Yaratıcı Akıl Dünyayı şekillendiriyor

  1 yorum
Ekim 20, 2021


 Yaratıcı Akıl Dünyayı şekillendiriyor

İnsanlıgın en önemli sorunu hayatın her alaınında bir ölçünün varoldugunu görememeleridir. Geçmişten günümüze büyük fikirler her alanda insanlıgı degiştirmiş ve dönüştürmüştür. Büyük hayaller büyük gerçekleri aynı zamanda yalan ve yanılsamalara sebep olmuştur.

Aklın önemi kesinlikle insanlar arasında anlaşılmaktaydı. bir insanın diger insanların hayatını kolaşylaştırması için buldugu bir yöntem onun digerleri tarafından da kullanılmasını saglamış ve tekrarlar degişimleri ve dönüşümleri oluşturmuştur.  Zamanın ruhunu okumaktan geri kalan statikocular ise her çagda silinip hafızalardan unutulmaya yüz tutmuştur. 

Bu yazının başlıgı kesinlikle tesadüfi yada bir yerden alıntı olarak seçilmedi çünkü salt bir gerçek olan yaratıcı akıl yani insanın dogaya aykırı olarak kendi düzenini kurması bu düzen sayesinde de dogaya hüykmetmesi son 300 yılımızın büyük bir gerçegidir. 

1000 yıl boyunda ortak bir fikir vardı dünyanın merkezde oldugu görüşü ama buna karşılık bir antitez oluşturan kopernik ve ardıllar büyük sentezci olan Newton un 18 ve 19. yy aydınlanma çaglarının yaşanmasına sebep oldular. 

Görüyoruz ki gelişim tesadüfen gerçekleşmiyor. Bir toplumda ortaya çıkan öncüller yanlışda olsa alışkanlıgı yıkıp yerine yeni fikirler ortaya atıyor ancak bunu eksikliklerini gören büyük yapıtcılar bambaşka fikirleri ortaya atıyor sonucunda ise hep birlikte gelişimin insanlıgı ilerlettigini görüyoruz.

Şunu unutmayın lütfen ne bireysel anlamda nede toplumsal anlamda gelişme kolayca elde edilemez bunun için ilk önce fertlerin tek tek düşünce yetenegini kazanabilmesi bunun için ise bişeyleri iyi analiz edip anlamaları gerekir. Çagımızda çok az olan bu anlayıştaki ilerleme yeni yorumlara sebep olacak yeni yorumlardan ise yeni fikirler türeyecekdir.

Neden fikirlerden bu kadar bahsediyorum çünkü insanlıgın en eski düşünce biçimi dinler bir kişinin fikriydi ardından gelen mezhepler, reformlar, yönetsel olgular, bilimsel çalışmalar, 20.yy milliyetçilikleri ve daha nicesi her çagda insanlıgı etkilemişlerdi. Bazı insanlar"yani fikir sahipleri" görüşlerini kendilerini anlayacak ve uygulayacak insanlar topladı etrafına eger bunu başaramasalar kesinlikle unutulurlar ve bu kadar büyük etki yapamazlardı, O insanlarda vaatlerde bulundular bu sayede maddiyeten ve manen bir topluluk olmanın önemi daha iyi anlaşıldı, İşte bir fikir öncelikle soyut bir zihinden çıkarak digerlerine geçer onların gelişmişligi ise zamanın çagına göre o fikirleri ilerletmeleri ile ilgilidir.

Yeni fikirlerin oluşması için bilge kişilerin bulunması gerekir. Bilgeler sahip oldukları alanda en ücra noktadaki bilgileri bile okuyup anlamış yorumlamış kişilerdir ancak onlardan toplumsal ilerlemenin itici gücü olmaları beklenir ama bunu yapamazlar çünkü sizde bilirsiniz ki bir newton un başardıklarını 10 yorumcu bilgin başaramazdı. öyle çünkü fikirler özgünlügünü korudugu sürece gerçege etki eder çogunluk kesin kararlar alabilir ama bu hiçbir zaman kesin ve net bir dönüşümün kapılarını aralamaz.

Asırlar boyu dünnyada şu grçegi görecegiz medeniyet ve barbarlık özgürlük ve saret bilgelik ve cehalet hep bir arada ilerleyecek neden biliyormusunuz çünkü insanlar bir karşıtı olmayan düşünceyi öyle kolayca benimsemezler Şunuda iyi bilmek gerekiyor ki dünyada bilgiden çok cehalet uygarlıkdan çok barbarlık özgürlükten çok esaret prim yapmaktadır. İnsanlar ugruna savaşacakları yüce bir amacı olmadıkları için kendilerine masala anlatan şarlatanların peşine takılıyorlar. Gerçek düşüncenin verdigi büyük bilgeligi tanımadıkları için kendi düzenlerinde insanları fabrikalaştırıyorlar ki bizde uygarlıgın nimetlerinden faydalanabilelim diye. Sorarım size daha gelişmiş olmak sizi daha büyük işler yapmaya sevk etmeyecekse size daha fazla tembellik vaat etmesinin ne önemi vardır ?

Şuna katılıyorum kendi zamanının en iyi okuyan insan gelecegi önceden sezebilir kendi zamanınını iyi okumak isteyen ise geçmişe bakmalıdır. işte toplumda uyanış ve ilerleme öyle bir günlük yada bir kişilik degil uzun bir zamanın evrelere ayrılmış vedakar insanlarının olşuşturdugu şeydir. Bu gelenegi olutşturamayan toplumların başları diktatörlerle sürekli beladadır. Kendisinden başka kurtarıcısı olmayan bir toplum yine kendi emeklerini vedigi büyük bir acıya kendisi katlanacakdır, ne zamanki aklını kullanmaya başlarsa o zaman güneşin ilk ışıkları gibi aydınlanma toplumun ruhuna işleyecektir.

İlerlemenin ilk aşaması farkına varmadır sonrası anlama sonrası çözümleme"degiştirme" çıkarımda bulunmak ve en sonunda ise pratik faydalarını uygulamaktır, diger aşamalara bakılırsa en önemlisi pratik fayda gibi gözzüksede en sonuncu ve en az zaman alan ugraş odur.

17. yy dan 21. yy a çook şey degişti ve çok şeyde degişecek gibi gözüküyor. Bizler sınırlı ömrümüzde bir makine gibi toplumsal yapının içindeki çark gibi kendimize pay biçiyoruz zamanı gelince elbetteki orada bir soruna degişime sebep olacagız o güne kadar sadece bilgi bakımından dolmamız gerekiyor..

Devamını oku

Ruh nedir [Ruhun Meziyetleri]

  Hiç yorum yok
Ekim 12, 2021



 Ruh nedir [Ruhun Meziyetleri]

 Bilmek istiyorum ancak bu bilincin dogasını anlamadan nasıl mümkün olabilir ?

İnsanoglu yaşamın ulaştırabildigi en nadide varlıktır denilmiş eski çaglardan bu yana özellikle son 10 bin yıldır bunu söylerken ortaya konulan haklı gerekçe ise aklın içeriginden başka bir şey degildi. Öncelikle insan düşünüyor bu sayede iyiye yada kötüye seçim yapailiyor, Anlıyor bu sayede hiç bilmedigi konularda ustalaşabiliyor, Hafızasında tutabiliyor uzun bir süre sonra bunu kullanarak Hayata etki edebiliyordu.

Aslına bakarsanız modern bilim Ruha dogu kültürünün bakış açısıyla degilde materyalist bir batı anlayışıyla yaklaşıyor onlara göre ruh da bedenin diger uzuvları gibi vardır ancak insan öldügü zaman oda yok olur eger onu alırsanız bu tıpkı bir gözün yada kalbin çıkartılması gibi yok olacaktır denilmektedir. Mesela bugün beynin üst merkez kısmında bulunan epifiz bezi bugün ruhun merkezi olarak tanımlanmaktadır. Bu merkezde bulunan dmt molekülü ise ruh molekülü denilmektedir.

Orta çag düşünürü leonardo davinci nin üzerinde araştırma yaptıgı cesetlerin beyinlerine baktıgında bu kısımlarında boşlugun oldugunu görmüş bunu yeni ölen hayvanlarda da gözlemlemiştir.Orta çag düşüncesi rönesans etkisiyle ruhun ölümsüzlügünü vaat ederek kendilerinden birçok şey çalan kiliseden bagımsızlaşarak materyalist düşünceleri benimsemiştir. 

 Öncelikle hepimiz hayatın varolduguna bir şüphesi yoktur çünkü etrafımızda gördügümüz şeyler sürekli bir degişim ve oluşum içerisindedir. ruhu ve onun meziyetlerini anlamak için önce maddesel olarak oluşum degişim ve yokoluş kavramlarını inceleyelim.

Oluşum aski çagda iki şekilde anlaşılmaktaydı bir nesne eger kendi iç dinamikleriyle bir hareket meydana getiriyorsa bu nesne varoluyor demekti ama eger bir nesne dışardan bir müdahale ile bir hareket oluşturuyorsa o nesne yaratılıyor demekti. teknolojinin gelişmemesi 15 yy rönesansından önce Bin yıl boyunca yaratılma algısının benimsenmesine sebep olmuştu. Ortaöagdan sonra sanayi devrimi insanların makinelerdeki otomatikleşme yapabilmesi öyle etkilemişki varoluşçuluk ekolojisinin oluşmasına sebep olmuştur.

Oluşum aynı zamanda hem yaratılmayı hemde varolmayı içerir mesela insanlar tek başlarına barolduklarını sanabilir ancak onların belirli bir olgunluga erişmesi birsürü kaynagın kullanımına, şartların ve koşulların onun lehine hareket etmesine baglıdır. Bir insan bu dünya için bir hiçtir ama o insanı doguran bir anne baba korumacı bir şekilde topluluk oluşturdugunda devlet ve dini ortaya çıkartır. 

Kutsal metinlerde ve filozofların düşüncelerinde şunu görürsünüz nasıl oluyorda bir noktanın yarısı kadar olan ilk insan zamanla 2 metreleik bir yer işgal ediyor ? üzerinde detaylıca düşünürseniz hiçbirşeyin tek başına varolmadıgını şeylerin onun üzerinde bir tesiri oldugunu görürsünüz işte ruhumuzda bedenimizde her an her sayiye bir farklı bir evreye dönüşür bütün bebekler birbirine benzer ama zamanla biri annesine babasına benzer öteki türkçe konuşurken bir öbürü fransızca konuşur ortada varlıksal bir kaderden bahsedeceksek buna dogumu örnek verebiliriz ama kendi evinizde degilde komşunun evinde dogsanız bambaşka birisi olurdunuz işte bu o kader anlayışıyla çelişiyor.

Degişim ise tek bir şeyle sınırlandırılamaz birşey büyür küçülür, çogalır, azalır, parçalanır, patlar, çürür, genişler rengi şekli boyutu degişebilir. ama ruhu hep aynı kalır denilmekte. yani ruh dogmamıoş ve yok olmayacaktır o sadece bir su gibi kaynagından akar maddesel bir canlı olan insan bedenine girince insana hayat verir hayvan bedenine girince hayvan bitkiye girincede bitki halini alır. kutsal metinlerde ruhun diger şeyler gibi yaratıldıgını söyler öte alemlere ise yalnızca maddesel olmayan varlıkların ulşaşacagı anlatılır yani buralardan şunu anlıyoruz Ruh bizim maddesel olmayan yanımızdır. Aristo fizigindeki diyalektige bakarsak ikili bir argüman görürsünüz tez, antitez ve sentez = yani beden vardır ve sürekli degişir buna karşın ruhda vardır ama o degişmez hep sabittir ve ölümsüzdür ancak sentezimiz yani bu karşıtların birligine neyi yerleştirecegiz. ?

Yokluk diger bir deyişle dagılma yok olma prtonlarına ve moleküllerine ayrılma kaybolma bütün sufi ve tasavvufi söylemler bu yokluk  yada hiçlik probleminden bahsetmektedir ancak hiçlik evrensel boyutta suyun hiç olmadıgı anlamına gelir ancak yokluk ise bir bardakda suyun olmadıgı olarak degerlendirilir evrensel bir bilince ulaşmak için o hiçligi kavramak gerekir bunun yoluda bu acziyetle çevrili bedenden ayrılmak gerektigi söylenir. Rüyalar bu yoklugu arayan ruhperestlerin tek kaçış noktasıdır yeterince güçlü hayal kuramadıkları için hayatı tesadüfiliklerin getirdigi güzellikte bulurlar ancak şaşmaz bir gerçek vardır ki Modern insan dünyayı hergün degiştirmektedir bu ise bizi gerçekligin üçüncü derinligine taşımaktadır. 

Yokluk kavraması zor birşey ancak bir yaratımdan söz edebilmek için o gerkiyor bize birşey sonsuza kadar var yada yok olamaz sürekli degişir ama kimyasal özelligi hep aynı kalır tahta yanar kül olur kül uçar toz olur... BU tümevarımsal düşünceler bizi mistik doga anlayışı olan reenkarnasyona görütür yani insan ahlaken iyiyse birkaç yüzyıl sonra dünyaya tekrar gelir kötüyse dahaaşagılık bir varlık olarak dünyaya gelir. Matematiksel olarak birşeyi binlerce defa tekrar ederseniz onun tekrar etme olasılıgı artar bu bakımdan haklı olabilir ama sorarım size yüzlerce yıl sonra siz siz olmayacaksanız o halde ne anlamı kalır reenkarnasyonla tekrar dünyaya gelmenin..

Mutlak bir bilinç düzeyi gerekiyor herşeyden önce ruhun meziyetlerini kavrayabilmek için düşüncenin kendi kendisini düşünmesi yani bir şeyi başarmak algılamak yada degiştirmek için degilde yalnızca  kendi kendini düşünmek için var olan bir insan.

Decartes ın düşüncesinde ruhun degişen varlık tözünden hep aynı kalan ruhun varoldugunu anlıyoruz bu töz ise geldigi kaynaga geri gidecekti demekte... Ancak evrim birçok şeyi materyalist açıklamakta denizdeki balıktan plaza insanlarına sürekli bir varoluş mücadelesi sonucu insanın degiştigi gerçegi... 

İnsan gerçekten hafıza bilinç düşünce anlamak ve irade dışında herhangi bir meziyeti olmayan bir ruha mı sahip yoksa onun ruhu gerçekten varlıgı degerli kılan bir çiçek kokusu yada yiyeceklerin tadı gibi kendine has birşeymi bunun maddesel olan şu anda cevaplanamayacagı kesin.

Ek olarak şu belgesele bakabilirsiniz..

Devamını oku

Agaç Dallarının Arasındaki Gökyüzü

  Hiç yorum yok
Eylül 19, 2021

 Agaç Dallarının Arasındaki Gökyüzü

 


Koronavirüsün bilmem kaçıncı haftasının kaçıncı ayı 2 senedir bu kapanma ve bulaş devam ediyor... Hiçbirşey olmadan önceki hayatımıza şöyle bir bakıyorumda galiba biz bişeylerin degerini tam olarak bilmiyormuşuz. Mesela birbirimizle selamlaşmanın beraber bir yerde oturup çay kahve içmenin bir kütüphaneye okula gidip bişeyler araştırmanın, ögrenmenin yolda belde gördügümüz insanlara selam verip, durakta karşılaştıgımız insanlarla ayak üstü üç beş kelime etmenin hadi bunları geçin evinize hasta oldugunuzda size çorba yapıp en kötü ihtimalle soguk aldınız bu havalarda diye bir portakal mandalina soyan elma dilimleyen ailemizden uzaklaştık.


Uzaklaştık kelimenin ttam anlamıyla bu dönemde herşeyden ve herkesden uzaklaştık yapmak istedigimiz şeylerden meleklerimizden, hayallerimizden sevdiklerimizden belki daha birçok şeyden uzaklaştık hepimiz tek birşeye yani kendimize yaklamaya çalıştık sonucunda ne oldu gerçek benligimizi tanıdıkmı mesela geçmişimizle yüzleşip gelecekteki kendimizi kurmak için yeni kararlar aldıkmı büyük çogunlugun boşa geçmiş bir zamanda kendini avutmak için buldugu boş oyun ve eglenceyle geçmiş zamandan başka birşey bulamadıgını görüyorum.

Öyle ya hayatta zamandan başka hiçbirşey geri getirilemez bugunkü biz yarınki olacak olan bizin bir parçasıdır. Her insan ilmik ilmik kendi benligini inşa eder günlük yaşamındaki hataları ve dogrularıyla hergün bir başka insan oluruz işte tam bu sebepten derim ben hep bir insanı tanıyamazsınız asla çünkü bir insanı tanımak bir ömür sürer diye. 

Bazen gerçekten şunu düşünüyorum çogumuz yeterince gelişmemiş gelişmekte olan bir ülkenin  gelişmeye çalışan bir şeyrinde yaşıyoruz annemiz babamız kendimiz alışıldık bir hayatta bişeylerin istedigimiz gibi olmasını istiyoruz iyi bir gelecek herkesin hayali ama buna çok az kişi erişiyor üstelik fazlaca zaman ve emek karşılıgı olarak. sözüm ona peki herşey bizim istedigimiz gibi olsaydı yani dünyada kimse açlık derdi çekmeseydi mesela birileri obeziteden digerleri açlıkdan ölmeseydi bu hasyalıklar olmasaydı kimse kimsenin petrol altın gibi madenleri için birbiriyle savaşmasaydı dünyada daha güzel bir yermi olurdu... sanmıyorum..


İnsanoglu böyledir mayasında vardır kımıl zararlısı gibi devinmeden duramaz onun bu devinmesi yüzünden olur herşey tüm eşitsizlikler savaşlar sevgiler nefretler devam eder gider aslında bütün savaşlarda işin başındayken biraz daha fazla özgürlük için verilir ama sorarım size özgürlügü satın alabilirmisiniz.. imkanlarınız her geçen gün arttıkça kendinizi daha özgür hissediyormusunuz şahsen ben parayla ne özgürlügün ne huzurun nede mutlulugun satın alınamayacagını düşünüyorum.. 

Hayalleriniz sizin hayalleriniz mi yoksa sizden beklenen size aktarılan sizin için tasarlanmış hayallermi hayallerinizi gerçekleştirmek sizi yukarda saydıgım o üç şeye ulaştıracakmı. evet bende memnun degilim dünyanın insanlıgın bu halinden hepimiz milyarlarca yıldızın bulundugu bir evrende küçük bir dünyanın üzerindeki pire kadar olmayan kımıl zararlılarıyız biz iyi degilizki dünyamız iyi olsun.


Asırlardır insalık aynı saçmalıkları bahane ederek birbiriyle ugraştı sonucunda iki adım bile ilerleyemedi gerçek acıyı tatmış yurdundan kovulmuş aşagılanmış insanlar bunun farkına varıp üç beşi hayatın kalkınması ve gelecegin hayal edileninde ötesind eyaşanabilmesi için bir araya gelip birşeyler başarmak istedi kimileri oldu kimileri oluyor kimileride olacak ancak bizim sorunumuzsa bu insanların bize bıraktıkları mirası geliştirip onları büyüten nesller olmak yerine onların mirasını yiyen aptal zevk düşkünü çocuklar olmak.

Son 50 yılda çıgır açıcı büyük bir buluş fikir deha inan toplulugu ortaya çıktımı ?

savaş gözdagı güç hırs bencillik ve uyutulma hepsi bu işte dönem dönem bazı insan toplulugu medeniyeti geliştiriyor içlerinden insanlara yeni düşünce tohumları eken nyazarlar büyük buluşlar yapılmaına ön ayak olan fikirciler ellerindeki durumu sorgularatan filozoflar ve şairler çıkıyor saygı da görüyorlar ama nerde güçlü varsa hemen onlarıda alıp kendi bünyesinde eritiyor gücünün devamını bu şekilde saglıyor.

Birgün dagılır gider parçalarına ayrılır yok olur erir çürür ezilir sona erer yada döönüşür o güçte çünkü her gücün ötesinde daha büyük bir güç mutlaka vardır

tekrar sorarım size bu virüsten tıpkı miltonlarca insan ölmüş 20 yi aşkın büyük salgınlardan anladıgımız gibi ne anladıkyada bundan sonra bizi yada sizi yada seni ne bekliyor...

diger bir soru insanlık için dünya genelinde son 100 yılda idamın kaldırılması ve köleligin yasaklanması dışında gerçekçi bir adım varmı...

Devamını oku

Dünya üzerindeki büyük salgınlar (Geçmişten günümüze)

  Hiç yorum yok
Ağustos 31, 2021

 


Dünya tarihi dönem dönem çeşitli sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmıştır bunlardan en önemlileri ve aslında en çok insan ölümüne sebep olanlarından başlıcası salgın sahtalıklardır. Çok eskilere gitmeden yakın tarihimiz olan son 2000 yılın salgın hastalıklarına değineceğiz. ilk başta..

 

Gelen Salgını

MS 165 ile ms 180 yılları arasında Dogu Romalı askerlerin doğu seferlerinden dönerken taşıdığı 200 kişinin ölümüne sebep olduğu bilinmektedir Özellikle dünya nüfusunun o yıllarda birkaç milyon olduğundan dolayı hiçte azımsanmayacak bir sayı bu Hastalıgın adı ise ilk tanıyı koyan Bergamalı hekim galen den almıştır.

Justinyen Vebası

Dünyada ilk ciddi kitlesel yok oluşa sebep olan justinyen vebası MS 541 yılında yersinia pestus bakterisi Akdeniz havzası yakın doğu ve Avrupa kıtasını etkilemiş yaklaşık olaran 25 ile 100 milyon arası insanın ölümüne seeb olduğu tahmin edilmekte.

Kara veba

Diger adıyla kara ölüm İnsanlık tarihinin en büyük salgını olarak bilinen kara veba  1346 ile 1353 yılları arasında doğu ve orta asya bölgelerinde birçok hastalığa sebep olan yersini pestus bakterisinin ipek yoluyla avrupaya taşınması sebebiyle o günkü dünya nüfusunun %30 ile %60 ını yok etmiştir bu oranın sayısal olarak tahmini ise 75 ile 200 milyon insanı kapsamaktadır. Avrupanın üzerinde büyük etki bırakmış bu veba aynı zamanda dünya tarihi açısından da Rönesans ve reform dönemlerinin sebei olmuştur.

Çiçek Hastalıgı

İnsanlık tarihinin en uzun süreli ve günümüz dünyasının oluşmasında büyük oranda etkili olan hastalık olarak tanımlanmaktadır. Variola minör ve varilio majör isimli iki tip virüsün sebep olduğu bu hastalığa yakalananların ölüm oranı %30 iken bu oran çocukyaştakilerde daha ileri seviyelere ulaşmaktaydı. 15 ile 17 yy tarihlerinde koloni ve sömürge arayışında olan Avrupalılar Amerika kıtası ve okyanusya kıtalarına bu hastalıkları taşımışlar 300 bin yerli halkın 200 yıl içerisinde ölümüne sebep oldugu söylenmektedir bugünkü Amerika kıtasının şekil olarak oluşmasının temel sebei daha önce bu hastalıklara yakalanmamış yerli halkın direncinin zayıf olması taşıyıcıların ise çokdan bağışıklık kazanmış olmalarıydı.

Grip kızamık suçiçeği sarıhumma

Çiçek hastalığı gibi virüs kaynaklı olan bu hastalıklar çeşitli dönemlerde Avrupa ve Amerika kıtasında kendisini göstermiş 60 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur.

Kolera

İlk olarak 1817 yılında görülen kolera 1 geçtigimiz 200 yılda 7 defa kendisini göstermiş ve toplamda 1 milton insanın ölümüne sebep olmuştur Savaş ve yoksulluk sonucu bağırsaklarda meydana gelen vibrico cholarae bakterisi şiddetli akut nöbetlerine sebep oluyor kusma ve ishal yoluyla kolayca yayılıp toplu ölümlere sebep oluyordu.

Üçüncü veba salgını

17- 19 yy arası diğer vebaların bir devamı niteliğinde ilk olarak çinde çıkıp gemilerle avrupaya taşınan bu vebaya antibiyotiğin ve aşıların bulunmasıyla önlenmiş olsa da halen tehlikesini sürdürmektedir. Özellikle kemirgen fare böcek gibi canlılardan bit, pire yoluyla bulaşan veba lenf dokusuna akciğer solunum yollarına yüksek ateşe sebep olmaktadır.

İspanyol gribi

1918 yılında H1N1 virsusunun yol açtığı grip hastalığı Birinci dünyasavaşının da etkisiyle 500 milyon kişiye bulamıştır bu sayı o günkü dünya nüfusunun üçte birini kapsıyordu. İlerleyen yıllarda yaklaşık 17 ile 50 milyon insanın ölümüne sebep olansalgını basın yasaklarını aşarak ilk defa kamuoyuna duyuran İspanyollar oldugu için bu ismi almıştır.

Hong kong Gribi

1968-1970 yılları arasında H3N2 isimli gribin dünya genelinde 1 ile 4 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur Salgın ilk kez çin in hong kong şehrinde görüldüğü için bu adı almıştır. Özellikle 65 yaş üstü olanlarda salgın agır geçmiş yaklaşık 1968 yılının sonlarına doğru yaklaşı bir ayda virüsün aşısı bulunmuştur.

HIV/AIDS

1980 yıllardan günümüze gelmiş ve halen tedavisi bulunamayan bir salgın hastalıktır. İlk olarak maymunlardan insanlara geçtiği düşünülmüş 75 milyon insan bulaşarak 32 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur Hastalıgın bulaşı fizikel temas ile degilde kanla bulaştığından diger salgınlara göre daha az önemsense de 2018 yılında bile 700 bin kişiye bulaşmıştır.

SARS

Günümüzdeki covid 19 hastalıgınnın atası olarak bilinen sars şiddetli solunum rahatsızlığına sebep olarak akciğerlerde tahribata sebep olmakta 2002 ile 2003 yıllarında 8 bin kişiye bulaşan sars 774 kişinin ölümğne sebep olmuştur.

Domuz gribi

Domuzlarla yakından ilgilenen ve kuşlar ve insanlara da bulşaşan bu hastalık ilk olarak hayvanlar arasında yayıldığı snaılıyordu ancak 2009 ile 2010 yılları arasında Hindistan da 300 vaka tespit edilince hastalığın 2015 yıllarında H1N1 virüsünün sebep oldugu anlaşıldı boğaz ağrısı öksürük kusma gibi enfeksyon belirtileriyle kendisini belli eden bu hastalık 150 bin ile 500 bin insanın ölümüne sebep olmuştur.

MERS ve Ebola

2012 ile 2018 yıllarında etkili olan bu hastalıklar uyük oranda solunum yollarında tahribat yaratmakta olup sıvı yetmezliğinin sebep oldugu aynı zamanda sıvı yoluyla buşlatıgı hastalıklardır.

COVİD-19

İlk olarak çinde çıkan bu hastalık sars cov-2 virüsünm sebep oldugu biliniyor. Belirtileri  ateş, öksürük, nefes darlığı, tat ve koku kaybı iken dünya genelinde varlısıgını sürdüren bu salgında toplam 217 milyon insana bulaşarak 4,5 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur başta sinovac, bionter sputnic, coronavac gibi aşılar büyük oranda bu ölümlerin önüne geçse de halen virüs varlığını devam ettirmektedir.


KAYNAKLAR

Salgın Tarihi: Geçmişten Günümüze Dek Yaşanan Pandemiler - dijitalx

Salgın Hastalıkların Tarihi | TÜBİTAK Bilim Genç (tubitak.gov.tr)

Kolera (saglik.gov.tr)

Hong Kong gribi - Vikipedi (wikipedia.org)

Domuz Gribi Nedir? Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir? (acibadem.com.tr)

Moderna, AstraZeneca, CoronaVac, Sputnik V, Pfizer... Koronavirüs aşıları ne kadar etkili? | Euronews

Devamını oku

Felsefe nedir ? [bilimsel aklın temelleri]

  Hiç yorum yok
Ağustos 30, 2021

 Holistik düşünen insan modeli…


kavramsal olarak baktıgımızda felsefenin antik yunanca bilgelik sevgisi demek oldugunu filosof un ise bilginin peşinde koşan bir bilgi ugraşcısı oldugunu görürsünüz.

 

Felsefenin ne oldugunu tek bir cümle ile açıklamak mümkün degil çünkü felsefede cevaplardan çok sorular önemli olarak görülmektedir bu sebeple geçmiş çagın düşünürleri felsefenin bir yol oldugunu bilgelik arayışının hiç bitmeyecegini insanın hep sorgulayacagını söylemişlerdir.

 

Bilindigi üzere aklı olan her canlı bilinç sahibi degildir ama insan bilinç sahibi oldugu için düşünebilmektedir farkına varırsanız etrafınızdaki kitaplar yaşlı insanlar dinler bile insanın düşünmesi gerektigini söylemektedir. Bunun en temek sebebi ise düşünmeninn varlıgın sebei oldugudur.

 

Klasik anlamda bakarsak decartes felsefeyi metotlaştıran günümüz anlamında felsefenin bilimden ayrılmasına sebep olan kişilerden biriydi hepimiz onu düşünüyorum öyleyse varım sözüyle tanırız Ancak kendisi bugünkü geometrinin mucididir de aynı zamanda. ömrünün son zamanlarını felsefeye adamış olan decartes metot üzerine konuşmalarda ve aklın kullanımı için öneriler kitaplarında asıl mutlulugun bilgi oldugunu insanın bilgiyi istemesinin yeterli gelmedigi onu elde etmek için ise teorik ve pratik kuralları uygulaması gerektigini öne sürmektedir.

 

Bildigimiz en eski filozof MÖ 6. yüzyılda batı trakyada yaşamış milletli tales dir tales ^ in en önemli buluşu güneş tutulmasını hesaplayarak maddi dünyanın akıl ile anlamaya çalışma yoluna gitmesiyid bu hesaplamasının yanında kızılırmak nehrinin taşma süresini de hesaplamış Lydya kralının övgüsünü kazanmış bu şekilde tanınmıştır.

 

Tales in en önemli ögrencisi olan Anaksimadros ile birlikte dünyanın şekilini düşünmüşler ilk defa anaksimadro dünyanın boşlukta durdugunu söyleyerek diger bütün filozoflardan daha ayrıkı bir yolu benimsemiştir bu görüşünün dışında dünyanın düz olmadıgını silindir şeklinde oldugunu bir öküzün boynuzlarında durmadıgını söyleyebilecek kadar akıllıca bir fikir öne sürmüştür.

 

Bu iki filozof dünyada mantıkçılıgı başlatmış doganın akıl ile kavranmasının yolunu açmış ve ilk bilimsel düşüncenin felsefenin oluşumuna sebep olmuş olarak tarihe geçmiştir belki daha eskileri vardı ama şuan biz bunları biliyoruz.

 

Tales ve anaksimadros dan sonra gelen en etkili filozof ise Heraklitos dur MÖ 5 yy yaşamış izmir efes de dogmuş ve yaşamış yurdumuzun bir insanıydı onun en önemli görüşü Herşeyin aktıgını, degiştigini hiçbirşeyin aynı kalmadıgını söylemesiydi. hatta ünlü olan şu sözü akıllara yer etmiştir «Ayni nehre iki kere girilmez» zamanın izafiligi geçiciligi ve ögretti evrenin özünün degişim ve dönüşüm oldugunu söyleyen Heraklitos duraganlık sayesinde ölümsüzlük peşinde koşan hayalperestleri epey bi sarsmıştı.

 

Aynı yıllarda ege adalarından biri olan sisam da Pisagor adında birisi çıkmıştı Pisagor bugün bildigimiz Decartes leibnez russerl gibi matematikçi filozofların atası olarak bilinmektedir. Onun kurdugu okulda sizinde bildiginiz üzere Geometi bilmeye giremez yazılıydı bunun sebebi ise herşeyin bilgisinin geometri ile anlaşılabilecegini sanmasıydı. 24 yıl orta asya da ve mısır topraklarında egitim gördükden sonra memleketine giden Pisagor latin alfabesindeki sayıların ilk mucididir bunun yanında kurdugu pisagor okulu bir nevi tarikat cemaat şeklinde örgütlenmişti.

 

Heraklitos un aksi düşünceyi savunan filozof ise Parmenides dir bugün modern fizigin 3 temel kuralından biri olarak algıladıgımız Hiçbirşey yoktan var edilemez yada varken yok edilemez sözünü ilk ortaya atan kişidir temelde kuralların hep aynı kaldıgını zamanın bile kişiye özel olarak degiştigini söyleyerek herşeyin başlangıçsız ve bitşsiz bozulmaz ve degişmez oldugunu söylemiştir.

 

Bu aralarda ise Empodokles maddenin yalnızca akılla degil duyularla da kavrandıgını ortaya atması ile Enstain ı bile etkilemiş sonrasında gelen Demokritos ise madde nedir sorusuna bölünmez parçalanamaz gözlemlemeyen küre şeklinde oldugunu herşeyin atomlardan meydana geldigini söylemiştir.

 

Antik dönemde en çok göze çarpan filozoflar bunlar olmakla birlikte sofistler çok önemlidir onlar bilgi işçileriydi yani bugünkü ögretmenlerin ataları il il gezerek insanlara bildiklerini aktararak bu sayede kazanç saglarlardı hatta Antik felsefeyi yeni bir döneme katan SOkrates de sofistler arasından çıkmadır.

 

Soktates için söylenebilecek en önemli konu Eleştirel akılcılıgı tez ve antitez çürütülebilirlik Genel manada tümevarım yönteminin kurucusu oldugudur bunu ise bir sonraki makalede anlatacagız....

 

KAYNAKCA

 

https://fularsizentellik.com/journal/2016/7/10/antik-yunan-ve-ilk-filozoflar

https://tr.wikipedia.org/wiki/Felsefe

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sokrates

 

 

Devamını oku

Size Bir Yıl Yetecek Film Önerisi

  Hiç yorum yok
Ağustos 27, 2021




 YERLİ FİLMLER

1. Acenta Mirza – Musellim İle Kuşde (Osman Şahin) – Feyzi Tuna, Kızgın Toprak (1973)

2. Acı Duman - Beyaz Öküz (Osman Şahin) - Erden Kıral, Ayna(1985)

3. Acı Duman - Kanın Masalı (Osman Şahin) – Şerif Gören, Kan (1985)

4. Acı Duman - Kör Gülüşan (Osman Şahin) – Bilge Olgaç, Gülüşan (1985)

5. Ağır Roman (Metin Kaçan) - Mustafa Altıoklar (1997)

6. Ağrıdağı Efsanesi (Yaşar Kemal) - Memduh Ün (1975)

7. Anayurt Oteli (Yusuf Atılgan) - Ömer Kavur (1987)

8. Asılacak Kadın (Pınar Kür) - Başar Sabuncu (1986)

9. Başka Olur Ağaların Düğünü (Kemal Bilbaşar) - Kartal Tibet, Doktor Civanım (1982)

10. Benim Sinemalarım (Füruzan) - Füruzan, Gülsün Karamustafa (1990)

11. Bereketli Topraklar Üzerinde (Orhan Kemal) – Erden Kıral (1980)

12. Beş Şehir  (Ahmet Hamdi Tanpınar) – Onur Ünlü (2009)

13. Bir Adam Yaratmak (Necip Fazıl Kısakürek) - Yücel Çakmaklı (1970)

14. Bizim Büyük Çaresizliğimiz (Barış Bıçakcı) – Seyfi Teoman (2011)

15. Bütün Öyküleri (Samet Ağaoğlu ) - Metin Erksan, Bir İntihar (1973)

16. Çalıkuşu (Reşat Nuri Güntekin) - Osman F. Seden, Çalıkuşu (1966)

17. Değirmen (Reşat Nuri Güntekin) - Atıf Yılmaz (1986)

18. Devlet Kuşu (Orhan Kemal) – Memduh Ün (1980)

19. Deprem (Necip Fazıl Kısakürek) - Mesut Uçakan, Çile (1972)

20. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Peyami Sefa) - Nejat Saydam (1967)

21. Efsuncu Baba ( Hüseyin Rahmi Gürpınar) – Aydın Arokan, (1949)

22. Ekmekçi Kadın (Xavier de Montépin) – Zafer Davutoğlu (1965)

23. El Kızı (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1966)

24. Eskici ve Oğulları (Orhan Kemal) - Şahin Gök (1990)

25. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku (İlhami Algör) - Çiğdem Vitrinel (2014)

26. Fatmagül'ün Suçu Ne? (Vedat Türkali) – Süreyya Duru (1986)

27. Fikrimin İnce Gülü (Adalet Ağaoğlu) – Tunç Okan (1992)

28. Fosforlu Cevriye (Suat Derviş) - Nejat Saydam (1969)

29. Gizli Yüz (Orhan Pamuk) - Ömer Kavur (1991)

30. Gol Kralı (Aziz Nesin) - Kartal Tibet (1980)

31. Göçmüş Kediler Bahçesi - Usta Beni Öldürsen E! (Bilge Karasu) – Barış Pirhasan, Usta Beni Öldürsene (1997)

32. Gölgesizler (Hasan Ali Toptaş) - Ümit Ünal (2009)

33. Gurbet Kuşları (Orhan Kemal) - Halit Refiğ (1964)

34. Güz Sancısı (Yılmaz Karakoyunlu) - Tomris Giritlioğlu (2009)

35. Hababam Sınıfı (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1975)

36. Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1976)

37. Hababam Sınıfı Uyanıyor (Rıfat Ilgaz) - Ertem Eğilmez (1977)

38. Hakkari'de Bir Mevsim (Ferit Edgü) - Erden Kıral (1983)

39. Hikayeler (Ahmet Hamdi Tanpınar) - Metin Erksan, Eski Zaman Elbiseleri (1975)

40. İki Genç Kızın Romanı (Perihan Mağden) - Kutluğ Ataman (2005)

41. Kaçak (Orhan Kemal) - Memduh Ün (1982)

42. Kadının Adı Yok (Duygu Asena) - Atıf Yılmaz (1988)

43. Kağnı Gramafon Avrat (Sebahattin Ali) – Yusuf Kurçenli, Gramafon Avrat (1987)

44. Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz) - Yusuf Kurçenli (1990)

45. Karılar Koğuşu (Kemal Tahir) - Halit Refiğ (1990)

46. Keşanlı Ali Destanı (Haldun Taner) - Atıf Yılmaz (1964)

47. Kırmızı Yel (Osman Şahin) -Atıf Yılmaz, Adak (1979)

48. Kırmızı Yel - Fareler (Osman Şahin) - Atıf Yılmaz, Kibar Feyzo (1978)

49. Kırmızı Yel - Fırat’ın Cinleri (Osman Şahin) - Korhan Yurtsever, Fırat’ın Cinleri (1977)

50. Kıskanmak (Nahid Sırrı Örik) - Zeki Demirkubuz (2009)

51. Kurt Kanunu (Kemal Tahir) - Ersin Pertan (1992)

52. Kuyucaklı Yusuf (Sabahattin Ali) – Feyzi Tuna (1985)

53. Küçük Ağa (Tarık Buğra) - Yücel Çakmaklı (1984)

54. Mavi Sürgün (Halikarnas Balıkçısı) - Erden Kıral (1993)

55. Minyeli Abdullah (Hekimoğlu İsmail) - Yücel Çakmaklı (1989)

56. Murtaza (Orhan Kemal) - Tunç Başaran, Bekçi Murtaza (1965)

57. Mutluluk (Zülfü Livaneli) - Abdullah Oğuz (2007)

58. Müthiş Bir Tren (Sait Faik Çevirisi) - Metin Erksan (1975)

59. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi (Güzide Sabri Aygün) – Metin Erksan, Semih Evin (1956)

60. Piano Piano Bacaksız (Kemal Demirel) - Tunç Başaran (1991)

61. Reis Bey (Necip Fazıl Kısakürek) - Yücel Çakmaklı (1990)

62. Salkım Hanımın Taneleri (Yılmaz Karakoyunlu) - Tomris Giritlioğlu (1999)

63. Samanyolu (Kerime Nadir) - Orhan Aksoy (1968)

64. Selvi Boylum Al Yazmalım (Cengiz Aytmatov) - Atıf Yılmaz (1977)

65. Senaryolar (Onat Kutlar) - Ömer Kavur, Yusuf İle Kenan (1979)

66. Sen de Gitme Triyandafilis (Ayla Kutlu) - Tunç Başaran (1995)

67. Sinekli Bakkal (Halide Edip Adıvar) - Mehmet Dinler (1967)

68. Sis ve Gece  (Ahmet Ümit) – Turgut Yasalar (2007)

69. Sokaklardan Bir Kız (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1974)

70. Sözde Kızlar (Peyami Safa) - Nejat Saydam (1967)

71. Suçlu (Orhan Kemal) – Atıf Yılmaz (1960)

72. Sultan Hamid Düşerken (Nahid Sırrı Örik) - Ziya Öztan (2003)

73. Susuz Yaz (Necati Cumali) - Metin Erksan (1963)

74. Tatar Ramazan (Kerim Korcan) - Melih Gülgen (1992)

75. Tatlı Betüş (Aziz Nesin) - Atıf Yılmaz (1993)

76. Tersine Dünya (Orhan Kemal) – Ersin Pertan (1993)

77. Uçurtmayı Vurmasınlar (Feride Çiçekoğlu) - Tunç Başaran (1989)

78. Uzun Hikâye (Mustafa Kutlu) - Osman Sınav (2012)

79. Üç Anadolu Efsanesi (Yaşar Kemal) - Süreyya Duru, Alageyik (1969)

80. Vukuat Var (Hanımın Çiftliği 1) (Orhan Kemal) – Nejat Saydam (1972)

81. Vurun Kahpeye (Halide Edip Adıvar) - Halit Refiğ (1973)

82. Yabancı (Albert Camus) – Zeki Demirkubuz, Yazgı (2001)

83. Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Aziz Nesin) - Ergin Orbey (1974)

84. Yeni Dünya (Sabahattin Ali) - Metin Erksan, Hanende Melek (1973)

85. Yeraltından Notlar (Dostoyevski) - Zeki Demirkubuz, Yeraltı (2012)

86. Yer Demir Gök Bakır (Yaşar Kemal) - Zülfü Livaneli (1987)

87. 72. Koğuş (Orhan Kemal) - Murat Saraçoğlu (2011)

88. Yılanı Öldürseler (Yaşar Kemal) - Türkan Şoray (1981)

89. Yılanların Öcü (Fakir Baykurt) - Şerif Gören (1985)

90. Zübük (Aziz Nesin) - Atıf Yılmaz (1981)


YABANCI FİLMLER

1. Açlık (Knut Hamsun) - Henning Carlsen, Hunger (1966)

2. Açlık Oyunları (Suzanne Collins) - Gary Ross, The Hunger Games (2012)

3. Adınla Çağır Beni (Andre Aciman) - Luca Guadagnino, Call Me by Your Name (2017)

4. Ağla Sevgili Yurdum (Alan Paton) -  Darrell Roodt , Cry, The Beloved Country (1995)

5. Akıl Oyunları (Sylvia Nasar) - Ron Howard,  A Beautiful Mind (2001)

6. Akıl ve Tutku (Jane Austen) - Ang Lee, Sense and Sensibility (1995)

7. Alacakaranlık (Stephenie Meyer) - Catherine Hardwicke, Twilight (2008)

8. Alaycı Kuş (Suzanne Collins) - Francis Lawrence, Mockingjay (2014)

9. Alice Harikalar Ülkesinde (Lewis Carroll) - Tim Burton, Alice in Wonderland (2010)

10. Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? (Philip K. Dick) - Ridley Scott, Blade Runner (1982)

11. Anna Karenina (Tolstoy) - Joe Wright, Anna Karenina (2012)

12. Anne Frank'ın Hatıra Defteri (Anne Frank) - George Stevens, The Diary of Anne Frank (2009)

13. Aşk ve Gurur (Jane Austen) - Joe Wright, Pride Prejudice (2005)

14. Aşktan ve Gölgeden (Isabel Allende) - Betty Kaplan, Of Love and Shadows (1994)

15. Ateşi Yakalamak (Suzanne Collins) - Francis Lawrence, Catching Fire (2013)

16. Ay'a Yolculuk (Jules Verne) -  Byron Haskin, From the Earth to the Moon (1998)

17. Ay Işığı Sokağı (Zweig) - Dagmar Damek, Leporella (1991)

18. Aynı Yıldızın Altında (John Green) - Josh Boone, The Fault in Our Stars (2014)

19. Baba (Mario Puzo) - Francis Ford Coppola, The Godfather (1972)

20. Baragan'ın Dikenleri (Panait Istrati) - Louis Doquin, The Thistles of the Baragan (1957)

21. Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları (Ransom Riggs) - Tim Burton, Miss Peregrine's Home for Peculiar Children (2016)

22. Bayel Ağıtçıları (Gulam Huseyin Saedi) - Daryuş Mehrcui, Gav (İnek) (1969)

23. Ben, Efsane (Richard Matheson) - Francis Lawrence, I am Legend (2007)

24. Ben Robot ( Isaac Asimov) - Alex Proyas, I, Robot (2004)

25. Beni Asla Bırakma (Kazuo Ishiguro) - Mark Romanek, Never Let Me Go (2010)

26. Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi (F. Scott Fitzgerald) - David Fincher, The Curious Case of Benjamin Button (2008)

27. Betty Blue (Philippe Djian) - Jean-Jacques Beineix, Betty Blue (1986)

28. Beyaz Diş ( Jack London) - Randal Kleiser, White Fang (1991)

29. Beyaz Geceler (Dostoyevski) - Luchino Visconti, Le Notti Bianche (1957)

30. 1984 (George Orwell) - Michael Radford, Nineteen Eighty-Four (1984)

31. Bir Düş İçin Ağıt (Hubert Selby) - Darren Aronofsky, Requiem For A Dream (2000)

32. Bir Kadının Portresi (Henry James) - Jane Campion, The Portrait of a Lady (2019)

33. 2001: Bir Uzay Efsanesi (Arthur C. Clarke) - Stanley Kubrick, A Space Odyssey (1968)

34. Boleyn Kızı (Philippa Gregory) - Justin Chadwick, The Other Boleyn Girl (2008)

35. Boyalı Kuş (Jerzy Kosinski) - Václav Marhoul, The Painted Bird (2019)

36. Boyalı Peçe (Somerset Maugham) - John Curran, The Painted Veil (2006)

37. Bülbülü Öldürmek (Harper Lee) - Robert Mulligan, To Kill a Mockingbird (1962)

38. Büyük Balık (Daniel Wallace) - Tim Burton, Big Fish (2003)

39. Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan (Agota Kristof) - János Szász, A Nagy Füzet (2013)

40. Canavarın Çağrısı (Patrick Ness) - Juan Antonio Bayona, A Monster Calls (2016)

41. Carlito's Way (Edwin Torres) - Brian De Palma, Carlito's Way (1993)

42. Cehennem (Dan Brown) -Ron Howard, İnferno (2016)

43. Cennetin Doğusu (John Steinbeck) - Elia Kazan, East of Eden (1955)

44. Charlie'nin Çikolata Fabrikası (Roald Dhal) - Tim Burton, Charlie and the Chocolate Factory (2005)

45. Cinnet (Vladimir Nabokov) - Rainer Werner Fassbinder, Despair (1978)

46. Çizgili Pijamalı Çocuk (John Boyne) - Mark Herman, The Boy İn The Striped Pyjamas (2008)

47. Danimarkalı Kız (David Ebershoff) - Tom Hooper, The Danish Girl (2015)

48. Da Vinci Şifresi (Dan Brown) - Ron Howard, The Da Vinci Code (2006)

49. Denizler Altında Yirmi Bin Fersah 1. Cilt (Jules Verne) - Richard Fleischer,  20,000 Leagues Under the Sea (1954)

50. Dersu Uzala (Vladimir Arsenyev) - Akira Kurosava, Dersu Uzala (1975)

51. Doktor Jivago (Boris Pasternak) - David Lean,  Doctor Zhivago (1965)

52. Doktor Moreau’nun Adası ( H.G. Wells) -  John Frankenheimer, The Island of Dr. Moreau (1996)

53. La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote (Miguel de Cervantes) - Terry Gilliam, The Man Who Killed Don Quixote (2018)

54. Dorian Gray'in Portresi (Oscar Wilde) - Albert Lewin, The Picture of Dorian Gray (2009)

55. Döşeğimde Ölürken (William Faulkner) - James Franco, As I Lay Dying (2013)

56. Dövüş Kulübü (Chuck Palahniuk) - David Fincher, Fight Club (1999)

57. Dracula (Bram Stoker) - Gary Shore, Dracula Untold (2014)

58. Dune - Çöl Gezegeni (Frank Herbert) - David Lynch, Dune (1984)

59. Duvar (Marlen Haushofer) - Julian Roman Pölsler, The Wall (2012)

60. Duyguların Rengi (Kathryn Stockett) - Tate Taylor, The Help (2011)

61. Dün (Agota Kristof) - Silvio Soldini, Brucio Nel Vento (2002)

62. Dünyalar Savaşı ( H.G. Wells) -  Steven Spielberg, The War of the Worlds (2005)

63. Dünyanın Merkezine Seyahat (Jules Verne) - Henry Levin, Journey to the Center of the Earth (2008) 

64. Düş Yakamdan Şeytan (Donald Ray Pollock) - Antonio Campos, The Devil All the Time (2020)

65. Ecinniler (Dostoyevski) - Andrzej Wajda, Les Possédés (1988)

66. Ejderha Dövmeli Kız (Stieg Larsson) - David Fincher, The Girl with the Dragon Tattoo (2012)

67. Esaretin Bedeli (Mark Kermode) - Frank Darabont, The Shawshank Redemption (1995)

68. Fahrenheit 451 (Ray Badbury) - Fançois Truffaut, Fahrenheit 451 (1966)

69. Fareler ve İnsanlar (John Steinbeck) -Lewis Milestone, Of Mice and Men (1939)

70. Forrest Gump (Winston Groom) - Robert Zemeckis, Forrest Gump (1994)

71. Frankenstein ya da Modern Prometheus (Mary Shelley) - James Whale, Frankenstayn (1931)

72. Gazap Üzümleri (John Steinbeck) - John Ford, The Grapes of Wrath (1940)

73. Geceyarısı Çocukları (Salman Rushdie) - Deepa Mehta, Midnight's Children (2012)

74. Geçmişi Olmayan Adam (Robert Ludlum) - Doug Liman, The Bourne Identity (2002)

75. Göçebe (Stephenie Meyer) - Andrew Niccol, The Host (2013)

76. Görünmez Adam (H. G. Wells) - James Whale, The Invisible Man (1933)

77. Grinin Elli Tonu (E. L. James) - Sam Taylor-Johnson, Fifty Shades of Grey (2015)

78. Guguk Kuşu (Ken Kesey) -  Miloš Forman, One Flew Over the Cuckoo's Nest (1975)

79. Gülün Adı (Umberto Eco) - Jean-Jacques Annaud, The Name of the Rose (1986)

80. Günden Kalanlar (Kazuo Ishiguro) - James Ivory, The Remains of the Day (1993)

81. Güneş İmparatorluğu (J. G. Ballard) - Steven Spielberg,  Empire of the Sun (1987)

82. Hamlet (William Shakespeare) - Kenneth Branagh, Hamlet (1996)

83. Harry Potter ve Felsefe Taşı (J. K. Rowling ) - Chris Columbus, Harry Potter and the Philosopher's Stone (2001)

84. Hayata Röveşata Çeken Adam (Fredrik Backman) - Hannes Holm, En-Man-Som-Heter-Ove (2015)

85. Hayvan Mezarlığı (Stephen King) - Mary Lambert, Pet Sematary (1989)

86. Her Şeyin Teorisi (Stephen Hawking) – James Marsh , The Theory of Everything (2014)

87. Hiroşima Sevgilim (Marguerite Duras) -Alain Resnais,  Hiroshima Mon Amour (1959)

88. İbni Sina'nın Talebesi Hekim (Noah Gordon) - Philipp Stölzl, The Physician (2013)

89. İhtiyarlara Yer Yok (Cormac McCarthy) - Ethan Coen, Joel Coen, No Country For Old Men (2008)

90. İmkansızın Şarkısı (Haruki Murakami) - Tr?n Anh Hùng, Norwegian Wood (2010)

91. İnci (John Steinbeck) - Emilio Fernández, La Perla (1947)

92. İnci Küpeli Kız (Tracy Chevalier) - Peter Webber, Girl with a Pearl Earring (2003)

93. İngiliz Hasta (Michael Ondaatje) - Anthony Minghella, The English Patient (1997)

94. Inherent Vice (Thomas Pynchon) - Paul Thomas Anderson, İnherent Vice (2014)

95. Jane Eyre (Charlotte Brontë) - Cary Fukunaga, Jane Eyre (2011)

96. Jaws (Peter Benchley) - Steven Spielberg, Jaws (1975)

97. Kafes (Josh Malerman) - Susanne Bier, Bird Box (2018)

98. Kağıttan Kentler (John Green) - Jake Schreier, Paper Towns (2015)

99. Kaptan Grant'in Çocukları (Jules Verne)  - Robert Stevenson, In Search of the Castaways (1962)

100. Karamazov Kardeşler (Dostoyevski) - Richard Brooks, The Brothers Karamazov (1958)

101. Karanlığın Elli Tonu (E. L. James) -James Foley, Fifty Shades Darker (2017)

102. Kardeşler Takımı (Stephen E. Ambrose) - Steven Spielberg, Band of Brothers (2001)

103. Kayıp Kız (Gillian Flynn) - David Fincher, Gone Girl (2014)

104. Kazaklar (Tolstoy) -  George W. Hill, The Cossacks (1928)

105. Kefaret (Ian McEwan) - Joe Wright, Atonoment (2007)

106. Kelebek (Henri Charrière) - Franklin J. Schaffner, Papillon (1973)

107. Kemikler Şehri (Cassandra Clare) - Harald Zwart, The Mortal Instruments: City of Bones (2013)

108. Kış Masalı (Mark Helprin) - Akiva Goldsman, Winter's Tale (2014)

109. Kızıl Nehirler (Jean-Christophe Grangé) - Mathieu Kassovitz, The Crimson Rivers (2000)

110. Kızım Olmadan Asla (Betty Mahmudi) - Brian Gilbert, Not Without My Daughter (1991)

111. Kız Kardeşim İçin (Jodi Picoult) - Nick Cassavetes, My Sister's Keeper (2009)

112. Kilimanjaro'nun Karları (Ernest Hemingway) -       Henry King, The Snows of Kilimanjaro (1952)

113. Kirpinin Zarafeti (Muriel Barbery) -  Mona Achache, Yaşamaya Değer, Le Hérisson (2010)

114. Kitap Hırsızı (Markus Zusak) - Brian Percival, The Book Thief (2014)

115. Koca Gringo (Carlos Fuentes) - Luis Puenzo,  Old Gringo (1989)

116. Koku (Patrick Süskind) - Tom Tykwer, Perfume: The Story of a Murderer (2007)

117. Kolera Günlerinde Aşk (Gabriel Garcia Marquez) -  Mike Newell,  Love in the Time of Cholera (2007)

118. Kon-Tiki (Thor Heyerdahl) - Joachim Rønning, Espen Sandberg, Kon-Tiki (2012)

119. Kopyalanmış Adam (José Saramago) - Denis Villeneuve, Enemy (2013)

120. Köpek Kalbi (Mihail Bulgakov) - Vladimir Bortko, Heart of a Dog (1988)

121. Körlük (José Saramago) - Fernando Meirelles, Blindness (2008)

122. Kral Lear  (William Shakespeare) –Richard Eyre, King Lear (2018)

123. Kurtlar İmparatorluğu (Jean-Christophe Grangé) - Chris Nahon, L'Empire des Loups (2005)

124. Kurtlarla Dans (Michael Blake) - Kevin Costner, Dances with Wolves (1990)

125. Kuzuların Sessizliği (Thomas Harris) - Jonathan Demme, The Silence of the Lambs (1991)

126. Küçük Kadınlar (Louisa May Alcott) - Greta Gerwig, Little Woman (2019)

127. Küçük Prens (Antoine de Saint-Exupéry) - Stanley Donen, The Little Prince (1974)

128. Lizbon'a Gece Treni (Pascal Mercier) - Bille August, Night Train to Lisbon (2013)

129. Lolita (Vladimir Nabokov) - Adrian Lyne, Lolita (1997)

130. Lujin Savunması (Vladimir Nabokov) - Marleen Gorris, The Luzhin Defence (2000)

131. Madde 22 (Joseph Heller) - Mike Nichols, Catch-22 (1970)

132. Malcolm X (Alex Haley) - Spike Lee, Malcolm X (1992)

133. Malina (Ingeborg Bachmann) - Werner Schroeter, Malina, (1991)

134. Man on Fire (A. J. Quinnell) - Tony Scott, Man on Fire (2004)

135. Marslı (Andy Weir) - Ridley Scott, The Martian (2015)

136. Martin Eden ( Jack London) - Sidney Salkow, The Adventures of Martin Eden (1942)

137. Maşenka (Vladimir Nabokov) - John Goldschmidt, Maschenka (1987)

138. Maymunlar Gezegeni (Pierre Boulle) - Tim Burton, Planet of the Apes (2001)

139. Medea (Euripides) - Pier Paolo Pasolini, Medea (1969)

140. Medusa Darbesi (Robert Ludlum) - Paul Greengrass, The Bourne Supremacy (2004)

141. Medyum (Stephen King) - Stanley Kubrick, The Shining (1980)

142. Melekler ve Şeytanlar (Dan Brown) -Ron Howard, Angels & Demons (2009)

143. Mesaj (Carl Sagan) - Robert Zemeckis, Contact (1997)

144. Moby Dick (Herman Melville) - John Huston, Moby Dick (1956)

145. Monte Cristo Kontu (Alexandre Dumas) - Kevin Reynolds, The Count of Monte Cristo (2002)

146. Morgue Sokağı Cinayeti (Edgar Allan Poe) - Robert Florey, Murders in the Rue Morgue (1932)

147. Motosiklet Günlükleri (Ernesto Che Guevara) - Walter Salles, The Motorcycle Diaries (2004)

148. Mucize (R. J. Palacio) - Stephen Chbosky, Wonder (2007)

149. Muhteşem Gatsby (F. Scott Fitzgerald) - Baz Luhrmann, The Great Gatsby (2013)

150. Müfettiş (Gogol) - Henry Koster, The Inspector General (1949)

151. Nietzsche Ağladığında (Irvin D. Yalom) - Pinchas Perry, When Nietzsche Wept (2007)

152. Okuyucu (Bernhard Schlink) - Stephen Daldry, The Reader (2009)

153. Oliver Twist Charles Dickens) - Roman Polanski, Oliver Twist (2005)

154. 12 Yıllık Esaret (Solomon Northup) - Steve McQueen, 12 Years a Slave (2013)

155. 13. Savaşçı (Michael Crichton) - John McTiernan, The 13th Warrior (1999)

156. Oblomov (Ivan Goncharov ) - Nikita Mihalkov, Neskolko dney iz zhizni i.i. Oblomova (1980)

157. Onca Yoksulluk Varken (Romain Gary) -  Edoardo Ponti, The Life Ahead (2019)

158. O Güzel Atlar (Cormac Mccarthy) - Billy Bob Thornton, All the Pretty Horses (2000)

159. Operadaki Hayalet (Gaston Leroux, ) - Joel Schumacher, The Phantom of the Opera (2004)

160. Otomatik Portakal (Anthony Burgess) - Stanley Kubrick, A Clockwork Orange (1971)

161. Otostopçunun Galaksi Rehberi (Douglas Adams) - Garth Jennings, The Hitchhiker’s Guide To The Galaxy (2005)

162. Oyun (Stephen King) - Mike Flanagan, Gerald’s Game (2017)

163. Oz Büyücüsü (L. Frank Baum) - Victor Fleming, The Wizard of Oz (1939)

164. Ölü Ozanlar Derneği (N. H. Kleinbaum) - Peter Weir, Dead Poets Society (1990)

165. Öteki (Dostoyevski) - Richard Ayoade, The Double (2014)

166. Özgürlüğün Elli Tonu (E. L. James) - James Foley, Fifty Shades Freed (2018)

167. Pal Sokağı Çocukları (Ferenc Molnar) -  Zoltán Fábri, The Boys of Paul Street (1969)

168. Persepolis (Marjane Satrapi) - Marjane Satrapi, Vincent Paronnaud, Persepolis (2007)

169. Pi'nin Yaşamı (Yann Martel) - Ang Lee, Life of Pi (2012)

170. Pinokyo (Carlo Collodi) - Steve Barron, The Adventures of Pinocchio (1996)

171. Piyanist (Wladyslaw Szpilman) - Roman Polanski, The Pianist (2002)

172. Piyanist (Elfriede Jelinek) - Michael Haneke, La Pianiste (2001)

173. Prestij (Christopher Priest) - Christopher Nolan, The Prestige (2006)

174. Rebecca (Daphne du Maurier) - Alfred Hitchcock, Rebecca (1940)

175. Resimli Adam  (Ray Bradbury) - Jack Smight, The Illustrated Man (1969)

176. Renklerden Moru (Alice Walker) - Steven Spielberg, The Color Purple (1985)

177. Romeo ve Juliet (William Shakespeare) - Carlo Carlei, Romeo and Juliet (2013)

178. Ruhlar Evi (Isabel Allende) -Bille August, The House of the Spirits (1993)

179. Rüzgar Gibi Geçti (Margaret Mitchell) - Victor Fleming, Gone with the Wind (1974)

180. Quo Vadis? (Henryk Sienkiewicz) - Mervyn LeRoy, Ko Vadis (1951)

181. Saatler (Michael Cunningham) - Stephen Daldry, The Hours (2003)

182. Sadist (Stephen King) - Rob Reiner, Misery (1990)

183. Safir Mavi  ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Katharina Schöde, Saphirblau (2014)

184. Sakindi Oranın Şafakları ( Boris Vasilyev) - Stanislav Rostotsky, A zori zdes tikhie (1997)

185. Saksı Olmanın Faydaları (Stephen Chbosky) - Stephen Chbosky, The Perks of Being a Wallflower (2012)

186. Sapık (Robert Bloch) - Alfred Hitchcock, Psycho (1960)

187. Sarı Odanın Esrarı (Gaston Leroux ) -  Bruno Podalydès, The Mystery of the Yellow Room (2003)

188. Savaş ve Barış (4 Cilt Takım) (Tolstoy) - King Vidor, War and Peace (1958)

189. Schindler'in Listesi (Thomas Keneally) - Steven Spielberg, Schindler's List (1993)

190. Seçilmiş Kişi (Lois Lowry) - Phillip Noyce, The Giver (2014)

191. Sefiller (Victor Hugo) - Tom Hooper, Les Miserables (2013)

192. Seksen Günde Dünya Gezisi (Jules Verne) -  Michael Anderson, Around The World in 80 Days (1956)

193. Senden Önce Ben (Jojo Moyes) - Thea Sharrock, Me Before You (2016)

194. Sevgili (Marguerite Duras) - Jean-Jacques Annaud, The Lover (1992)

195. Dörtlerin Yemini - Sherlock Holmes (Arthur Conan Doyle) - Peter Hammond, The Sign of Four (1987)

196. Sherlock Holmes - Kızıl Dosya (Arthur Conan Doyle) - Guy Ritchie, Sherlock Holmes (2009)

197. Sineklerin Tanrısı (William Golding) - Harry Hook, Lord of the Flies (1990)

198. Siyah İnci (Anna Sewell) - Caroline Thompson, Black Beauty (1994)

199. Soğuk Deri (Albert Sanchez Pinol) -  Xavier Gens, Cold Skin (2017)

200. Solaris (Stanislaw Lem) - Andrey Tarkovski, Solaris (1972)

201. Sol Ayağım (Christy Brown) - Jim Sheridan, My Left Foot (1990)

202. Son İstasyon (Jay Parini) - Michael Hoffman, The Last Station (2009)

203. Son Ültimatom (Robert Ludlum) - Paul Greengrass, The Bourne Ultimatum (2007)

204. Şato Dönüşüm Dava (Kafka) - Steven Soderbergh, Kafka (1991)

205. Şeker Portakalı (José Mauro de Vasconcelos) -  Marcos Bernstein, Meu Pé de Laranja Lima (2012)

206. Şeytanca - Artık Orada Olmayan Kadın  (Pierre Boileau) -  Jeremiah S. Chechik, Diabolique (2003)

207. Şeytanın Gizli Yüzü (Matthew Gregory Lewis) - Dominik Moll, Şeytanın Yüzü, The Monk (2010)

208. Taras Bulba (Gogol) - . Lee Thompson, Taras Bulba (1962)

209. Taş Meclisi (Jean-Christophe Grangé) -Guillaume Nicloux, Le Concile De Pierre (2006)

210. Tatar Çölü (Dino Buzzati) -  Valerio Zurlini, The Desert of the Tartars (1976)

211. Tek Başına Bir Adam (Christopher Isherwood) - Tom Ford, A Single Man (2010)

212. Teneke Trampet (Günter Grass) - Volker Schlöndorff, Die Blechtrommel (1983)

213. Tess  (Thomas Hardy) - Roman Polanski , Tess (1982)

214. Tiffany'de Kahvaltı (Truman Capote) - Blake Edwards, Breakfast at Tiffany's (1963)

215. Toskana Güneşi (Frances Mayes) - Audrey Wells, Under the Tuscan Sun (2003)

216. Trainspotting (Irvine Welsh) - Danny Boyle, Trainspotting (1996)

217. Trendeki Kız (Paula Hawkins) - Tate Taylor,  The Girl on the Train (2016)

218. Ucuz Roman (Dana Polan) - Quentin Tarantino, Pulp Fiction (1995)

219. Uçurtma Avcısı (Khaled Hosseini) - Marc Forster, The Kite Runner (2007)

220. Uğultulu Tepeler (Emily Brontë) - Andrea Arnold, Wuthering Heights (2011)

221. Umut Işığım (Mathew Quick) - David O. Russell, The Silver Linings Playbook (2013)

222. Unknown Soldiers (Väinö Linna) - Aku Louhimies, The Unknown Soldier (2017)

223. Utanç ( J.M. Coetzee) - Steve Jacobs, Disgrace (2008)

224. Uyanışlar (Oliver Sacks) - Penny Marshall, Awakenings (1990)

225. Uyumsuz (Veronica Roth) - Neil Burger, Divergent (2014)

226. Uyuyana Kadar (S.J. Watson) - Rowan Joffé, Before I Go to Sleep (2014)

227. Vahşetin Çağrısı ( Jack London ) - William A. Wellman, Call of the Wild (1935)

228. Vampirle Görüşme (Anne Rice) - Neil Jordan, Interview with the Vampire (1995)

229. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (Milan Kundera) - Philip Kaufman, The Unbearable Lightness of Being (1989)

230. Venedik Taciri (William Shakespeare) - Michael Radford, The Merchant of Venice (2004)

231. Vertigo  (Pierre Boileau) - Alfred Hitchcock, Vertigo (1961)

232. Vişne Bahçesi ( Anton Çehov) – Richard Eyre, The Cherry Orchard (1981)

233. V for Vendetta (Alan Moore) - James McTeigue, V for Vendetta (2005)

234. Yabana Doğru (Jon Krakauer) - Sean Penn, İnto The Wild (2007)

235. Yakut Kırmızı ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Rubinrot (2013)

236. Yaşamak (Yu Hua) - Yimou Zang, To Live (1994)

237. Yeşil Yol (Stephen King) - Frank Darabont, Yeşil Yol (1999)

238. Yol (Cormac Mccarthy) - John Hillcoat, The Road (2009)

239. Yürüyen Şato (Diana Wynne Jones) - Hayao Miyazaki, Hauru no ugoku shiro (2004)

240. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini (Louis de Bernières) – John Madden, Captain Corelli's Mandolin (2001)

241. Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği (J.R.R.Tolkien) -  Peter Jackson, The Lord of the Rings (2001)

242. Zaman Makinesi  ( H.G. Wells) -  George Pal, The Time Machine (1960)

243. Zaman Yolcusunun Karısı (Audrey Niffenegger) - Robert Schwentke, The Time Traveler’s Wife (2009)

244. Zindan Adası (Dennis Lehane) - Martin Scorsese, Shutter Island (2010)

245. Zorba (Nikos Kazancakis) - Mihalis Kakoyannis, Zorba The Greek (1970)

246. Zümrüt Yeşil ( Kerstin Gier) - Felix Fuchssteiner, Katharina Schöde, Smaragdgrün (2016)

247. 22/11/63 (Stephen King) - Bridget Carpenter, 11.22.63 (2016)


Devamını oku

Bilme istenci üzerine [michael foucault]

  Hiç yorum yok
Temmuz 26, 2021

 Foucalt || bilme istenci üzerine

What Makes a Knowledge Base Smart? | KMS Lighthouse

Her insan dogası geregi bilmeyi ister
Aristo nun bu sözü bize üç adet argüman sunmaktadır bunlar:

1. Bilmeye yönelik bir arzu vardır, 

2. Bu arzu evrenseldir ve tüm insanlarda bulunur, 

3. Bu arzu doğa tarafından verilmiştir.

Bu bilme istenci gerçegin ve duysal olanın arasındaki uyuşmazlıgı kapatır
bilmek onun kendisini aşmasının yegane yoludur bu istenç aynı zamanda onun hem ilk günahıydı
hemde gelecegini şekillendiren temel şeydi.
İnsanın dogası geregi zayıf yaratılmış olması dış dünyadaki diger herşeyin güc peşinde koşması
içsel olan güce yani bilgiye odaklanmasına sebp olmştur gerçek bir bilmeyi siteyen kişi adanmışlıgını ve istencini o şeye yönetltmelidir
o bilgiden elde edecegi şey ise maddi bir çıkar olmakdan çok uzak sadece o şeyi yapmanın verdigi hazdır.
Dogaları geregi dogadan gelen bu bilmenin tek amacı gerçektir ancak bu gerçegin bilgisi saklanmıştır buna ulaşan kişi mutlulugun prırıltısından çok uzatır ögrenmenin ilk adımlarında duydugu hayretten mutluldur kişi bu noktada ise
bilen gerçege direnmekten çok onun içeriginin derinliginde kaybolmanın peşindedir
Aydınlanma diger deyişle bilme istencinin içselleştirilmesi kişilere sorgulatır genelde ilgi ve meraktan yola çıkarak edinilse de yeni bilgiler ilgi daha çok pratik faydanın sonucunda özünü yitirir
gerçek bir sorgulama araştırma edinim önerme ispat ve testin aşamalarıdır. Dogrusu okullarda bilimsel düşüncenin kavratılmamasına şaşırıyorum ögreticiler bile bilimsel düşüncenin ne oldugundan habersiz onlara göre kanıtlanabilirlik esas
halbuki yöntemli düşünmedir bilimsel düşünce bu sebeple kurdugum okullarda teorik egitimden çok ögrenme yönteminin kazandırılmasına hedefleniyorum.

Bilginin öteki tarafına geçmek, bunu yaparken de hem bilinemez hem de bilinmeyen bir hakikatin yol açtığı paradokstan kaçınmak, an­cak ve ancak hakikatle bilginin doğrudan birbirine bağlı olmaması du­ rumunda mümkün olacaktır.
İdeoloji - Erişilemez hakikat - Ve sınırlı bilgi. vardır bilginin amacı hakikatin erişilmezligine ulaşmaktır bilgi ve hakikat birbiriyle hem baglı hemde destek olucudurlar.

varlık hakikatin bir tezahürüdür birşey ne kadar varlıga sahipse o kadar hakikat bulunmadrmaktadır.

Filozoflar hakikatlidir ancak her filozofun eşsiz bir felsefik anlayışı vardır bu ise felsefe yapmaktan çok bilmenin yöntemlerinin nasıl kişiselleştirildigini açıga çıkartmaktadır.

4/ Nihayet şu noktayı unutmamamız gerekir: Felsefe ihtiyaçtan de­ ğil hayretten doğan bilimdir.7 Hayret ise, insamn kendi cehaletini fark etmesini ve sadece bilgiye erişmek için ve sadece bilgi adına ondan kur­ tulmayı istemesini sağlayan şeydir.
Filozof denilen kişi genel olarak bilmeyi siteyen onu seven kişi olarak tanımlasa da onların diger bir özelligi yorumdur öyleki bir insan öncekilerin eserlerini okuyup anlamadan kendi düşünsel varlıgını meydana getiremez daha önceden düşünülmemiş olanı düşünmek bunları hakikatin tekilliginde bir araya getirip tanımlamak tam bir filozof işidir.
Eger bilmekten kasıt dogadaki buunan şeylere hükmetmek ve onları kontrol altına almaksa bunun adı bilimdir gerçek bir bilmenin yegane amacı erişilmez hakikatin sınırlarında dolaşmayı ve o hakikati can ı gönülden baglı şekilde aramayı hedefler.

Bilmek isteyen kişi yorum yapabilmesinin yanında yeni argumanlar da getirebilmelidir. yeri geldiginde başka bir argümanı çürütmeyi yeri geldiginde ise kendi argümanınının çürütülmesini göze alabilmelidir. ancak bu sayede yanlış düşünüşler elenerek hakikat özüne ulaşılabilir.
logica est scientia - zira mantık bilim yoluyla elde edilir,

Kişi akıl yürütebilmelidir ancak yanlış akıl yürütmemelidir bunun için ise dogru yada yanlış arasında seçim yapabilmelidir mantık yoluyla elde edilenin dogruya en yakın oldugu bilindigine göre o zaman herkesin bilim ögrenmesi gerekmektedir.
eger ortada bir yanlış akıl yürütme varsa bu ya yeterli kanının olmamasındandır yada öncüllerin birinin yada birkaçının yanlış akıl yürüttügünün göstergesidir.

Sorun bu akıl yürütme görünümünün, doğru ve yanlış akıl yürütmenin bu diğer yüzünün, akıl yürütmenin - kendisi de bir o kadar gizemli olan- gerçekliğinin karşısında yer alan bu gizemli öğenin ne olduğunu bilmektir.
Dogadaki Farklılığın kaynağı, sözcüklerin sayıca sonluyken şeylerin sonsuz olması, yani sözcüklerin nispeten kıt olmasıdır; kelimeler ve şeyler ara­ sında karşılıklı olarak bire bir denklik ilişkisi kurmanın imkânsız ol­ masıdır. Kısacası farklılığın nedeni, sözcüklerle işaret ettikleri şeyler arasındaki ilişkinin, kesin bir sayım yapılmasını sağlayabilecek bir iliş­ kiyle eşbiçimli olmamasıdır.
Gerçekten de farklılık, bir taraftan kavramın inşa edilmesine, an­ lamın idealliğinin kontrol altına alınıp düzene sokulmasına, türlerin ve cinslerin bölüştürülmesine, tözlerle ilineklerin ve öznelerle öznite- liklerin ayırt edilmesine olanak veren şeydir; kısacası farklılık, doğru ya da yanlış önermeler kurmamıza zemin teşkil edecek bütün bir an­ lam evreninin inşa edilmesine olanak sağlar. Ancak farklılık aynı za­ manda, söylenmiş şeyin aynılığına, söylem öğelerinin yer değiştirme­ lerine ya da karmaşalarına ve bu öğelerin ardışıklığının yarattığı rap­ sodiye, onları parçalamak ya da kontrol altına almak suretiyle engel olan şeydir.

Gerçek akıl yürütmenin düzenlilik, dürüstlük ve yetişkinlikten olu­ şan üçlü niteliği, kurallar, özne, üretilen sözce ve anlamsal niyet arasın­ da genel olmakla beraber belirli bir ilişki olduğunu gösterir. Bu ilişki sözcenin olay niteliğini etkisiz hale getirir. Bunun aksine, olay etrafında, olayın kalıcılığı ve tekrarı, sürdürüle- bilen aynılığı (ki burada içsel bir farklılık kuralı yoktur) ve isnat edile­ bilirliği (ki bu sahiplenme kadar suça da yakın bir biçime göre oluşur) etrafında düzenlenen özne-sözce ilişkisi, sofizmi, felsefeyi (ve bilimi) niteleyen bütün bu ilişki, felsefi ve bilimsel söylem tarafından, biçimsel açıdan düzensiz, ahlâki açıdan namussuz, psikolojik açıdan da çocuk­ ça olduğu gerekçesiyle dışlanır. Mantık, ahlâk ve psikoloji, sofizmin düzenbazca ve anarşik çocuksuluklarının dışlanmasına rehberlik eder.

Hakikat, söylenen şey (ya da söylenen ile olan veya olmayan ara­ sındaki ilişki) değildir. Hakikat, karşısına çıktığımız, kendisiyle yüzleş­ meyi kabul ettiğimiz ya da etmediğimiz şeydir. Kendimizi teslim ettiği­ miz endişe verici kuvvettir. Özerk bir kuvvettir. Ancak gene de hakika­ tin nasıl bir doğaya sahip olduğunu iyi anlamamız gerekir: Bir boyun­ duruk altına giriyormuşçasına boyun eğdiğimiz zorlayıcı bir kuvvet değildir o. Ahlâki ya da hukuki nedenlerle ona boyun eğmemiz talep edilmez. Hakikat, kendisine maruz kaldığımız ve bizi dize getirecek gü­ ce kendi başına sahip olan bir kuvvettir. Hakikatte insanı dehşete dü­ şüren bir şey vardır. Hakikat insanları zincirleyen bir yasadan ziyade zincirlerinden boşanıp onlara hücum edebilecek bir kuvvettir.
O halde hakikatin konumlandığı yer söylem değildir; ya da hakika­ ti açığa çıkaran şey söylem değildir.
 Söylem yoluyla hakikate yaklaşı­ lır; söylem, yemin ya da beddua biçimini alarak hakikatin dayanılmaz bakışına açık hale gelen kişiyi tayin eder.


Devamını oku

Ey Bilge

  Hiç yorum yok
Temmuz 21, 2021

 Ey bilge yaşamdan anladıgın kadarıyla sonsuzlugu bul

Ey bilge bugünkü yaptıgın her işte yarının hesabını yap çünkü bugünkü ugraşların yarının seni olur

Ey bilge hakikati ara aklını kullan aklı kullanman için bilgiyi katık eyle bugdaysız degirmen nasılki kendi kendini ögütür bilgisiz akılda bu şekilde kendi kendini yer bitirir.

Ey bilge yaptıgın işin karşılıgını sıradanlıklarda arama senin yaptıgın iş o kadar büyüktür ki ancak onun karşılıgını gelecek nesillerin yadsımadıgı bir ölümsüzlükle bulabilirsin.

Ey bilge bu dünyaya verdiklerin kadar anılırsın sözüm ona koşuşturdukları işler elbette herkesin yakasını birgün bırakacaktır hemen başka bir iş bul eger bulamıyorsan da üret çünkü insanın aklı boşlugu sevmez.

Ey bilge kazançlarında kayıplarında bir tamahkarlık taşı unutma zamandan başka herşeyin telafisi bulunur şu ömürde.

Ey bilge insanlara aydınlık ol ışık saç ögrendiklerinle ancak bunu onlara karşı bir üstünlük taslamak için degil onlarıda üsütün kılmak için yap çünkü kişi üstünlügü elde etmez kazanır bunu ise karşılarındakinin saygısını kazanması yoluyla yapar.

Hyat ölçün olsun bu ölçüde temel noktan terazin aklın olsun akıldan çıkmayan aklın hoşuna gitmeyen aklın süzgecinden geçmemiş her iş yarımdır uzak dur. başkalarının aklıyla sen sen ol kararını verme.

Özgürlügü arama özgürlük hissedilir insan halk arasında fedakarlıkları dogrultusunda özgür olur yalnızlıgında ise hayal edebildikleri kadar özgürdür.

İyi olanlar elbette sevilir kötü olan elbette yerilir ama bilmeliki her iyinin bir kötü ssureti her kötününde iyi sureti varır aramalı bunları yoksa çok keskin bir duvarla ayırırız hayatla yaşamı kesin bir tekdüzelikte.

Başına gelen felaketlere de sevinçlere de vakar sahibi olgun biri olarak gör hereyin geçici oldugunu ömrün iki nefes oldugunu unutmayasın kafana takacagın şey ise kesinlikle seni ötelere taşıyacak şeydir açma onu o geçici insanlara.

Bilmeliki gelecek herkes için mucize gibidir yaşın ilerledikçe imkanların artar hizmetinde olan malın evlatın akraban oluşur ama bilmelisinki geçicidir bunlar geçici sen kalıcı olanlara baglan.

Sevgi umut korku ve heves ile iş yapma çünkü aksaklıklar sarmıştır bunları kesin olan senin aklından çıkan ellerinin işledigidir diger saydıklarımız ise senin yaptıgın işe bir tad katar sadece.

Bilim ögren başını kaldırıp baktıgında o yldızların sırrını geceyle gündüzün devimini varlıgın kökenini merak et eine aldıgın bir ilmi tamamlamadan bırakma bıraktıgında ise hala yenilerini ögrenmeye devam et en küçügünden en büyügüne bu dünyada görünendir esas olan hangi ölü bir diri kadar degerlidirki zaten.

Eger gelecegi görmekse kastın şuan meşgalene bak seni en çok kendie baglayan sein en çok yöneldigindir gelecegin bu gelecekki birçok mucizeler keşifler sevinçler ve üzüntüler taşır bil bunları çünkü kolayca kazanılmaz varoluşun tekil insanlıgı.

Onlar derki yaratılmıştır herşey ve doldururlar herşeyi buldukları tek kelimeyle kimi cahilligini ögrenmezigini örter boşluk lafıyla kimi de tanrıyla sen aş bunları ve fikirlerini sun en azından ögrenemiyorsan sözün dayanagı bulunur.

Durma harcama bir saniyesini zamanın geri gelmez birdaha sevdigin gençliginle kaçtıgın yaşlılıgın.

Öklid Kimdir? Hayatı ve Eserleri

Devamını oku

Ömrün geçiciligi üzerine

  Hiç yorum yok
Temmuz 18, 2021


Ömrün geçiciligi üzerine

dogduk büyük ve ölecegiz yaşam nimetleriyle dirilirken yaşamın bizi birgün özümüze döndürecegi topraga dogru egilmekteyiz.

Pin on Table For One
 

 insan hayata geldiginde yaşamın güllük gülüstanlık oldugunu herşeyin hayalleri dogrultusunda gerçekleşecegini sanar üstelik hiçbir çaba ve fedakarlık yapmadan karşılıksız olarak bişeyleri kazanma istegi insanlıgın tembelligi onu Göksel varlıklara sıgınmaya itti korku ve ümit insanları asırlar boyunca kontrol etti insanın insana yaptıgını hiçbirşey insana yapmadı bir insan binlerce insanın sebebi oldu.

Ancak ömür geçti geçiyor yaşlılıgın onlara birgün gelecegini bu yaşlılıgın ölümün habercisi oldugunu bilmezlermi gençliklerine özenip dururlar çocukluklarına dair çok az anısı olanlar mükemmel oldugunu sanarak oyalanır dururlar halbuki bu dünyada zaman geçtikçe insanlık içinde şartlar oldugunlaşmakta o halde nasıl eski daha iyi olabilir.

Eski tecrübedir ve tecrübe kazanılması en zor olan bilgilerdendir ne mutluki o yaşlılara hayatlarını bilgi ve Bilgelikle geçirip son zamanlarında bu kazanımlarını okur insanlıga anlatırlar. 

Çogu insan su gibi tertemiz ve berraktı ilk gözlerini açtıgında aslında herkes dahi herkes biraz cani ve herkes biraz masum ve hayalperesttir bunlar iyidir ancak sosyal ortam özellikle dogdugumuz aile akraba şehir sizin bir kuşda yapabilir bir ejderhada.

Evet ömür geçicidir ve zamanın hesabını yapıp degerli işlere harcamaya çalışmak iyidir ancak görüyoruzki en ahmakla en bilge için ömür sayılı ama ikisinin farkı dünyaya kattıklarıdır. Bilge kişi dünyada adından saygıyla söz ettirir cahil ise ot gibi yaşar gider ama şunu da bilmeliyizki bilgimiz arttıkça artan egomuz bizi insanlıgımızdan uzaklaştırır halbuki bilmenin amacı insanlıga yaklaşmaktır.  O sebeple ömrün heba edilecek boşa harcanacak tek bir saniyesi yoktur.

Ölüm geldiginde dünyadan ayrılmak sana acı vermesin çünkü ne zenginlik ne itibar yücelik nede diger şeyler insana fayda eder ömür boyu huzurlu bir yaşam mümkün degildir insan yaşadıgı acılarla olgunlaşır üzüntü ve ızdırap yüregini burkabilir son anlarında ama bilmeliki insan yaptıgı işlerle anın önemini kavrar sorumlulugunu yerine getirmemiş bir kişi hiç mutlu olurmu.

Üstelik ölümden sonrasının cevabını veeren mantıga yada duyguya bakıp bişeyler beklemekde yanlış çünkü şuan var sonsuza kadar sürüp gidecegini sandıgımız ama kuş kanadı gibi uçup giden şu an biz şuanda öldürüyoruz ölümü o halde niye korkalımki ölümden ne demiş monteigne:

Eger birgün dünyada yaşamışsan bu bütün günlere denktir ne diye sonsuza kadar yaşamayı istiyorsun bak güneş dogar gündüz olur ay dogar gece olur bütün günler ve geceler aynı ise ömrün kısalıgına üzülmek akıllıca bir işmidir ?

Devamını oku

Zamanından önce gelen mutluluk

  Hiç yorum yok
Temmuz 13, 2021

Yaşamın İmgesi Ağaçlar ve Onlara Yazılmış 15 Şiir


Hayat akıp gidiyor bir nehir misali bir su misali peşinde koştuklarımızı yakalayamadan bizi de kendi degirmeni içerisine katıp sürükleyip haşatımızı çıkardıkdan sonra bir kenara atıp orada yok olmamızı istiyor üstelik bizim istediklerimizi hiç umursamadan.

Bugün şunu farkettim insanın hayatta telafi edemeyecegi hiçbirşey yokmuş tek bir şey varki o asla geri gelmiyo ne diye soracaksınız tabiki geri gelmeyen boşa geçmiş zaman avare yılların neyhude anıların telafisi sizce mümkünmü gün geçtikçe ömrümüz alırken epey bi zor gözüküyor.

İnsan gençligince çok toy ve acemi oluyor herşey hemen olsun bitsin istiyor bir an önce ev iş araba mal mülk sahibi olmak istiyor farzedelimki oldu sonra ne olacak muhtemelen karnını gerip akşama kadar kıpırdamadan ölü gbi yatıp duracak sonra kilo anksiyete agzaimer gibi hastalıklarla ugraşarak birde kendini yitirip gidecek, oysa bunları kazanmak için gidilen yollar katlanılan zorluklardır insana yaşadım dedirten tecrübeyi satın alamazsın onu işlersin yıllar günler ilmik ilmik zihnine tecrübe işlersin yaşlılar neden çok konuşmayı sever sanıyorsun işte tamda sebebi bu.

Çocukluk saf masum çaresizlik acizilik ve etki altında olmayı gerektiriyor mutlular çünkü çok az şeyden haberleri var hiçbir sorumlulukları yok çünkü hiçbir kazançları yok tek gayeleri hayata hazırlanıp sonraki kuşak olarak dünyanın degeirmeninin kendilerinide ögütmesini beklemek bu masumluk biçarelik güzel ama tekdüze bir yaşam sunuyor insana çocukluk.

Büyüdükçe sorumlulukların artışı insana özgürlük veriyor yada biz öyle sanıyoruz daha fazla kazanmanın insanı daha özgür kılacagını sanarak peşinde koştugumuz amaçların hırsların kölesi olup çıkıyoruz sanki herşey bizim elimizdeymiş gibi.

Dereye girmeden önce paçaları sıvamak derler vaktinden önce gelen mutluluklar için süpriz gibi sevindirici birşey ama hani dere hani balık saçma geliyor olabilir anlamadıgımız herşey öyle ama şunu iyi belleyinki beklentinizi düşük tutarsanız sevincinizi yüksek yaşarsınız vaktinden önce gelen her mutluluk vaktinden önce de gidebilir kaçımız birkaç saniye sonrasında yaşayacagımıza garanti verebilirizki....

Amaan söz uzun ama ömür kısa imkanım olsa bende ne kıza nede uzun oldukça derin yazmaya çalışırdım.

nacizane...

Devamını oku

İnsanca olan

  Hiç yorum yok

Popüleritenin kurbanları

  Hiç yorum yok
Mayıs 17, 2021

 Popüleritenin kurbanları


Son 20 yıldır ortak bir sorun var bilmem farkındamısınız ?

İnternetin hayatımıza girişi ve ayrılmaz bir parçası haline gelişi birkaç yıllık kısa zaman dilimini kapsıyor ve dogal olarak internetin çocukları olan sosyal medya platformları insanların bilincini giderek şekillendirmekte. Hergün yeni bir polemik, hergün yeni bir gündem hergün yeni bir popülerlik almış başını gidiyor, bilmem seversiniz bilmem sevmezsiniz ama büyük bir çogunlugun bu duruma kayıtsız kalmadıgını iyi ve kötü yanlarıyla gözlemlemekteyim.

Biliyorsunuz 15 temmuzda nasıl bir faydası oldugunu devam eden yıllarda ise analog yayın yapan tv, radyo platformlarının politik darbe sonucu papaganlgas koyuldugunu ve bu sebepten özgür medya savunucusu gaztecilerin youtube, twich, facebook, şnstagram gibi platformlara geçip oralardan halka ulaştıklarını ve gündemi degerlendirdiklerini biliyoruz. Aslında bir nevi bu gazetecilerde o gündemin savucunculugunu yorumculugunu yaptıkları içinde bu kadar halka indirgeniyor bu politik sosyal söylemler.

Artık herhangi bir medya ortamında biraz ün yapmış kıt beyinli insanlar çıkıp bir hata yaptıgında onlarca kişinin kötümser söylemine maruz kalıyor adı üzerinde eleştiriden mizah ortaya çıkarmaya çalışan linç kültürü kurbanı olmuş onlarca fenomen türedi. 

Adam yada kadın ister youtube yayıncısı olsun ister kitap yazsın artık hiçbir kalite farkı kalmadı neden ? çünkü insanlar dijitalleşmein etkisiyle istedikleri kişiye dogrudan ulaşabiliyorlar. Yüzlerce yıl önce yaşamaış biri de olsa ulaşılması çok zor güçlü bir karakter de olsa bu insanlar  intetnette belirli bir ayak izi bırakıyor bu ayak izleri videolar yazılar resimler ne olursa birilerinin eline geçiyor ve paylaşıyor sonucunda onlara kişi buna ulaşabiliyor bu iyi. İnternetin hayatımıza kattıgı artı deger ama

Görüyoruzki büyük bir çogunluk artık pasif atraksyona girişme peşinde nedir pasif atraksyon işte o twitter gibi platformlarda 10 bin twet i geçince hemen birilerinin yada büyük bir çogunlugun söz söyleme istegi oluşması ve bununda çogunlukla tepedekilerin menfaatiyle çatıştıgında hiçbir işe yararmaması işte biz bu işe yaramazlıga bu adı veriyoruz.

Halkın bilinçsiz cahil ve bagnazlıklarını görmemizi saglıyor çok azda olsa bazen akıllıca bir tepki gösterilmesi hala bilinçsiz yaşanmadıgının kanıtı. küdüste olay var tepki güzel mehmetçige destek iyi survivorda şu kazandı şu kaybetti berbat tabi bunlar tartışılır ama sonuçta herkesin gözü önünde gerçekleşen ortak bir söylem var 

Popülerite.

Tanımını yapmak gerekirse direk google a yazdıgınızda: Sosyolojide popülerlik, bir kişinin, fikrin, yerin, öğenin veya başka bir kavramın diğer insanlar tarafından ne kadar sevildiği veya kabul edildiğidir. Beğenme, karşılıklı beğenme, kişilerarası çekicilik ve benzer faktörlerden kaynaklanabilir. Sosyal statü hakimiyet, üstünlük ve benzer faktörlerden kaynaklanabilir. Wikipedia (İngilizce) şeklinde bir sonuç çıkıyor.

İnsanların begenilme sosyal statü, belirli bir ortamda kabul edilme söz söyleyebilme hatta lider olabilme gibi alt bilincinin evrimselleşmemiş ilkel hazlarından kaynaklandıgını söyleyebiliriz. 

İnstagramda havalı fotograflarının paylaşılması, facebook da akrabalarının ve çevrenin genişligi, twitter da ne kadar takipçin oldugu ve begeni aldıgın ne kadar tanınmış oldugunun gösteren basit bazı imgeler aslında.

Çocuklarımızı da yanlış etkiliyor aslında bu tür söylemler, en çok fenomen olan kişiler en ahmak olanlar neden çünkğ kitlenin ruhundan parçalar taşıyor, belirli bazı kaygıları paylaşıyorlar belirli bazı düşünceleri aynı. Hernekadar yaşam standartları artsa da fenomenlıkle daha yüksek sosyal statğ kazansalarda hala ahmak ve aptallar.

Çünkü kimse gerçekten önemli olan şeyleri düşünmüyor paylaşmıyor konuşmuyor birkaç nadir iyi insan var onlarda arada sesleri kısılıyor.

Çogunluk zenginlik, şöhret, ekmek gayesiyle ömrünün büyük çogunlugunu geçici bazı işlerde gerçekten o yaptıgı işin bilincinde olmadan sırf yapmış olmak için yaparak harcıyor. hem kendisini hemde yaşama hevesini. Gierek tekdüze alışıldık suratlar yaşamlar insanlar ile bir zebra sürüsünden farkı olmayan toplumsal hastalıklılar kapmına dönüyorz.

Toplumu eleştirmeliyiz çünkü toplumsal yapı bizi dogadaki zoraki düzenlere egemen kıldı ayrıca unutulmamalıki eleştiri olmazsa aklın gelişiminden söz edemeyiz. 

Şurası kesinki dijitalleşme ile birlikte suçların, cezaların, adaletin ve eşitligin, egitim ve ögretimin, ahlakın ve dinin, komedinin ve trajedinin şeklinin büyük degişiklikler geçirdigini görebiliyoruz muhtemelen bir 100 yıl sonra bizim epeyce yaancısı oldugumuz bir dünyayla karşılaşacagız. çocuklarımızın çocukları bile o dünyaya uyum saglamakta zorlanacak çünkü gelişme ile bireyselleşme daha çok istenilmeye başlanır. halbuki bundan 50 yıl önce fabrikalarda zorunlu olarak saatlerini harcayan anne babalarımız ve dedelerimiz evlerine ekmek götürme gayesinden başka birşey taşımıyordu.

Bugünse aynı insanlar nasıl daha çok takipçim olur nasıl daha çok begenim olur nasıl kolay yoldan zengin olurumun peşinde halbuki bunların olmayacagını her degerli şeyin zamanla kıymet kazanacagını bilmiyoruz dogrusu söz edilmeye deger sözler sarfettigimizden de emin degilim ama şurası kesinki hayat bayagı şeylere uzunca zaman harcanacak kadar basit olamaz. 

hayat. ölüm, bilgi, bilgelik, bilim, sanat, fikir, keşif, ugraş, sonsuzluk, tanrı^'lar, gerçekler, yalanlar, yanılsamalar, hayaller aklıınıza gelen her türlü iyi kötü güzel şeyler düşünülmeye ve sonucunda deger ifade eden şeylere dönüşmeye degmezmi bence deger ?

Devamını oku