi uzun süre karaya ayak basamadı. İlk karaya ayak basan canlı bizden tam 365 milyon yıl önce 
hayatta kalmak için bunu yaptı 66 milyon yıl önce 11 bin yıllık devasa ve ilkel halleriyle dinazorlar yaşadı taa ki o meşhur bir başka meteor yagmuru onları yok edene kadar.
Dinazorların aksine bilgiye, akla ve duygulara daha çok önem veren insan tam olara 195 bin yıl önce afrika kıtası civarında meydana geldi. Epey uzun bir süre gibi ama degil şuankiaklımızı kazanmamız son 50 bin yıla ait bu arada epey bi hayvanları yada ilkel yaşamımızı benimsedik.
bu son 50 bin yılın son 15 bin yılında ateşi bulduk magaralardan çıkıp evler yapmaya başladık önce Antik Mısar da ardndan sümer medeniyeti Yazıyı ve Egitimi hatta bugünkü düşünce ve yaşayış tarzımızı oluşturdu.
insanlık yayıldı yada tek bir yerden degil birden fazla yerden karaya çıktı Çin, Hint, Fars, Anadolu, Avrupa, Amerika.

O kadar küçügüz ki Kozmk ufkun yalnzca 24 satinin saniyelerinden ibaret bütün insanlık geçmişimiz. 
Bilgi ve Aklın bir araya getirdigi toplularımız Medeniyeti oluşturdu, Belki çok genciz ama meraklı ve hayalperestiz bu sayede geçmişte yazılanları bugün yaşıyor bugün filme aldıklarımızı da yarın gerçekleşiriyor olacagız.
Gerçekten mutu olmak gelişmek yarına kalmak istiyorsak bilginin Bilimin ve Okumanın peşinde koşmalıyız.

Devamını oku

Zaman hep varmaydı yoksa sonrada mı ortaya çıktı ?

  Hiç yorum yok
Temmuz 04, 2020


Zaman hep varmaydı yoksa sonrada mı ortaya çıktı (Zamanın Tanmış ve Tarihçesi)?


Eski Mısır rahiplerine göre zaman; enerjinin yok oluşu ya da bir diğer anlamı ile enerjinin dönüşüm sürecidir ve sonsuz olan Tanrı'yı simgeler.
Aristo'ya göre zaman hareket eseri ortaya çıkmıştır o halde zaman hareketin ürünüdür denilmekteydi.
Günümüzde 3,7 milyar yıl yaşında olduğunu bildiğimiz uzay, eğer bundan 1 yıl önce oluşsaydı, yaklaşık 200.000 yıllık modern insanlık tarihi sadece son 7,6 dakikaya sığabilirdi. Normalde 70 yıl yaşayan bir insan, bu hayali takvim üzerinde yalnızca 0,16 saniye hayatta kalabiliyor.
Fizikçilerce içinde bulunduğumuz 3+1 boyutlu uzayın sınırı ve karadelik ortamının başlangıcı olarak kabul edilir. Tıpkı ışık gibi bükülebileceği varsayılmaktadır.  Bu yüzden zaman yolculuğun mümkün olup olmadığı birçok bilim adamı tarafından düşünülmektedir. Uzayda oluşan her şey zamanın içindedir. 3 uzay ve bir zaman boyutuna yenilikler eklendi artık bilimde 10 uzay ve 1 zaman boyutunun varlığından bahsediliyor. Bu boyutları bizim bilmememizin sebebi çok küçük ya da çok büyük yapıda olmaları
Basit bir deney yapın elinize bir kâğıt alın ve tesadüfi katlayın yırtın buruşturun ve ona şekiller verin Kaç kâğıt durumu elde edersiniz?
Galaksiler de eliptik bir kâğıt yüzeyi gibidir onun içindeki her madde bir kütle çekim oluşturur bu kütle çekim yörüngeleri ve sizi bizi yıldızları ve galaksileri oluşturur aynı zamanda yok eder.


Bu durum hep böyle devam mı edecek?
Bildiğimiz anlamıyla zaman soyut bir kavramlar bütünü ancak hayatımıza her an her saniye etkisi bulunmakta. Sonsuzlukta ise her şeyin olduğu ya da hiçbir şeyin olmadığı bir kavram söz konusudur, bizim maddesel algımızda her şey aynı anda yalnızca bir şey olabilir bitek değişimle birden çok şey olabilir denilmekte, çoğulluk arttıkça düzensizlikte artar, madde en kusursuz olduğu anda aslında yok olmaya başlar eskir, çürür, dağılır ya da parçalanır.
Big Bang Teorisi yoğun kütleli çok küçük boyutta sıkışmış uzayın füzyon tepkimesi ile bir anda patlayarak milyarlarca küçük paçaya ayrılarak 5 milyar galaksiyi her galakside ortalama 200 miyar yıldız olduğu tahmin ediliyor.
Bugünkü teknolojimiz bize eski çağların erişemeyeceği bir bilgi birikimi ve düşünce ufku kazandırdı. Teknolojimiz uzayı anlamayı geçerek oraya yolculuklara başladık bunu ise akıl temelli bilimsel bilginin birikimi bize sağladı. Ebetteki kolay değildi yeryüzünde savaşlar, kavgalar, politikalar ve iktidar hırsları her çağda insanlığı yıkıp yakarken, bitmek bilmeyen bir merak arayışı ile kendi medeniyetimizi bir adım öteye taşımak için sürekli yenilikleri keşfediyoruz.
Belki o kadar büyük bir mucize olup bizi galaksiler arası bir yaşam kazandırmayacak gelecekte belki şuaınki halimizden daha kötü bir durumda da olabiliriz ama bu yalnızca insanlığın kendisi yapabileceği uğraştır. Bu sebepten merakınız ve düşünceleriniz olduğu sürece bilimden ve öğrenmekten vazgeçmemeliyiz çünkü geleceğimizin anahtarı bu.

Meraklısına :

Devamını oku

Kuantum interneti

  Hiç yorum yok
Haziran 17, 2020

7G 8G 10G leri unutun kuantum interneti ile hız sonsuz anlık olucak 

ÖZET: “Kuantum interneti’’ yalnızca 10 yıl uzağımızda. Çin, çalışan kuantum iletişim ağını kurmaya yaklaşırken, kuantum internetin oluşması şansı giderek gerçekleşiyor…

Türkiye'de 16-74 yaş arası bireylerin internet kullanım oranı ...

Yazının Tamamı
“Kuantum” sözcüğü o kadar gelişmiş ve karmaşık görünüyor ki, insanlar ona bağlı herhangi bir şey hakkında sinirli davranıyorlar. Her kuantum atılımı olumlu bir yanıt ortaya çıkarmazken, sözde kuantum internet durumunda insanların heyecanlanmasının bir nedeni var.
En basit deyişle; bir bilgi gönderebilmek için kuantum interneti, radyo dalgaları yerine kuantum sinyallerini yollayacak. Ama biraz daha açıklayalım.
İnternet bildiğimiz gibi, çeşitli bilgisayarları, elektronik sinyaller gönderen ve geri alan, küresel bir web üzerinden bağlamak için radyo frekanslarını kullanıyor.
Kuantum internette, sinyaller dolaşmış kuantum parçacıklarını kullanan bir kuantum ağı aracılığıyla gönderilir. Einstein’ın “uzak mesafedeki ürkütücü eylem’’ olarak tabir ettiği, dolaşan parçacıklar birinde taşınan bilginin anında diğerine yansımasını sağlayan özel bir durumda bulunur – bir nevi kuantum ışınlanması.
Kuantum ışınlanması
Araştırmacılar son zamanlarda kuantum iletişim ağını kurmakta önemli bir ilerleme kaydettiler. Çin geçen sene, dünyanın ilk kuantum iletişim uydusunu fırlattı ve o zamandan beri yeryüzündeki fotonları tekrar tekrar göndermek için; sınırlamaları sınamak ve genişletmekle meşguller. Ayrıca “kuantum hafıza’’ kullanarak bilgi saklamayı başardılar. Ağustos ayının sonuna kadar ülke, Pekin-Shanghai İnterneti’ni arttırmak için, çalışan bir kuantum iletişim ağı kurmayı planlıyor.
Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Jian-Wei Pan, 2030’da küresel bir kuantum ağının kurulmasını bekliyor. Bu da kuantum internetin yalnızca 13 yıl kadar uzağımızda olduğu anlamına geliyor.
KUANTUM WEB’DE DOLAŞMAK?
Peki kuantum internet, sıradan internet kullanıcılarına ne ifade ediyor?
Birincisi; sosyal medya akışınızı güncellemek için kuantum interneti kullanmanın anlamı fazlasıyla düşüktür. Washington Üniversitesi fizikçisi Kai-Mei, WIRED’a verdiği demeçte “çoğu durumda, mekanik olarak kuantum iletimi pek mantıklı değil’’ dedi. Böyle şeyler için düzenli internet iletişimi de yeterli.
Bununla birlikte kuantum interneti, bilgileri gönderirken fazlasıyla güvenlidir. “kuantum şifrelemesi’’ olarak bilinen şey sayesinde, insanlar hacklenmeden bilgi alış-verişinde bulunabileceklerdir (unhackable). Bunun nedeni; kuantum şifrelemesi, “Kuantum Anahtar Dağıtımı’’ (QKD) adı verilen, şifreli bir mesaj anlamına gelen ve anahtarları ayrı ayrı gönderen mekanik bir kullanımıdır. Böyle bir mesajı kurcalamak, mesajın otomatik imhasına neden olur ve bu durumdan gönderici de alıcı da haberdar olur.
Kuantum interneti; bulutta, kuantum hesaplama yaparak çalışan bir kuantum bilgisayara erişimini hızlandırabilir. Ellerinizi fiziksel olarak kuantum bir bilgisayar almaya çalışmak yerine (hala kamuya açık hale getirmeyi başaramadık) bulut üzerinden birine erişebilirsiniz.
Düzenli bir kişisel bilgisayar, bulut tabanlı kuantum bilgisayarı üzerinden kuantum şifrelenmiş bilgiye ulaşabilir veya bunlara erişebilir. En azından “hacklenemez” e-postalar gönderebilirsiniz. Fu, WIRED’a verdiği demeçte “kullanıcılar, bilgilerini dinleyecekleri klasik yollarla göndermek istemeyebilir” dedi.
Esasen, bir kuantum internet büyük olasılıkla normal internetin uzmanlaşmış bir şubesi olurdu; bir tanesi yalnızca belirli görevler için bağlanırdı. Bununla birlikte, kuantum internet sıradan internetin yaptığı gibi çalışmıyorsa bile bir şey kesin: son teknoloji, sıkı fizikçilerden en son (sızdırmayan) akışlara düzenli Joes’a kadar herkese fayda sağlama potansiyeline sahiptir.

Kaynak:

Devamını oku

Nedir Yaşamak ?

  Hiç yorum yok
Mayıs 19, 2020

Nedir Yaşamak?

İnsan kaç kez dogar ailesinden yaşadıgı dünyadan kaç kez kendisini aşar ve bir başkası olur?

Kimdir insan... nedir digerlerinden farkı?

Neyin peşinde koşarız ki...

Kaç kez sorgular ki insan kendisini?

 Eger iki yol varsa önümüzde ya hayal kurup onların gerçekleşmesi için çabalayacagız yada bekleyecegiz şansıımızın geri gelmesini yada Yaadıgım dünyadan ibarek sanacagız koskoca bir ömrü imkansızlık sandıgımız düşüncelerimiz arasında yok olup gidecegiz.

7 milyar insan epey fazla gibi görünüyor üstelik her dakika 300 tanesi daha doguo 150 tanesi daha ölmesi gibi anlamsız ve nedensiz. Çünkü kimse sorgulamıyor neden niçin diye deger verilmiyoesa dünyada bilgiye o halde aklın ne işlevi kalır ki ?

Hayatın zorlukları yapışmış madem yakamıza mademki bize gösterilen yolda ilerliyecegiz en azından sagımızda solumuzda neler var diye sorsakya birilerine ama mahkumuz biz mutlulugun sarhoşluguna hüznün ve kederin yıpranışlarına Kurtulabilse insan bütün kuruntularından ve kendisinden kim bilir ne rüyalar görür uyanıkken.

Yaşamaktan bahsediyorsun demiştin bana üstelik sebepsizce insanca yaşamak nasıl ola ki bu?

zaaten sorunun içinde gizil degilmi cevabı...

İhtimaller var hayatın içinde bir aniye sonrasının bilinmezligi ihtimali geçmişin kazandırdıkları ve gelecegin olması gerekenler ve olanlar ihtimali. Hergün bunlar yorar insanı hergün yatagından kalkıp birşeyler için çabalamak bir süre sonra işkence halini alır. Demekki ölüme yakın oldugu için güzel geliyormuş insana tembellikde buyüzden en bilgeleri hayata karşı en duyarsız olanlarıymış anlarsın bişeyleri aramanın degerini yaşayınca.

O halde al senin olsun o begendigin müzikler  şarkılar eglenceler mutluluklar o halde yaşa hazlarının kölesi olarak bir ömğr boyu bagnazca baglan karamsarlıklarına ve kendini avuttugun o iyimserlikerine.

Kimiz ki biz denizdeki kum zerresinden öte düşününce anlıyor insan bilincin bile ne kadar aciz oldugunu acizlik mi yoksa insana bu imkansızlık ögretisini benimseten Buyüzden mi merak etmiyoruz yaşadıgımız cosmos un derinligini.

Muhtemelen yarın birkaç küçük şey olur ve herkes olması gerekdigi gibi aşamaya devam eder. Muhtemel yarın biraz daha yaşarız yaşadıkça yaşlandık deriz ve geçmişi hatırlarız faydasız olan geçmiş ve gelecegin etkiledigi şuanda oyalanırız yalnızca bizden beklenenlerle.

Bitmedi mi yoksa biitti dedigimiz anda bir başka şeyi mi beklemeye koyulmuşuz hatırla neden insan olduunu.


Devamını oku

Nasıl Mutsuz olunur ?

  Hiç yorum yok
Mayıs 15, 2020

Nasıl Mutsuz olunur ?

Bugün şöyle bir kitap önerisi gördüm nasıl mutlu olunur...
Neden mutlu olmalıyız ki ?
Mutluluk gerekli mi yada herkes mutlu mu ?

Zeki insanlar kalabalıkta mutsuz oluyor

Çok ilginç ki şu kanıya vardım günümüzdeki birçok sistem insanın daha fazla mutlu olmasına baglanmış peki mutlu olunca ne oluyor Tabiki insan biraz daha uysal biraz daha uyumlu diger adıyla geçici bir koyun oluyor, düşünün ki sarho bir koyun ne olursa mutluluk da insanlara bu etkiyi yapıyor kazandıgı başarılar mutlu olması için kazandıgı mal mülk mutluluk için yine kazandıgı ücreti de eglenerek mutlu olması için bir başka yerde harcıyor. "Mutluluk üzerine büyük bir ekonomik düzen kurulmuş gibi".  Hepimiz arkadaşlarımızda eglenerek gülerek mutlu bir zaman geçirebiliriz üstelik bu esnada çok az bilinçli sohbet ederek zamanın nasıl geçtiginin farkına varırız. Hani hep derlerya Zaman nasıl geçmiş sizle otururken anlayamadım diye işte bu noktada devreye giriyor mutsuzluk dediginiz kavram.

İnsan her an her saniye zamanın geçmekte akmakta oldugunu bilir ama bir şekilde kendisini de gecici ve anlamsız bulan onun mutlu olacagını sandıgı aslında "Alışkanlıgı olan" işlere kendisini vermekten de alıkoyamaz.

Bence her insan kendisini her zaman yenilemeli, yenilemekten kastımsa yaşamı ugraşları degil hergün yeni düşünceler üretebilmeli eskilerini terk edebilmeli yada onları geliştirebilmeli ancak bu sayede kendisini geliştirebilir. Düşünemeyen insan genelde ona en yakın ve en alışık oldugu işleri yapmaya mahkumdur.

Ne kadar yeni insan tanırsak o kadar kendimiz oluruz yada ne kadar okursak o kadar iyi yazarız, ne kadar iyi yaşarsak o kadar ömrümüz uzun olur İyi yaşamaktan da kastım bilinçli bir şekilde yaşamk gündemi eglenceleri kovalamak yerine insani olan yüce işlere yönelmek bu kendi işiniz olabilecegi gibi hobilerini yada meraklarınız da olabilir.

Bir işi nasıl nasıl yaptıgınız degil onu neden yaptıgınız önemlidir Unutmayalım ki yaptıgıgımız işlere kendimizden bişeyler katabiliyorsak o işi benimser ve severiz buda bizim o işle olan bgımızı güçlendirdigi gibi o işte en iyi seviyeye getirir. eger bennimsedigimiz iş yalnızca bizden bekleneni yapmamızı istiyorsa neden o işle ugraalım ki hem o alanda yeterli bilgimiz olsa da bu bizim plakamız gibi birşey olur.

Mutlu yada mutsuz olmak geçicidir bunu hepimiz biliyoruz ama dün Dostoyevski nin yeraltından notlar ını okudum her zamanki gibi biraz huzursuz oldum Şöyle diyordu kitabın sonlarında Düşünüyorum da insan hayattan geçici bir mutluluk mu bekler yoks kendisini yücelten bir acı mı? sizin seçiminiz ne olurdu...

Devamını oku

Düşünce Bisikleti

  Hiç yorum yok
Mayıs 07, 2020

Düşünce Bisikleti

Sarı · bisiklet · beyaz · duvar · Bina - stok fotoğraf © Stephen ...

Dört yıl önce uzunca bir yola çıkmıştı tam olarak nereye gidecegini de bilmiordu birtane sarı bisikleti vardı bisikletine bindi aynı mahallede yaşadıgı en yakın arkadaşlarını yaşadıgı sokaklardan geçtikten sonra ara sokaklardan düz ve geniş bir yola çıktı. Tam olarak nereye gidecegini bilmedigi için yol boyunca yaşadıklarını düşünüyordu ben neden bu hayatı yaşıyorum, bundan başka bildigim bir hayatım varmıydı, yaptıgım hataların bir telafisi varmıdır ? içinden sürekli bunları düşünüyordu bir yandan geçmişi aklına geliyor diger yandan bir daha göremeyecegi çocuklugunun geçtigi sokakları bir daha göremeyecegi için üzülüyordu. En sonunda söyle dedi kimse zamanı geriye alamaz iyi oldu o hataları yaptıgım tekrar olsa tekrar yaparım bir tane hayatım var madem korkusuzca belki daha beter hataları yapardım madem zamanı geriye alamıyoruz madem yaşadıgımız herşey giderek daha bizi içine apanık daha hassas yapıyor madem giderek daha fazla kırılganlaşıyoruz o halde bir anlamı yok geçmişe üzülüp durmanın, ya o gelecek dedikleri o ne olarak dedi uzunca bir süre güneşli havaya bulutlara agaçlara baktı hala kuşlar uçuyor hala birileri biyerlere yetişmeye çalışıyordu ''insanın bir hedefi varken yolculugun bir önemi kalmazbir anda gelip geçer ama nereye gidecegini bilmeden bir yola koyuldugunda işte o zaman herşeyi tesadüfler belirler''  madem gelecekte de herşeyi tesadüfler belirliyor o halde çabalamak yada işi şansa bırakmanın ne anlamı var ne işe yarar koşmak bir yer aramak bir amaç bir ugraş bulmak işte bu orkutuyor bizi düşündükçe çıkmaza dönüşen girdigimiz yollar dedi.

Bir yandan bisikletinin pedallarını çeviriyor diger yandan sıcagın altında terlediçe canı sıkılıyor diger yandan yeni çiçek açmış agaçları görünce onların güzel kokularını duyup derin derin nefes alıyordu yoldan gelip geçen bisürü araba vardı sabahın bu saatinde fazla araç olmazdı ama işine giden insanları taşıyan araçlar mutlaka olurdu bu araçların çogu da böyleydi. Henüz saat erken oldugu için de kuş sesleri ve hafiften esen rüzgar biraz da olsun huzur verici gelmişti.

Anayola çıkmış kenardaki boş tarlalarla byük evlerin arasında ilerliyorduki birden bisikletinin zinciri attı kenara çekip durdu dinciri geri yerine takarken uzakta oturan küçük bir kız çocugu dikkatini çekti Ne yapıyorsun bakalım sen burada bisürü araba var hem evinize gitsene sonra annen baban görürse kızmasınlar dedi
Çocuk elindeki degnekle boş tarlanın birinin kenarına oturmuş birşeyler çiziyordu topraga yanına gitti oturdu anlat bakalım şimdi ne oldu neden burada oturmuş bunlarla ugraşıyorsun dedi
Yaşıtlarımın çogu okula gitti ama ben gidemedim o yüzden bu saatte buradayım onların anne babaları hergün okula götürüp okuldan alıyorlar ama ben okula bile yzılamadım
iyi de buna neden üzülüyorsun ki bak onlar senin gibi istedikleri gibi gezip tozamıyorlar eminim ki senin yerinde olmak istiyordur onlar da boşuna üzülme nasıl olsa birgün sen de gidersin
elindeki sopayla çizdigi şeyi birden saga sola toza topraga karıştırarak sildi çocuk ama nasıl dedi
hmm bakalım ne yapabiliriz senin için dedi elini cebine attı iki küçük şeker vardı diger cebine attı orada da küçük bir kagıt ve birde kurşun kalem vardı ikisini de çıkarttı aç bakalım avcunu bunları da al şimdi neyapacaksın biliyormusun
hayır bilmiyorum
dur anlatıyım şekerleri afiyetle yiyeceksin sonra da bu kagıt ve kalemle etrafında gördügün şeyleri çizeceksin eger gördüklerini çizemiyorsan aklına gelenleri çiz bisiklet araba kuşlar evler agaçlar insanlar kediler insanlar ne gördüysen onu çiz sonra kagıt ve kalemin biterse anne babana lütfen bana kalem ve kagıt verebilirmisiniz de onlar bunu memnuniyetle karşılayacaktır tamammı.
tamam dedi çocugun yüzü gülüyordu ayaga kalktılar şimdi benim gitmem gerekli daha çok yer var görmem gereken ama unutma içinden ne geliyorsa onu çiz bakalım ne olacak dedi bisiketine bindi oradan uzaklaştı.
Aklına kendi çocuklugu geldi ne çabu zaman geçerdi her çocuk bir yaşlı ve her yaşlı bir genç herkes aynı yollardan geçiyor ama bu yollardan geçerken anın farkına varmak için elinden geleni yapsa da tek yapabildigi yol almak geriye dönüş yok hedefe bir anda varmak yok sadece yol almalıyız çocuklugu gençligi yaşlılıgı ömrümüz yettigi sürece yaşamalıyız sanki önümüze koyulmuş bir bardak sudan ibaret bir anda içersek boguluyoruz boş bırakırsak buhar olup gidiyor azar azar ömrü birşeylerle doldurmak insanca yaşamanın kuralı galiba dedi.
Hala bisikletle gidiyordu kendi elleriyle boyadıgı sarı bisikletiyle nereye olacagını bilmeden gidiyordu.

Devamını oku