Nedir Yaşamak ?

  Hiç yorum yok
Mayıs 19, 2020

Nedir Yaşamak?

İnsan kaç kez dogar ailesinden yaşadıgı dünyadan kaç kez kendisini aşar ve bir başkası olur?

Kimdir insan... nedir digerlerinden farkı?

Neyin peşinde koşarız ki...

Kaç kez sorgular ki insan kendisini?

 Eger iki yol varsa önümüzde ya hayal kurup onların gerçekleşmesi için çabalayacagız yada bekleyecegiz şansıımızın geri gelmesini yada Yaadıgım dünyadan ibarek sanacagız koskoca bir ömrü imkansızlık sandıgımız düşüncelerimiz arasında yok olup gidecegiz.

7 milyar insan epey fazla gibi görünüyor üstelik her dakika 300 tanesi daha doguo 150 tanesi daha ölmesi gibi anlamsız ve nedensiz. Çünkü kimse sorgulamıyor neden niçin diye deger verilmiyoesa dünyada bilgiye o halde aklın ne işlevi kalır ki ?

Hayatın zorlukları yapışmış madem yakamıza mademki bize gösterilen yolda ilerliyecegiz en azından sagımızda solumuzda neler var diye sorsakya birilerine ama mahkumuz biz mutlulugun sarhoşluguna hüznün ve kederin yıpranışlarına Kurtulabilse insan bütün kuruntularından ve kendisinden kim bilir ne rüyalar görür uyanıkken.

Yaşamaktan bahsediyorsun demiştin bana üstelik sebepsizce insanca yaşamak nasıl ola ki bu?

zaaten sorunun içinde gizil degilmi cevabı...

İhtimaller var hayatın içinde bir aniye sonrasının bilinmezligi ihtimali geçmişin kazandırdıkları ve gelecegin olması gerekenler ve olanlar ihtimali. Hergün bunlar yorar insanı hergün yatagından kalkıp birşeyler için çabalamak bir süre sonra işkence halini alır. Demekki ölüme yakın oldugu için güzel geliyormuş insana tembellikde buyüzden en bilgeleri hayata karşı en duyarsız olanlarıymış anlarsın bişeyleri aramanın degerini yaşayınca.

O halde al senin olsun o begendigin müzikler  şarkılar eglenceler mutluluklar o halde yaşa hazlarının kölesi olarak bir ömğr boyu bagnazca baglan karamsarlıklarına ve kendini avuttugun o iyimserlikerine.

Kimiz ki biz denizdeki kum zerresinden öte düşününce anlıyor insan bilincin bile ne kadar aciz oldugunu acizlik mi yoksa insana bu imkansızlık ögretisini benimseten Buyüzden mi merak etmiyoruz yaşadıgımız cosmos un derinligini.

Muhtemelen yarın birkaç küçük şey olur ve herkes olması gerekdigi gibi aşamaya devam eder. Muhtemel yarın biraz daha yaşarız yaşadıkça yaşlandık deriz ve geçmişi hatırlarız faydasız olan geçmiş ve gelecegin etkiledigi şuanda oyalanırız yalnızca bizden beklenenlerle.

Bitmedi mi yoksa biitti dedigimiz anda bir başka şeyi mi beklemeye koyulmuşuz hatırla neden insan olduunu.


Devamını oku

Nasıl Mutsuz olunur ?

  Hiç yorum yok
Mayıs 15, 2020

Nasıl Mutsuz olunur ?

Bugün şöyle bir kitap önerisi gördüm nasıl mutlu olunur...
Neden mutlu olmalıyız ki ?
Mutluluk gerekli mi yada herkes mutlu mu ?

Zeki insanlar kalabalıkta mutsuz oluyor

Çok ilginç ki şu kanıya vardım günümüzdeki birçok sistem insanın daha fazla mutlu olmasına baglanmış peki mutlu olunca ne oluyor Tabiki insan biraz daha uysal biraz daha uyumlu diger adıyla geçici bir koyun oluyor, düşünün ki sarho bir koyun ne olursa mutluluk da insanlara bu etkiyi yapıyor kazandıgı başarılar mutlu olması için kazandıgı mal mülk mutluluk için yine kazandıgı ücreti de eglenerek mutlu olması için bir başka yerde harcıyor. "Mutluluk üzerine büyük bir ekonomik düzen kurulmuş gibi".  Hepimiz arkadaşlarımızda eglenerek gülerek mutlu bir zaman geçirebiliriz üstelik bu esnada çok az bilinçli sohbet ederek zamanın nasıl geçtiginin farkına varırız. Hani hep derlerya Zaman nasıl geçmiş sizle otururken anlayamadım diye işte bu noktada devreye giriyor mutsuzluk dediginiz kavram.

İnsan her an her saniye zamanın geçmekte akmakta oldugunu bilir ama bir şekilde kendisini de gecici ve anlamsız bulan onun mutlu olacagını sandıgı aslında "Alışkanlıgı olan" işlere kendisini vermekten de alıkoyamaz.

Bence her insan kendisini her zaman yenilemeli, yenilemekten kastımsa yaşamı ugraşları degil hergün yeni düşünceler üretebilmeli eskilerini terk edebilmeli yada onları geliştirebilmeli ancak bu sayede kendisini geliştirebilir. Düşünemeyen insan genelde ona en yakın ve en alışık oldugu işleri yapmaya mahkumdur.

Ne kadar yeni insan tanırsak o kadar kendimiz oluruz yada ne kadar okursak o kadar iyi yazarız, ne kadar iyi yaşarsak o kadar ömrümüz uzun olur İyi yaşamaktan da kastım bilinçli bir şekilde yaşamk gündemi eglenceleri kovalamak yerine insani olan yüce işlere yönelmek bu kendi işiniz olabilecegi gibi hobilerini yada meraklarınız da olabilir.

Bir işi nasıl nasıl yaptıgınız degil onu neden yaptıgınız önemlidir Unutmayalım ki yaptıgıgımız işlere kendimizden bişeyler katabiliyorsak o işi benimser ve severiz buda bizim o işle olan bgımızı güçlendirdigi gibi o işte en iyi seviyeye getirir. eger bennimsedigimiz iş yalnızca bizden bekleneni yapmamızı istiyorsa neden o işle ugraalım ki hem o alanda yeterli bilgimiz olsa da bu bizim plakamız gibi birşey olur.

Mutlu yada mutsuz olmak geçicidir bunu hepimiz biliyoruz ama dün Dostoyevski nin yeraltından notlar ını okudum her zamanki gibi biraz huzursuz oldum Şöyle diyordu kitabın sonlarında Düşünüyorum da insan hayattan geçici bir mutluluk mu bekler yoks kendisini yücelten bir acı mı? sizin seçiminiz ne olurdu...

Devamını oku

Düşünce Bisikleti

  Hiç yorum yok
Mayıs 07, 2020

Düşünce Bisikleti

Sarı · bisiklet · beyaz · duvar · Bina - stok fotoğraf © Stephen ...

Dört yıl önce uzunca bir yola çıkmıştı tam olarak nereye gidecegini de bilmiordu birtane sarı bisikleti vardı bisikletine bindi aynı mahallede yaşadıgı en yakın arkadaşlarını yaşadıgı sokaklardan geçtikten sonra ara sokaklardan düz ve geniş bir yola çıktı. Tam olarak nereye gidecegini bilmedigi için yol boyunca yaşadıklarını düşünüyordu ben neden bu hayatı yaşıyorum, bundan başka bildigim bir hayatım varmıydı, yaptıgım hataların bir telafisi varmıdır ? içinden sürekli bunları düşünüyordu bir yandan geçmişi aklına geliyor diger yandan bir daha göremeyecegi çocuklugunun geçtigi sokakları bir daha göremeyecegi için üzülüyordu. En sonunda söyle dedi kimse zamanı geriye alamaz iyi oldu o hataları yaptıgım tekrar olsa tekrar yaparım bir tane hayatım var madem korkusuzca belki daha beter hataları yapardım madem zamanı geriye alamıyoruz madem yaşadıgımız herşey giderek daha bizi içine apanık daha hassas yapıyor madem giderek daha fazla kırılganlaşıyoruz o halde bir anlamı yok geçmişe üzülüp durmanın, ya o gelecek dedikleri o ne olarak dedi uzunca bir süre güneşli havaya bulutlara agaçlara baktı hala kuşlar uçuyor hala birileri biyerlere yetişmeye çalışıyordu ''insanın bir hedefi varken yolculugun bir önemi kalmazbir anda gelip geçer ama nereye gidecegini bilmeden bir yola koyuldugunda işte o zaman herşeyi tesadüfler belirler''  madem gelecekte de herşeyi tesadüfler belirliyor o halde çabalamak yada işi şansa bırakmanın ne anlamı var ne işe yarar koşmak bir yer aramak bir amaç bir ugraş bulmak işte bu orkutuyor bizi düşündükçe çıkmaza dönüşen girdigimiz yollar dedi.

Bir yandan bisikletinin pedallarını çeviriyor diger yandan sıcagın altında terlediçe canı sıkılıyor diger yandan yeni çiçek açmış agaçları görünce onların güzel kokularını duyup derin derin nefes alıyordu yoldan gelip geçen bisürü araba vardı sabahın bu saatinde fazla araç olmazdı ama işine giden insanları taşıyan araçlar mutlaka olurdu bu araçların çogu da böyleydi. Henüz saat erken oldugu için de kuş sesleri ve hafiften esen rüzgar biraz da olsun huzur verici gelmişti.

Anayola çıkmış kenardaki boş tarlalarla byük evlerin arasında ilerliyorduki birden bisikletinin zinciri attı kenara çekip durdu dinciri geri yerine takarken uzakta oturan küçük bir kız çocugu dikkatini çekti Ne yapıyorsun bakalım sen burada bisürü araba var hem evinize gitsene sonra annen baban görürse kızmasınlar dedi
Çocuk elindeki degnekle boş tarlanın birinin kenarına oturmuş birşeyler çiziyordu topraga yanına gitti oturdu anlat bakalım şimdi ne oldu neden burada oturmuş bunlarla ugraşıyorsun dedi
Yaşıtlarımın çogu okula gitti ama ben gidemedim o yüzden bu saatte buradayım onların anne babaları hergün okula götürüp okuldan alıyorlar ama ben okula bile yzılamadım
iyi de buna neden üzülüyorsun ki bak onlar senin gibi istedikleri gibi gezip tozamıyorlar eminim ki senin yerinde olmak istiyordur onlar da boşuna üzülme nasıl olsa birgün sen de gidersin
elindeki sopayla çizdigi şeyi birden saga sola toza topraga karıştırarak sildi çocuk ama nasıl dedi
hmm bakalım ne yapabiliriz senin için dedi elini cebine attı iki küçük şeker vardı diger cebine attı orada da küçük bir kagıt ve birde kurşun kalem vardı ikisini de çıkarttı aç bakalım avcunu bunları da al şimdi neyapacaksın biliyormusun
hayır bilmiyorum
dur anlatıyım şekerleri afiyetle yiyeceksin sonra da bu kagıt ve kalemle etrafında gördügün şeyleri çizeceksin eger gördüklerini çizemiyorsan aklına gelenleri çiz bisiklet araba kuşlar evler agaçlar insanlar kediler insanlar ne gördüysen onu çiz sonra kagıt ve kalemin biterse anne babana lütfen bana kalem ve kagıt verebilirmisiniz de onlar bunu memnuniyetle karşılayacaktır tamammı.
tamam dedi çocugun yüzü gülüyordu ayaga kalktılar şimdi benim gitmem gerekli daha çok yer var görmem gereken ama unutma içinden ne geliyorsa onu çiz bakalım ne olacak dedi bisiketine bindi oradan uzaklaştı.
Aklına kendi çocuklugu geldi ne çabu zaman geçerdi her çocuk bir yaşlı ve her yaşlı bir genç herkes aynı yollardan geçiyor ama bu yollardan geçerken anın farkına varmak için elinden geleni yapsa da tek yapabildigi yol almak geriye dönüş yok hedefe bir anda varmak yok sadece yol almalıyız çocuklugu gençligi yaşlılıgı ömrümüz yettigi sürece yaşamalıyız sanki önümüze koyulmuş bir bardak sudan ibaret bir anda içersek boguluyoruz boş bırakırsak buhar olup gidiyor azar azar ömrü birşeylerle doldurmak insanca yaşamanın kuralı galiba dedi.
Hala bisikletle gidiyordu kendi elleriyle boyadıgı sarı bisikletiyle nereye olacagını bilmeden gidiyordu.

Devamını oku

Okumak yazmak ve yaşamak üzerine

  Hiç yorum yok
Nisan 06, 2020

Arthur Schopenauer
Okumak yazmak ve yaşamak üzerine

Tarih eğitimi üzerine – Genç Yazı'ya siz de katılın

schopenhauer'in güzide kitaplarından yalnızca biridir. say yayınları çevirisinde bazı türkçe kelimelerin anlamlarına sürekli bakmak zorunda kaldım.

- yürümek için baston ne ise düşünce için kalem de odur, fakat nasıl ki insan en kolay bastonsuzken yürürse, en kusursuz biçimde de elinde kalem yokken düşünür. insan ancak yaşlanmaya başladığında bir baston kullanmayı ister, (baston artık onun için bir yük değil, bir yardımcıdır) kalem de böyledir.

-eğitimli öğrenimli insanlar kitapların içindekilerini okuyanlardır. düşünürler, dahiler ve dünyayı aydınlatıp insan soyunun ilerlemesine katkıda bulunmuş olanlar, doğrudan tabiat kitabından yararlananlardır.

-bir insanın bu dünyadaki seçimi bir yandan yalnızlığın, diğer yandan bayağılığın ötesine geçmez.

-aşağı sınıfakiler günlerini ihtiyaçları tedarik için sürekli bir mücadele ile, bir başka ifadeyle, ıstırapla geçirirken yüksek sınıflar can sıkıntısıyla monoton ve çok kere umutsuz bir savaş halindedirler.

Devamını oku

Mutluluk Üzerine

  Hiç yorum yok
Nisan 06, 2020

Mutluluk Üzerine

Neden mutlu olmak isteriz ve neden genelde mutluyken bunun aksi durumlarla karşılaşırız ?

Mutlu olmak için ne yapmalı gerçekten bu bir ihtiyaç mı ?

işte bugünkü cevabı aranacak sorularım...



İnsan ihtiyaç duyar gülen bir yüze mutlu bir söze bazen bir iç ısıtıcı bakışa ve çogu zaman içinden gelmedigi için olması gerektigi gibi yaşar yapmamız gereken de budur zaten.

İnsan mutlu olmak istiyorsa karşılaştıgı en basit şeyler bunun gelişimi için bir kaynaklık eder eski bir dost iyi bir haber gülen bir yüz belki daha fazlası ancak gerçekten mutlu olmak istedigin günde işe yarar butür mutluluk sebepleri
Boşuna demezler sebepsiz ve nedensiz hiçbirşey olmaz diye o yüzden üzüntüyü ve huzursuzlugu dengeleyebilmek için mutluluga ihtiyaç duyarız tahmin edin yaşamak için çabalayan binerce insandan birisiniz ciddi bir konuşmada ciddi bir iş üzerindeyken aniden tutan bir gülme sizi ne hale getirir ortada bir sebep yokken gülerseniz insanların önyargılarından korkarsınız ama yapılan deneyler bunun karşımızdaki insanlara sebepsiz yee gülmeye başlayan birisi oldugunda digerleri için de güzel bir günse mutlulugun bulaştıgını göstermektedir.

Bütün vaatler beklentiler kazanılası şeyler biraz daha fazla mutluluk için öngörülmüştür bizim kurdugumuz modern dünya düzeni bütün makamlardan aşamalardan geçmemiz için mutlulugu vaat eder bize ancak dışarıdan kaynaklanan her mutluluk geçicidir içinizden gelen mutluluk sizin huzurunuza kapı aralar gerçek bir içsel huzuru yakalayan her insan da en büyük mutlulukları da en büyük üzüntüleri de içsel yaşamayı bilir işte bu özgürlük dedikleri bilinçsel ferahlamanın ayak sesleridir yalnızca.

Mutluluk kaynakları hepimiz için farklıdır ancak en sıradan şeyler bize en gerekli olanlardır o yüzden bir müzik dinlemek ailemizden arkadaşlarımızdan birkaçıyla oturup sohbet etmek çay içmek kahve içmek bazenen yakın yerleri gezmek bazen de yalnızca gözlerimizi kapatıp hayal kurmak düşünmek bize mutluluk verebilir "Mutlu olmak için sebep arama mutluluk için sebep yarat" işin özü bu aslında.

Bir düşünün hiç kimsenin gülmedigi hiçkimsenin mutlu olmadıgı bir dünya 
ne kadar yaşanabilir olurdu ?

İçinizden geldigi gibi yaşayın....

Devamını oku

Teknolojinin Ekolojik Dönüşümü

  Hiç yorum yok
Nisan 01, 2020

Teknolojinin Ekolojik Dönüşümü



Yaklaşık 100 yıldır kusursuz işleyen kapitalist libaral bir sistemde hepimiz herşeyden habersiz hayatlarımızı sürdürüyorduk fakat birgün insanlar bunlardan yoruldu ve sıradışı birşekilde yıgınlar evlerine kapandı bir virüs dünyayı depresyona soktu, herkes de ne olacagını bilmeden şaşkın bir şekilde ne olacagını bekliyor

Ne yapabiliriz ki ?

hernekadar yüz yıl desek de bu sistem dünyanın kuruluşundan bu yana köle efendi şeklinde işlemey devam etmekdeydi Akıllı olan otorite sahipleri yönetici olarak başa geçiyor ve kararları çogu zaman sorgulatmadan kendisi alabiliyordu. Onlardan daha az akıllı olan zayıf kimseler diger bir deyişle ayak takımı bu düzenin yükünü taşıyarak ayakta kalmasını saglıyordu, bu durumda birisi yönetirken digeri yönetici olarak adlandırılıyordu. sonuç olarak da giderek artan bir toplumsal kutuplaşma yaşanmaktaydı orta sınıf giderek yokolurken zengin azınlık fakir çogunlugu kontrol etmekden kendisini alamıyordu.

Düzen degişebilir...

Önceki yazılarımın bazılarında toplumsal farklılıkların nelerden kaynaklandıgını yazmıştım işte bu farklılıkların anlaşlması giderek çogalması dünyayı anlamlandıran insanların yaşamını geliştirmesi için çogunlugun urdugu devletler bu aşırı farklılaşmaya dur diyemediler yani yönetim fakirlerin elindeydi ancak halkı parayla güçle yönlendiren zenginler oldugu için karaları zenginlerle alıyorlardı. Büyük çogunlugu oluşturan fakirler yalnızca tüketim aracı olarak kullanılmış ve bunun nedenini sorgulamaya başlıyorlardı bugün ise doga yüz yıllık koşuşturmacadan yoruldugu için dönemsel bir uyku haline girmiş durumda bu sayede birçok ayrım ortadan kalkıyor dünyayı yönetenlerde adı sanı duyulmayan milyolarca insan da aynı hastalıgı tadıyor insanlıgı saran ölüm korkusu yaşamı daha da anlamlandırmaya başlayacagından emin olabilirsiniz.

Bizi neler bekliyor

Giderek büyüyen ekonomi duraksadı küresel anlamda büyük etkileri oluyor ama dedigim kişilere yoksa bir insan mutlak suretle toprakdan yaşamını sürdürebildigini ondan başkasına muhtaç olmadıgı bilir. bunun farkında oldugumuz için orta sınıf insanlar çogalabilir.

Paylaşım ve anlayış yaygınlaşıyor

devletlerin her kurumları en yüksek kişileri en sıradan insanlar bagırıp çagırmasın diye kapılarına kadar gidiyor öyle ki ordular bile öldürmeyi bırakıp yaşatmak için çabalamaya başladı umarım bu bireysel olarak da anlayış seviyemizi paylaşım yetenegimizi geliştirir.

Dünyada bundan önce de felaketler oldu ancak insan oldugumuzu yalnız kaldıgımızda hatırlarız bundan sonra da olacak o yüzden böyle zamanlarda en iyi yapılacak olan Düşünmek yani aklımızı kullanmak, Okumak birçok yeni ufuklar düşünceler keşfetmek, Hayal kurmak Kendi cennet bahçelerimizde dolaşmak, Bilim ve Sanat dallarında özgün bilgiler edinip onların yenilerini yaratmak.

Eskiyen herşeyin yerine yenisi gelir işte düzenlerin de yenisini bulmak için bütün hastlaıklarımızdan kurtulmak için insan oldugumuzu hatırlamalıyız


Devamını oku

ENERJİNİN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ

  Hiç yorum yok
Mart 09, 2020

ENERJİNİN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ


Bizler yanızca görünen maddesel yapıdan mı ibaretiz ?

enerji ile ilgili görsel sonucu

Kosmik süreçte binlerce yıldır insanoglu hep varlıgının kökenini aradı peki neden aradı ? herzaman bir yaşadıgının farkına varmak için bazı bilgiler edinmesi gerekiyordu. Dünyadaki varlıgımızın yaklaşık son 10 bin yıldır hayvanlardan farklı düşünerek medeniyeti oluşturuyoruz bunu da kendi içsel varlıgımızı yani aklımızı daha dogrusu aklımızın içerisinde bulunan zihnimizi daha da öteye gidersek zihnimizin oluşturdugu duygu ve düşünceleri anlamaya onları yorumlamaya eleştirmeye hatta gerekli şekilde yönlendirmek için bu ugraşlara giririyorduk.



Bizler aklımızın neden oldugu medeniyetin hiç kuşkusuz bir eserleriyiz nasıl ki anne babalarımız bu gelişmişligin içerisinde yaşamak için zıt cinsiyelerine ihtiyaç duyarak yeni nesiller meydana getirebiliyorsa gördügümüz birçok kosmik yapı da varlgının devamı için buna benzer bir ikili zıtlık evrenine ihtiyaç duyar.



Nasıl ki madde olmadan enerji olmaz enerji olmada da madde olamaz

bunu şöyle de açıklayabiliriz madde tek başına kaldıgında dış etkenlere koşulsuz bir maruz kalma ile karşılaşır bu karşılaşma onun kırılganlıgının sonucu dagılmasına sebep olur bir kayadan tutun da bir parça topraga kadar bütün cansız varlıklar bu durumla karşılaşır.



Peki canlılık için gereken nedir ?

En basit anlamıyla canlılıgı hareketle bagdaştırırız hareket olmazsa bir madde de canlı demeyiz bu hareket içsel bir devinimden kaynaklanmalıdır mutlaka!

şöyle ki makineler canlı degildir ama hayvanlar canlıdır bunun sebebi makinelerin günümüzde hala insanlara ihtiyaç duymasıdır yada insanların üretimi olmaları sonucu bu bagımlılıga maruz kalmalarıdır. Ancak hayvanlar doganın kusursuz adaptif varlıklarıdır onlar tıpkı bizim gibi yaşadıkları yere uyum saglayarak hayatta kalmış ve hatta gelişmişlerdir.



Bütünsel anlamda degil atomik yapda canlılıkdan bahsediyorum
atomlar arası boşluk ne kadar fazlaysa canlının içsel devinimi kadar fazla olacaktır ve bu sayede canlılık hiç olmadıgı evrede degişim geçirecetir ki bunun oluşması iççin yukarıda dedigimiz gibi mutlak koşulların elverişli olması gereklidir.



bu konu hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz
düşünmenizi tavsiye ederim
neden canlıyız?  neden yaşıyoruz ? ne için varız ?
sizinde aklınızda gelecek daha fazlası....

Devamını oku

Batlamyus kimdir

  Hiç yorum yok
Şubat 23, 2020

Batlamyus kimdir ?

Mısırın iskenderiye kentinde yaşamış yunan asıllı matematikçi astronom ve cografyacıydı
Ms - 100 ile 170 yılları arasında yaşamış genel olarak dünyadaki cografyanın düzenlenmesini saglamıştır

batlamyus ile ilgili görsel sonucu

Astromiyle alakalı kitaplarının çogunlugu dünya merkezli bir evren modelini tanımlamıştır kendisinden sonra gelen Batruci onun bu hatasını düzeltse de ortaçag avrupasının Kopernic devrimine kadar insanlar güneşin ve ayın dünyanın etrafında döndügüne inanmaktaydı.

Cografyanın keşfi adlı kitabında bugünkü asya ve avrupa kıtalarını çizmiş çogunlugu haritalardan oluştugu için kendisine bir nevi cografyanın şimdiki ismini bulan kişi de denilmektedir

Mısırda büyük iskenderin açtıgı iskenderiye kütüphanesindeki o güne göre yüz bin el yazması kitabın bulundugu iskenderiye kütüphanesinde çok çeşitli eski alimlerde okumalar yapmış ve çalışmalarını agırlıklı olarak cografya astronomi matematik birde astronominin birde astroloji ile yapmıştır.

10 adet kitabı oldugu söylenmektedir
Bunlardan en önemlileri ise
- kanıtlarıyla birlikte yer merkezli dizge
- menelaus un teoremiyle trigonometri bilgileri
- güneş hareketleri ve yıllı süreleri
- ay ın hareketleri
- usturlabın "eski pusulanın atası"yapılışı
- güneş ve ayın tutulmaları
- duragan yıldızlar katalogu yapmıştır (batruci düzeltme çalışmaları yapmış oldugu)
- devingen yıldızların hareketleri

batlamyus ile ilgili görsel sonucu
dünya merkezli çizdigi yıldız haritası

Cografya ile yaptıgı çalıoşmaları dünyaya yayılmış hatta Colomb un amerikayı keşfetmesinde rol oynamıştır Ek olarak optik alanında çalışmalar yağpmış ve ışıgın ynelimleri hareketi görme duyusunun üzerine çalışmalar yaptıgı söylenmektedir

Her nekadar astronomi alanında buldukları ve yazdıgı kitapar yüzyıllarca dünyayı etkilese de dönemin yöneticileri agırlıklı olarak astrolojiyle ugraşmışlar bu sayede devletin geleceginin bilinecegini sanmışlardır bu bilimin gelişimine hem olumlu hemde olumsuz katkı yapmıştı.

Kaynakça olarak bakabilirsiniz
Wikipedia

Devamını oku

Entropi

  Hiç yorum yok
Şubat 19, 2020

ENTROPİ 
kanunu nedir, kim bulmuştur, ne işe yarar?

S = k log W  
Evrende varolan herşey düzenden düzensizlige dogru yol alır.

entropi ile ilgili görsel sonucu



Kelime anlamı olarak da yunanca tropi kelimesinden gelmiş olan bu fizik kanunu aslında dünyada bulunmuş en önemli kanunlardan olarak kabul edilmektedir. 


formülde gösterilen S : entropi (düzensizligin ölçütünü yani degişmime ugramadan öncekş halini)
k boltzman sabiti yani fiziki kurallar dogrultusunda degişim geçirme oranını W de ise nihai durumunu belirtir

Termodinamigin ikinci hal yasası olarak kabul edilmiş bu kanun 19. yy da avrupalı matematikçi bilim adamı ludwing boltmaz tarafından bulunmuş ve halen geçerliligini koruyan ve birçok tartışmaya ragmen korumasını devam edecekti

Gündelik hayatta çogunlukla karşılaşacagımız bu kanun aslında ilk başta avrupanın büyük gelişme gösterdigi yıllara denk gelir, o yıllarda Fizik büyük bir düşüş yaşarken biyoloji darwin ile çag atlamış felsefe kantın ögretileri ile en nihai hallerini almaya başlamıştır çogunlugun ilgisizligi botzman ı da etkilemiş kendisi bir matematikçi olmaasına ragmen piyano çalmaya da yönetmiştir onu bu ilgisizlik.

Onun zamanında fizikte büyük bir sorun vardı modern makineler modern icatlar hepsi de enerjiye bagımlı çalışıyorlardı fakat enerjiden bu kadar çok hammadde eüketilmesine ragmen maksimum verim alınamıyordu bunu çözmek için ne kadar yol denense de bu tam olarak da oluşmayacaktı ve birgün derin düşünceler içerisinde bocalarken şunu farketti

Evrende varolan herşey düzenden düzensizlige dogru yol alır !!!.

İşte bu bütün maddenin neden böylesine çok enerji tüketiminin yanında asla tam düzenlilik halini alamayacagının kanıtıydı. İnsanlar, , hayvanlar, bitkiler, gezegenler, yıldızlar belki daha sonsuz evrendeki birçok maddenin temeli yani biraraya gelmesini saglayan şey enerjiydi ve bütün enerjinin bir dogum yaşam ölüm süreleri vardı. yaşam evresinde kütlesine oranla maksimum verime ulaşıyor ve bu sayede dagılmaya başlıyor birçok küçük düzensiz parçacıklar meydana getiriyordu.
İnsanlar dogar, yaşar, ölür dogadaki bütün maddeler gibi bir maddenin uzun yaşaması ise onun hareket sınırlıgına yada dogal kaynak çokluguna baglıdır gelişim aşamasında kazanılan bütün enerji işe dönüşür ve böyle zamanlarda yeni düzenler oluşturur örnegin güneşe bakarsanır her gün onlarca güneş oranında enerji tüketir güneş her saniye sona yaklaşırken dünya adlı bir gezegende yaşamın oluşmasını saglar insanlar yaşlandıkça yerine çocukları gelir gibi her yeni canlı da muhakkak ki bu yasaya uyarak düzensizlige geçer yani hiçbir çocuk anne babasına birre bir benzemez.

Neden düzensizlige dogru yol alır enerji ?

Bütün maddeler şühesizki bir yavaşlama mümkün olan en duragan hale gelmeye meyillidir ne kadar çok yavaşlanırsa o kadar çok içsel enerjinin korunacagına inanılır bu sayede yaşamsal baskılar yani mutlaka o maddeyi bir araya getiren onu bir arada tutan enerji onun içsel enerjisinden daha büyük fakat daha dagınık oldugu için çözünmeyi meydana getirip nihai olarak düzensizlik evresine geçmesine sebep olacaktır.

Birkaç  deney

-->Birgün masamın üzerine dalından koparılmış bir havuç koydum birkaç hafta orada bekledi ?nihayetinde yavaş yavaş pörsümeye ardından da çürümeye başladı en sonunda çöpe attım buna
-->benzer bir şekilde birde mandalina koydum masanın üzerine oda aynı şekilde çürümeye yöneldi nihayetinde yok oldu maddesel şeilden enerjisel dagınıklıga yöneldi aldıgımız nefesler gibi.
--> Pencerede cam bir şişe düşürdüm sonucunda cam dagıldı binlerce cam kırıkları meydana geldi her cam kendince düzensiz ve farklı boyut ve şekillerdeydi eger düşen yer daha yumuşak olsaydı o nesne cam degilde bir demir olsaydı daha düzenli olarak kalabilirdi buna benzer düzenli halde kalabilmesi için birçok farklı sebep var işte bu evrendeki yıldızların ve galaksilerinde bir benzeri yapı oluşturuyor. Gökyüzünde gördügümüz yıldızlar ve birçok şehirdeki dagınık yapılaşma temelinde aynı yasadan kaynaklı oluşuyor.

Ludwing Boltzman kimdir ?

ludwig boltzman kim ile ilgili görsel sonucu

20 Şubat 1844 yılında Viyanada dogan 5 eylül 1906 yılında italyda ölen Avusturyada yaşayan bir fizikçiydi kendisi 15 yaşında babasını kaybetmiş ilerleyen yaşlarında maxwel (kendisi enstain in etkilendigi kişidir) ile çalışmış Viyana üniversitesinde başkanlık yapmış biriydi.
 çok iyi matematik bilmesinin yanında yaşadıgı bunalılar ve depresyonlar sonucu büyük sorunlar yaşayan birisiydi iyi derecede piyano çalmayı da biliyordu. Hayatını degiştiren entropi aynı zamanda onun hayatının da sonu olacaktı Bir gün yaşadıgı bir sözlü tartışma sonucu ailesiyle gittigi tatilde ailesi evde degilken kendisini iple asarak intihar etmiş mezarında da meşhur S = k log W denklemini yazdırmıştır.

Kaynakça olarak 

ilk aşagıdaki belgeseli kulanmıştım(35-45 dk)
ayrıyeten wikipedia,  matematiksel ve fizikist sitelerine bakkabilirsiniz.

Devamını oku

Egitim ve ögrenme olarak okulların fabrikalaşması.

  Hiç yorum yok
Şubat 17, 2020

Egitim ve ögrenme olarak okulların fabrikalaşması.

okul ile ilgili görsel sonucu

Egitim ve ögretim üzerine buldugum bu video yaklaşık iki yıl önce görmüştüm egitimci mıchel foucault konuşmasında bilginin sistemleşmiş hali olan okulun amacını ve okulların neden böylesine kasvetli bir havada varoldugunu bilginin degerine herkesin ulaşamayacagını ulaşırsa eer bunun herhangi bir degeri olmayacagını belirtmişti. Hernekadar ilginç bir noktadan baksa da aslında egitim ve ögretim bir toplumun temelini oluşturan en önemli yapıtaşlarındandır...

Böyle dememizin sebebi toplumsal ihtiyaçların giderilmesi yine bir başka insanın kazandıgı pratik fayda güden bilgilere baglı ancak bu bilgiler bizi aşırıya gittiginde makineleştirdigini gözlemledim hernekadar bu batı eksenli mantıksal fadacılık olsa da adına pragmatizm denilse de bilgi insan yaşamını geliştirecek onun yaşamını düzene katacak iyi anlamda etkileyecek her türlü benimseyişi kazandırır

Bir kere bilgili insan daha az korkmaya başlar korkudan kastım genel anlamda baglı oldugu devlet yöneticilerine itaat etse de hiyeragşik yapının üzerinde kurdugu baskının farklında olarak nerede yanlış oldugunu görebilme ve o baskının farkında olmayı gerektirir bunu en basit haliyle karanlıktan korkan birileri gibi düşünebiliriz eger biri evsizse, evi olsa da eger geceyse mutlaka karanlıgı görecektir deneyimleri ve tecrübeleri onun güneşin tekrar dogacagını bildirir işte bilginin insanı cesurlaştırması bu veya buna benzer birçok örnege dahildir

Genel tanıya bakarsak okumak ve okula gitmek karıştırılmaktadır bunun sebebi çogu okul bilincin degilde becerinin geliştirilmesi üzerine kurulu olmasıdır bu bir noktaya kadar gereklidir fakat büyük devrimler degişimler kültürel gelişimlerin olması için toplumların içinde yaşayan bireylerin bilincinin geliştirilmesi amaçlanmalıdır ancak bu sayede insanlık bütün gerçekligi saf aklıyla bilir ve gelecek için daha dikkatli adımlar atabilir.


Bahsettigim videoyu aşagıdan izleyebilir kanalı takip edebilirsiniz yaralı içerikler paylaşıyor




Devamını oku

Buzullar Yok Oldugunda

  Hiç yorum yok
Şubat 17, 2020

Dünyada buzullar yok oldugunda ne olur ?

Hernekadae önemsenmeyen bir konu olsa da dünyada bulunan tatlı suların 3 te 2 si buzullarda yer almakta buzulların erimesi ile tatli sularin hepsi tuzlu suyla okyanus ve denizlere karisarak sulu kurakliga sebep olacaktır sonucunda su seviyesi dünyada yukselecek cogu sehirler su altinda kalacak binlerce can kaybina ve para kaybina sebep olacaktir nihayetinde ise tuzlu suyla sulandiginda kuruya bitkiler olacak bitkisel kurakliga da sebep olacaktir.

Dünyada yasamin devam etmesi ve gelismesi isteniyorsa digamiza zarar vermeden onu korumaliyiz bunu ise atmosferi kirleten her turlu olumsuzluklardan uzak kalarak yapabiliriz son yillarda gelismis ülkelerin ozon tabakasinda meydana getirdigi hasarlar onarılmasi güc zararlara yol acacaktir.

Bunun için toplumsal bilinc olusturulmali ve gerekli adımlar atılmalıdır nasıl ki hirosimada meydana gelen carnobil faciasindan birazda olsa ders almis olsakda buna benzer felaketlerden korunmak icin toplumsal olarak doga bilincimiz gelismeli ve korunmalidir.

Bu konuda hazırladıgımiz videoyu aşagıdan izleyebilir dilerseniz abone olabilirsiniz.


Devamını oku

  Hiç yorum yok
Şubat 17, 2020

BUNAMA

bunama ile ilgili görsel sonucu

yaşlılıkla gelen en önemli sorunlardan biri mutlaka bunamadır ve bu tıp bilimince geçici çözümleri olan bir hastalık olarak bilinmektedir

Yakin akrabalarimizi bile zaman zaman tanimiyor.Hatta her gün gördügü torunlarina bile; Sen
kimin oglusun? Buraya neden geldin ?... gibi sualler soruyor.Evin içinde tuvaleti bulumadigindan bazen küçük
abdestini altina kaçiriyor sonra üzülüp agliyor . Birde her seyden önemlisi yeni olaylari hatirlamiyor.Mesela sabah
konusulanlar hiç olmamis gibi davraniyor ancak eskileri günde bir kaç defa dinledigimiz oluyor. Bu durum zaman
zaman düzeliyor ama genelde artiyormus gibi geliyor bize."
Insanoglunun beyni diger tüm organlari gibi her gün biraz daha yaslanmakta ve islevini eskisine göre daha az
yapabilmektedir. Genelde bu kayip uzun zamanlarda gerçeklestiginden çevre tarafindan farkedilmezler. Ancak
yukarida anlatilan tablo gibi bizim demans olarak degerlendirdigimiz tablolar olustugunda herkesin rahatça farkettigi
BUNAMA (Demans) tablosu ortaya çikar. Bu durumun ne zaman ve hangi nedenle ortaya çiktigi konusu burada
açiklayamayacagimiz kadar uzundur. Ancak Bunumada (demans ) ortaya çikan belirtileri asagidaki gibi siralamak
Bellek bozuklugu olmasi yani yeni bilgileri ögrenme ve daha önceden ögrenilmis bilgileri hatirlama
yeteneginin bozulmasi buna bagli olarak hafizadaki bosluklari uydurulmak suretiyle doldurulmasi.
El kol ve ayaklarda gözle görülür bir bozulma olmamasina ragmen günlük islerini yerine getirememe
(Elbiselerini giyememe , dügmelerini dügmeleyemez ,kasigi tutamam vs)
Duyu organlarinda bozukluk olmadigi halde nesneleri taniyamama, isimlendirememe ne ise yaradiklarini
Tasarlama organize etme karar verme belli isleri siraya koyma ve soyut düsünme yeteneginin bozulmasi
Bu durum demans olarak adlandirir. Bu rahatsizliklarin tedavi neticesi tam manasiyla düzeltilmesi mümkin
olmayabilir ama kisinin günlük islerini daha iyi yapabilmesi çevresi ile yasadigi uyum problemlerinin en aza indirilmesi
Bu tür hastalari mümkin ise hep ayni evde ikamet ettirmek , esyalarinin yerini hep sabit tutmak yani hayatindaki
degisiklikleri en aza indirmeye çalismaktir. Çünki ögrenme yetenekleri de kisitlanan bu tür hastalar yeni çevreye uyum
saglamakta çok zorlanirlar. Bu nedenle yasadiklari her problemde çevresindekilere sikinti verebilecek olaylara neden
A - Asagidakilerden her ikisinin de bulundugu bir biçimde kisi travmatik bir olayla karsilasmistir.
Kisi gerçek bir ölüm yada ölüm tehdidi, agir bir yaralanma yada kendisinin yada baskalarinin fizik bütünlügüne bir
tehdit olayini yasamis, böyle bir olaya tanik olmus, yada böyle bir olayla karsi karsiya gelmistir.
Kisinin tepkileri arasinda asiri korku, çaresizlik ya da dehsete düsme vardir.
B - Sikinti doguran olayi yasarken yada bu olayi yasadiktan sonra asagidaki disosiyatif belirtilerden üçü yada daha
Uyusukluk, dalginlik duyumlari yada duygusal tepkisizlik.
Çevrede olup bitenlerin farkina varma düzeyinde azalma ( afallama)
Depersonalizasyon ( Kendisi degisime ugramis gibi hissetme )
Disosiyatif amnezi ( Yani travmanin önemli bir kismini hatirlamama)
O yasantiyi yeniden yasar gibi olma yada travmatik olayi hatirlatan seylerle karsilasinca sikinti duyma.
D - Travma ile ilgili anilari uyandiran uyaranlardan belirgin kaçinma ( Düsünceler duygular konusmalar konusmalar
E - Belirgin sikinti yada artmis uyarilmislik belirtileri ( Örnek: Uyumakta zorluk çekme huzursuzluk, düsünceleri
yogunlastirama güçlügü, asiri irkilme tepkisi, motor huzursuzluk.
F - Bu Belirtiler klinik açidan belirgin bir sikintiya yada toplumsal mesleki alanlarda yada islevselligin önemli diger
alanlarinda bozulmaya neden olur yada bireyin travmatik yasantisini aile bireylerine anlatarak kisisel destek
kaynaklarini harekete geçirmek yada yardim almak gibi gereken is yapmasinin pesinde kosma yetisini bozar.
G - Bu bozukluk en az iki gün, en fazla dört hafta sürer ve travmatik olaydan sonraki 4 hafta içinde ortaya çikar.
H - Bu bozukluk bir maddenin yada genel tibbi bir durumun etkisi ile ortaya çikmamis olmalidir

Devamını oku